Kenti adımlarımızla görmek
Ezber ettiğimiz o dersler, programlarda kullandığımız o komutlar kenti kavramamız için yeterli değil. Dolayısıyla bu kenti “deneyimlemek” için başladık gezi planlarımızı yapmaya.
Fotoğraf: A.Savin/Wikimedia Commons (Free Art License 1.3)
Cansu NOSEL
İTÜ Kent ve Kentlileşme Kulübü Başkanı
Bizler, “Kenti ve kentliyi ilgilendiren her şey bizim konumuzdur” diyerek çıktık bu yola. Çokça teorik bilgi öğrendik, bolca okuduk, yeri geldi çizim programları karşısında saatler harcadık. Ancak inanıyoruz ki ezber ettiğimiz o dersler, programlarda kullandığımız o komutlar kenti tam anlamıyla kavramamız için yeterli değil. Ayrıca, geleceğin plancıları olarak dönüp üniversite yıllarımıza baktığımızda yalnızca ders çalışmış ve mezun olmuş gençliklerimizle karşılaşmak istemedik.
Durum böyleyken fark ettik ki biz Taşkışla öğrencileriyiz; tarih fışkıran semtleri, denize inen sokakları, kendi içinde komün olmuş zengin siteleri, gecekondu mahalleleri, kentsel dönüşüm yaftalı bitmeyen inşaatları ile her rengin her tonundan eser bulabileceğimiz kocaman bir kentin ortasında, İstanbul’dayız.
KULÜBÜN GELENEKLERİNİ SÜRDÜRMEK
Kulübümüzün geleneklerini de sürdürerek başladık gezi planları yapmaya. İlk yedi durağımız yedi tarihi tepe idi. İstanbul’un üzerine kurulduğu bu yedi tepeyi adım adım dolaşırken öncesinde yaptığımız okumaların ışığında ve rehberimiz eşliğinde bölgenin tarihini öğrenip bugününü sorguladık. Yeditepe’de görülmeye değer olan nice tarihi nokta vardı güzergahımızda.
Alanda varlığını sürdürebilen ve sürdüremeyen her eserin bize anlatacak bir öyküsü vardı. Bir yandan bu öyküleri dinlerken bir yandan kentin güncel haliyle; güncel halinin artıları ve eksileriyle meşguldü zihinlerimiz. Tüm bu eserler gözlerimizi doyururken, güzergahımıza eklemeyi çok sevdiğimiz lezzet durakları ise karnımızı doyuruyordu. Eminönü’nde balık, Sultanahmet’te köfte…
Bu döneme ise Yedikule Zindanları gezimizle başladık. Katıldığımız nostaljik fenerli gece turu bizi 1600 yıllık geçmişin kucağına atıverdi. Döneminde Roma’ya gelen kralları misafir etmek için inşa edilen görkemli yapı, sonraları içlerinde Genç Osman gibi bir padişahın da yer aldığı pek çok ismin ölüm yeri olmuştu. Ellerimizde fenerler ile yılanlı kuyuyu, kanlı kuyuyu ve zindanları ziyaret ederken ekibimizden gelen hafif ürpertiler bu gezinin hepimiz için çok zevkli olduğu gerçeğinin önüne geçemedi.
“Şehirci”liğin bir okuru olmaktan fazlası olmak, kenti adımlarımızla görmek üzere çıktığımız bu yoldan edindiğimiz arkadaşlıklar, gençlik yıllarımıza kattığımız anılar ve çokça deneyim ile döndük.