Nobel Tıp Ödülü neden antik DNA ve insan evrimi alanına verildi?
ODTÜ Biyolojik Bilimler Bölümü’nden Prof. Dr. Mehmet Somel, “2022 Nobel Tıp Ödülü neden antik DNA ve insan evrimi alanına verildi?” başlığıyla seminer düzenledi.

The Nobel Commitee for Pyysiology or Medicine | Illustration: Mattias Karlén
İLGİLİ HABERLER

2022 Nobel Tıp Ödülü'nü insanın evrimi konusundaki çalışmalarıyla paleogenetikçi Svante Pääbo kazandı

2022 Nobel Ödülleri sahiplerini buldu
ODTÜ Biyolojik Bilimler Bölümü’nden Prof. Dr. Mehmet Somel, “2022 Nobel Tıp Ödülü neden antik DNA ve insan evrimi alanına verildi?” isimli bir seminer verdi. Konuşmasında antik DNA çalışmalarının ortaya çıkışı ve tarihinden bahseden Somel, araştırmada kullanılan metotları anlatırken eski dokulardan DNA molekülleri elde etmenin zorluklarına da değindi.
Somel’in sunumuna göre 1980’lerde ilk antik DNA çalışmalarının başlaması ve elde edilen sonuçlar bilim dünyasında heyecanla karşılanmıştı. Bu durum akıllara “Ne kadar eski moleküllerden DNA elde edebiliriz?” sorusunu getirdi. Başlardaki çalışmalar kontaminasyon sonucu yanlış veriler sunsa da bu durumun anlaşılması ve ilerleyen teknolojiyle beraber antik DNA çalışmaları son yirmi yılda hız kazandı. Özellikle yakın zamanda nesli tükenmiş canlılar üzerine yoğunlaşıldığında daha verimli sonuçlar elde edildiği gözlendi. Bu duruma Neandertal DNA’sı üzerine yürütülen araştırmalar örnek gösterilebilir.
NEANDERTAL ÇALIŞMALARININ ÖNEMİ
Neandertaller üzerine yapılan çalışmalar modern insanın (homo sapiens) evrimine de ışık tutuyor. Modern insanın soyağacı belirlenirken ortaya çeşitli hipotezler atıldı. Neandertal genlerinden elde edilen veriler, insanlığın Afrika’dan çıktıktan sonra çeşitli bölgelere dağılarak günümüz modern insanına evrimleştiği hipotezini destekler. Bu durum ırkçı görüşlere çanak tutan diğer soyağacı hipotezini çürütür nitelikte. Ayrıca yapılan çalışmalar gösteriyor ki günümüz modern insanlarının çoğunda yüzde 1-2 oranında Neandertal geni bulunuyor.
TÜRKİYE’DE ANTİK DNA ÇALIŞMALARI
Türkiye’de anti DNA alanında çalışma yürüten üç ekip ve iki laboratuvar bulunuyor. Bu ekipler Hacettepe-ODTÜ-Mersin Üniversitesi Antik DNA Ekibi olarak beraber çalışma yürütüyor. Prof. Dr. Mehmet Somel, ODTÜ’deki laboratuvarında antik DNA çalışmaları yürütüyor. Bir yandan Anadolu’yu konu alan antik DNA çalışmaları sadece yerli bilim insanları tarafından yürütülmüyor. Dr. Ezgi Altınışık, Dr. Gülşah Merve Kılınç, Dr. Öğr. Üyesi Emrah Kırdök, Dr. Öğr. Üyesi Füsun Özer, Prof. Dr. Mehmet Somel’in Arkeofili sayfasında yayımlanan açık mektupları, Türkiye’den toplam 195 insan iskeletinin genetik analizini içeren antik DNA çalışmasının Harvard Üniversitesindeki bir grup tarafından yürütüldüğünü belirtiyor. Bu çalışmanın Anadolu tarihinin anlaşılması için olumlu olduğunu belirtirken, çalışmanın ana unsurunu oluşturan biyolojik analizlerin tamamen yurtdışında yapıldığını ve Türkiye’ye bilgi ve teknoloji akışı sağlanmadığını söylüyorlar. Bu durumun Türkiye’de yürütülen çalışmaların ilerlemesini olumsuz etkileyeceğini düşündüklerinin de altını çiziyorlar.
BİLİM BİR TAKIM İŞİDİR
Sunumunun önemli bir kısmında antik DNA çalışmalarının insanın evrimsel sürecini anlamaktaki öneminden bahseden Prof. Dr. Mehmet Somel, bu yıl Nobel Tıp Ödülünün bu alana verilmesinin şaşırtıcı olmadığını belirtti. Ancak bilim alanındaki bir ödülün tek bir kişiye verilmesini eleştirdi. Bilimsel çalışmaların bir takım işi olduğunu, kolektif bir bilgi birikimiyle ortaya çıktığını vurguladı. Nobel ödüllerinin verildiği proje yürütücülerinin ekipleri olmadan çalışma yürütemeyeceklerine, ekipte çeşitli alanlarda uzmanlaşmış her kişinin yapılan bilimsel çalışmada katkısı ve ödülde payının olduğunu belirtti. (Ankara/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et