26 Ekim 2022 00:56
/
Güncelleme: 26 Ekim 2022 01:00

Bartın’daki facianın ardından: İMES’teki genç işçiler ne düşünüyor? 

Bartın’da 41 maden işçisinin hayatını kaybetmesinin ardından İMES’in içerisindekiMESEM öğrencileriyle kendi çalıştıkları iş yerlerindeki iş güvenliğine dair sohbet ettik.

Bartın’daki facianın ardından: İMES’teki genç işçiler ne düşünüyor? 

Fotoğraf: Eren Ergine/Evrensel

Eren YÜCEBOY 

İstanbul 

Bartın’da yaşanan maden faciasında 41 işçi hayatını kaybetmiş, bunun üzerine 2019 yılında yayınlanan Sayıştay Raporu ve Ekim ayının başında maden ocağında yapılan denetim üzerinden iş sağlığı, güvenliği ve denetimi tartışması ülke gündemine oturmuştu.

Biz de bu tartışma zemini etrafında İMES’in içerisindeki MESEM’deki öğrencilerle bir araya gelerek kendi çalıştıkları iş yerlerindeki iş güvenliğine ve yapılan denetimlere dair sohbet ettik.

KARŞIMIZA ÜÇ FARKLI EĞİLİM ÇIKIYOR

İş güvenliğine dair MESEM öğrencilerinin üç farklı eğilime sahip olduğunu söyleyebiliriz.

Bunlardan birincisi, AKP iktidarının hemen her iş kazasından sonra propagandasını yürüttüğü “kader”, “fıtrat” gibi söylemlerin karşılık bulduğunu gösteriyor. Buna göre, MESEM öğrencileri bu söylemden etkileniyor ve kendi iş yerlerinde yaşadıkları irili ufaklı kazaları “Olacağı varmış” gibi bir yerden temellendiriyor. Ancak iş yerlerinde yaşanan kazaların kader olduğuna dair bir anlayış MESEM öğrencileri açısından kabul görüyorsa da denetimleri komple elden bırakmak gerektiğine dair bir yere varmıyor bu durum. Alınması gereken tedbirlerin tam anlamıyla karşılanması halinde yaşanacak kazaları “kader” olarak nitelemenin daha geçerli bir kabul olduğunu söyleyebiliriz.

Sohbetlerimizde öne çıkan bir diğer eğilimse yaşanan kazaların da yapılan denetimlerin de yetersizliğini ve bu yetersizliğin yol açtığı sorumluluğu bireye yükleyen bir anlayış. Sorumluluğun yüklendiği birey değişiyor. Kimisi denetime gelen memurların işini gerektiği şekilde yapmaması, eksik yapması sonucu kazalara davetiye çıkarıldığını düşünüyor kimisi açısındansa sorumluluk, doğrudan o kazayı yaşayan işçiye yükleniyor. Dergimizin önceki sayısında İMES’te yaptığımız anket sonuçlarını aktarırken genç işçilerin bugün içerisinde bulundukları geçim zorluğunun sebeplerini kendi geçmişlerinde, kendi hatalarında aradığını söylemiştik. Yaşanan kazanın sorumluluğunu işçiye yükleme eğilimi de aynı yerden besleniyor. Bu fikirlerini temellendirirken kendi kaza deneyimlerinden bahsediyorlar genç işçiler: “Ağzımda sigarayla o işi yapmasam böyle olmazdı”, “Dikkatli davransaydım o kazayı yaşamazdım.” 

Karşılaştığımız bir diğer eğilim ise yaşanan her türden kazanın sorumluluğunu hükumette ve patronda aramak. Sorumluluğu patrona yükleyen bu türden bir anlayış yine büyük oranda kendi iş yerlerindeki deneyimlerden besleniyor. Buna göre patronlar eleştirilirken öne çıkan başlıca eksiklik patronların güvenlik ekipmanlarını karşılamaması oluyor. Sohbet ettiğimiz MESEM öğrencilerinin birçoğu, özellikle ağır sanayide çalışan öğrencilerin hemen hemen tamamı, ekipmanlarının ya eksik ya da hiç olmadığını söylüyor. Zaten fikrini bu şekilde belirten öğrencilerin ellerindeki, kollarındaki yaralar ve çizikler söylediklerinin doğruluğunu da ispatlıyor. 

KARANLIĞI SÖKÜP GÜNEŞİ GÖREBİLMEK İÇİN

Farklı yerlerden beslenen ve temellenen bu üç farklı fikir dönüp dolaşıp şurada ortaklaşıyor: Sohbet ettiğimiz MESEM öğrencilerinin tamamı, bu türden kazaların önünün alınamayacağı fikrinde birbirine hak veriyor. Önünün alınamayacak olmasını düşündüren şeylerden bir tanesi, “Zaten bizi kimsenin umursadığı yok” gibi cümlelerde cisimleşen, hükumetin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediği ve işçilerin iş sağlığını umursamadığı fikri. 

Önünün alınamayacak olmasına dair bir diğer fikir ise tam aksine önünün nasıl alınabileceğine dair reçeteyi sunuyor bize. Öğrenciler, kimsenin itiraz etmediğini ve bir itiraz olmadığı müddetçe de bu kazaların yaşanmaya devam edeceğini düşünüyor.

Sağlıklı çalışma olanaklarına sahip olmanın yolu da buradan geçiyor: Bizlerin sağlığını umursamayan ve patronların daha fazla kâr elde edebilmek adına en ucuz ekipmanları dahi temin etmemesine göz yumanlara güçlü bir itiraz... Bartın’da hayatını kaybeden 22 yaşındaki Yasin, sosyal medyada yaptığı bir paylaşımda “güneşi görebilmek için karanlığı kazdıklarını” söylemişti. Ancak bir araya geldikçe ve itirazımızı yükselttikçe karanlığı söküp güneşi görebilme olanağına sahip olabiliriz.

Spot: Bartın’da 41 maden işçisinin hayatını kaybetmesinin ardından İMES’in içerisindekiMESEM öğrencileriyle kendi çalıştıkları iş yerlerindeki iş güvenliğine dair sohbet ettik.

Evrensel'i Takip Et