"Un çuvalı kadar değerimiz yoktu"
Sendika hakkı için direnen Yasin Çakır un fabrikası işçilerinin, fabrika önünde başlattıkları direniş sürüyor.
Fotoğraf: Evrensel
Çağlar KAZAK
Eskişehir
Sendikalaştıkları için işten atılan Yasin Çakır un fabrikası işçilerinin fabrika önünde başlattıkları direniş sürüyor. İşçiler, çalışma koşullarının iyileştirilmesi, ücretlerin artırılması ve insanca bir muamele görmek için sendikalaşma mücadelesi verdiklerini anlatıyor.
Eskişehir’de bulunan Yasin Çakır un fabrikasında çalışan işçilerin DİSK/Gıda-İş’e üye olmasıyla birlikte işçilere baskı başladı. Baskılara son verilerek sendika haklarının tanınması talebiyle fabrika önünde yaptıkları basın açıklamasının ardından işten atılan 22 işçinin fabrika önünde başlattığı direniş 11 günü geride bıraktı.
‘BİZİ AÇLIKLA İŞSİZLİKLE TERBİYE EDİYORLARDI’
Yaşadıkları en büyük sorunlardan birinin ücret olduğunu dile getiren işçilerden biri, “Bir buçuk sene önce bir günlük yevmiyemizle bir çuval un alabiliyorduk, enflasyonun artması sonucu şimdi iki günlük yevmiyemizle bir çuval un alabiliyoruz” dedi. Her kalemden tasarruf yapmalarına rağmen geçinemediklerini ifade eden işçi, “Ücretlerin iyileştirilmesi için fabrika yönetimiyle bireysel olarak çok defa görüştük. Ancak hiçbir zaman olumlu yanıt alamadık” ifadelerini kullandı. Aksine yöneticilerin terslemeleriyle karşılaştıklarını belirten işçi şöyle devam etti: “İşi beğenmiyorsanız kapı işte orada, hemen çıkabilirsiniz deniliyordu. Bizimle asla müzakere etmiyorlardı. Başka sorunları dillendirdiğimizde de yine aynı tavır vardı. Bizleri işsizlikle, açlıkla, gelecek kaygımızı arttırarak terbiye etmeye çalışıyorlardı.”
Bu sorunlara karşı yan yana geldiklerini ifade eden işçi, “Anayasal hakkımızı kullandık, sendikalı olduk ama işveren bizim bu hakkımıza saygılı davranmadı ve Anayasa’yı da çiğneyerek bizleri işlemediğimiz suçları gerekçe göstererek işten çıkardı. Ancak biz kararlıyız, yılmayacağız. Hem fabrika önünde meşru mücadelemizi hem de hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
‘İNSAN GİBİ MUAMELE GÖRMEK İSTİYORUZ’
Yöneticilerin işçiye karşı olan davranışlarından bahsetmek istediğini söyleyen bir diğer işçi ise “Biz fabrikada hiçbir zaman insan muamelesi görmedik. İşçileri ıslıkla, el-kol hareketleri ile yanlarına çağırıyorlardı. Herhangi bir arıza ya da hata durumunda bizlere bas bas bağırıyorlardı. Bu durum artık bizim canımıza tak etmişti. Uzun süre sabrettik en sonunda yeter artık dedik. Ücret zammı elbette bizim için önemli fakat davamız yalnızca ücretlerle ilgili değil. Biz insani koşullarda çalışmak istiyoruz. İnsan gibi yaşamak istiyoruz. Beni kimse ıslıkla bir yerlere çağırsın istemiyorum, bizlerin birer adı var. Onların gözünde bir un çuvalından farkımız yok, bizi bir köşeye çuval gibi fırlatabileceklerini sandılar ama bizler birleştik, işte fabrika kapısının önündeyiz. Birliğimizi sonuna kadar korursak başaracağımıza ve kazanacağımıza inanıyorum” diye konuştu.
Yasin Çakır patronunun bölgede hayırsever olarak bilindiğini dile getiren işçi, “Kurban Bayramı öncesi kurban kestirip işçilere dağıtıyor ama etten çok kemik gelirdi bize. Evde kemik kaynatırdık” dedi.
‘ÇOCUKLARIMIZA MEYVE ALAMIYORUZ’
Üç çocuğu olduğunu söyleyen bir diğer işçi de “Verdikleri ücretlerle geçinmek mümkün değil. Neredeyse tüm arkadaşlarımızın son maaşları asgari ücretin altında kaldı. Ocak-şubat aylarında zorunlu mesailere kalıyorduk, bu nedenle vergi dilimine çok erken girdik. Bu sebeple aldığımız ücretler şimdi asgari ücretin altında. Zaten kaybedecek bir şeyimiz yoktu. Belki örgütlenirsek bir şeyler değişebilir dedik” ifadelerini kullandı.
Çocuklarının ihtiyaçlarını bile karşılayamaz duruma geldiklerini dile getiren işçi, “Sürekli akşam pazarına çıkıyoruz, belki fiyatlar biraz düşer diye bekliyoruz. Et zaten hiç alamıyoruz. Biz işçilere böyle bir yaşamı reva görüyorlar. İşverenin pastası sürekli olarak bizim emeğimiz sayesinde büyüyor. Biz o pastadan sadece bir çatal almayı talep ettik. Ancak işveren sanki tüm birikimini istiyormuşuz gibi davrandı” diye konuştu.
‘OMUZLARIMIZ MOSMOR OLUYORDU’
Fabrikada ağır şartlarda çalıştıklarını vurgulayan bir işçi de “İşten çıktıktan sonra bir an evvel evimize gidip dinlenmek istiyoruz. Bazı arkadaşlarımızın omuzları un çuvalı yüklediklerinden ötürü mosmor oluyordu. Kendi ailelerimize bile zar zor vakit ayırabiliyoruz, hiçbir sosyal aktiviteye katılma şansımız yok. İşçi arkadaşlarımızla da dışarıda çok az zaman geçirebiliyorduk. Yılda bir iki sefer ailecek pikniğe gidebiliyorduk. Son zamlardan sonra yerimizden bile kıpırdayamaz olduk” dedi. Ailelerinin de kendilerine destek olduğunu ifade eden işçi, “Şu ana kadar eşlerimiz hep bizim yanımızda, onlar da bizim haklı olduğumuzun farkında” dedi.
BU BÖLGEDE BİR KIVILCIM YAKTIK
Direniş sürecinin öğretici olduğunu ifade eden bir işçi de “Bizler için çok farklı bir deneyim. Yanımızdakileri ve karşımızdakileri tanıdık. İnsan olduğumuzu hatırladık. Bizimle dayanışmaya pek çok sendika, siyasi parti, dernek geliyor. Bu ziyaretler bizleri çok mutlu ediyor. İki tane milletvekili yanımıza gelerek bize desteklerini sundular. Bu durum bizi gerçekten gururlandırdı. Tek tek işçi arkadaşlar da geliyor ziyaretimize. Geçen günlerde kadın bir işçi arkadaş geldi, iş yerinden birkaç yoğurt getirmiş, o yoğurdu bizimle paylaştı. Bu durum bizi duygulandırdı. Birlik olursak neleri başarabileceğimizi de görüyoruz. Bizler Eskişehir OSB’de bir kıvılcım yaktık. Umarım bu kıvılcım yayılır. Diğer fabrikalardaki işçiler de hakları için örgütlenirler” diye konuştu.
Fabrikada düşük yoğunlukta da olsa üretimin sürdüğünü aktaran bir işçi de “Fabrikanın işçi aradığını duyuyoruz, görüyoruz. Bizler burada direnirken gelip bu fabrikada kimse çalışmasın. İşçinin işçiden başka dostu yok. Biz bunun bilincindeyiz. Bugün bize yarın size” dedi.
‘SENDİKANIN İSMİ BİLE ADIM ATTIRDI’
İşçiler ayrıca sendikanın ismi duyulunca patronun kimi adımlar attığını dile getiriyor: “Servisin gitmediği bölgeler vardı, yeni servis aldılar. Sadaka adı altında 1000’er lira dağıtmak istedi patron ancak biz bunu sadaka adı altında kabul etmediğimizi söyleyince yakacak parası dediler. Sendikanın ‘S’si bile adım attırdı.”
‘DAYANIŞMAYA BEKLİYORUZ’
DİSK/Gıda İş Temsilcisi Nuri Aysever de bir buçuk ay gibi bir sürede fabrikada örgütlendiklerini ve çoğunluğu sağladıklarını kaydetti. İşçilerle birlikte bir toplu iş sözleşmesi taslağı hazırladıklarını dile getiren Aysever, “İşveren sendikamızla masaya oturmak yerine anayasal haklarını kullanan işçileri işten çıkardı. Biz de fabrika önünde direnişe başladık. Sesimizin ulaşabildiği herkese ulaşmaya çalışıyoruz. Kamuoyunda ciddi bir etki de yarattık. Eskişehir’deki tüm işçi ve emekçileri, emek ve demokrasi güçlerini de dayanışmaya çağırıyoruz” dedi. Aysever 6 Kasım Pazar günü Yasin Çakır işçileriyle bir dayanışma etkinliği düzenleyeceklerini de ekledi.