DİSK’ten İstanbul ve Ankara’da Amasra eylemi: Üstünü kapatmayın sorumluları yargılayın

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Bartın’da Türkiye Taşkömürü Kurumuna (TTK) bağlı Amasra Müessesesinde meydana gelen 41 maden işçisinin yaşamını yitirdiği patlamanın ardından yaptığı basın açıklamalarını İstanbul ve Ankara’da sürdürdü. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve yönetim kurulu üyelerinin de katıldığı açıklamada sorumluların yargılanması istendi. Açıklamada işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerine ilişkin en etkili denetimin de işçiler tarafından yapılacağı vurgulandı.

İstanbul’da yapılan açıklamayı DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu okudu. Yakın tarihlerde meydana gelen katliamları hatırlatan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Sadece son 20 yılda Ermenek’ten Soma’ya Şırnak’tan Kozlu’ya, en son Bartın’a kadar Türkiye’nin dört bir yanındaki madenlerde yüzlerce işçi kardeşimizi kaybettik. Cumhuriyet tarihinin en büyük maden faciası Soma’dan sonra ‘Hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacak, bütün önlemler alınacak’ dediler ama hiçbir şeyin değişmediğinin ve bu katliamların devam ettiğinin tanığıyız” diye konuştu. Çerkezoğlu 301 işçinin yaşamını yitirdiği Soma Katliamı’yla ilgili sorumluluğu bulunan kamu görevlilerinin yargılanmadığını, davada tutuklu sanık bulunmadığını da hatırlattı.

October 25, 2022

"KADER PLANI DEĞİL BİLİME İHTİYAÇ VAR"

Bartın’da bilim insanları ve uzmanlar eşliğinde maden sahasını gördüklerini aktaran Çerkezoğlu, “Bartın, o bölgedeki maden rezervlerinin en büyük olduğu alanlardan bir tanesi. Uzmanlarımızın söylediğine göre 608 milyon ton çıkarılabilir kömür rezervi bulunuyor. Bunun sadece 16 milyon tonu TTK tarafından işletiliyor. Yaklaşık 600 milyon ton kömürün işletilmesi için 2005 yılında bir özel şirketle anlaşma yapılmış. Rödovans sözleşmesine göre en az 3 yıl içinde çalışmalar tamamlanacak ve maden çıkarılmaya başlanacaktı ama aradan 18 yıl geçmesine rağmen hiçbir çalışma başlatılmamış ve hiç kimse de bunun hesabını sormamıştır” diye konuştu.

Bartın’da Belediye Başkanı, yöre halkı ve hayatını kaybeden işçilerin aileleriyle görüştüklerini söyleyen Çerkezoğlu, “Evladını kaybetmiş anne babalar, eşini kaybetmiş kadınlar, babasını kaybetmiş çocuklar hatta daha doğmamış çocuklar vardı. Yaşananlar hiçbir şekilde kaza da değil kader de değil. Madenlerde yaşanan bu tablo memleketin normali değil, madencinin kaderi hiç değil. Türkiye’de meydana gelen bu kara tablonun ortadan kaldırılması için yapılması gerekenleri söylüyoruz. Yetkilileri sorumluluk sahibi oldukları için gerekli adımları atmaya çağırıyoruz. Hepimiz yaşayarak görüyoruz ki işçi sağlığı ve iş güvenliği alanındaki bu kara tablonun nedeni sosyal devletin gereğinin yerine getirilmemesidir. Madenlerdeki durumun nedeni her şeyden önce bilimden uzaklaşılması, işçi sınıfının sendikasız, örgütsüz bırakılması ve emeğin zayıflatılmasıdır. Yani ihtiyacımız olan şey kaderin planı değil bilimin planıdır.”

"İŞÇİNİN DENETİMİ EN ETKİLİ DENETİMDİR"

Çerkezoğlu, başta madenler olmak üzere işçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanması adına DİSK’in çözüm önerilerini şöyle sıraladı: “Ülkemizde işçi sağlığı ve iş güvenliği sistemi çökmüştür. Bu sistemde işçi sağlığı ve iş güvenliği patronların insafına bırakılmıştır. Bu alanı özelleştiren 6331 sayılı yasa derhal değiştirilmeli ve kamusal bir işçi sağlığı ve iş güvenliği sistemi oluşturulmalıdır. İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanındaki sendikaların, üniversitelerin, meslek oda ve birliklerinin katılımıyla bağımsız bir kurumsal yapı oluşturulmalıdır. İşyerlerinde işçinin denetimi, en etkili denetimdir. Örgütlü işçiler işyerlerinde olumsuzluklara hızlı ve etkili yanıtlar üretebilmektedir. Bu nedenle işçilerin sendikalı olması, sendika seçmesi ve grev hakkı başta olmak üzere sendikal hakları önündeki engeller kaldırılmalıdır.” (İstanbul/EVRENSEL)