İktidarın TTB yönetimini görevden alma çabasına yanıt verdiler: Görevimizin başındayız!
Tabip odaları Ankara'da yaptıkları açıklamayla, Şebnem Korur Fincancı'nın tutuklanmasını protesto etti, iktidarın TTB yönetimini görevden alma çabasına karşı, "Görevimizin başındayız!" denildi.
Fotoğraf: Evrensel
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı tutuklanmasının ardından, TTB Merkez Konseyi’nin tümünün görevden alınmasına ilişkin hazırladığı davaname hazırladı. “Amacı dışında faaliyet yürütme” iddiasıyla açılan davanın dayanıksız olduğunu belirten TTB Hukuk Bürosu'ndan Avukat Özgür Erbaş, TTB’ye ilişkin kanunda kayyum müessesenin olmadığını ve geçmiş dönemlerde de TTB’ye yönelik böyle davaların açıldığını söyledi.
Tabip odalarının katılımıyla yapılan ortak açıklamada ise TTB yönetimi “Görevimizin başındayız” dedi.
POLİS GAZETECİLERDEN YOKLAMA ALDI
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın “Susmuyoruz korkmuyoruz hiç bir yere gitmiyoruz” sloganları atıldı. Fincancı adliyeye getirildiğinde gazetecilerden kimlik toplamaya çalışan emniyet, bu kez de her gazeteciye hangi kurumda çalıştığını sordu. Açıklamaya birçok şehirden katılan tabip odası temsilcileri birlikte mesajı verdi.
TTB: GÖREVİMİZİN BAŞINDAYIZ
Burada açıklama yapan TTB Merkez Konseyi İkinci Başkanı Ali İhsan Ökten, “Günlerdir Türkiye demokrasisi ve hukuku açısından utanç duyulacak bir sürece tanıklık ediyoruz” dedi. TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın iktidar eliyle çarpıtma, kara propaganda ve dezenformasyon süreci işletilerek hedef gösterildiğini belirten Ökten, Fincancı’nın haksız, hukuksuz bir biçimde tutuklandığının söyledi.
Fincancı'nın gözaltına alınmasının ardından bizzat Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın sözleriyle iktidarın asıl niyetini dile getirdiğine dikkat çeken Ökten “Bu niyet, sağlık alanında izlenen halk sağlığı karşıtı ve piyasacı politikalara karşı aktif bir muhalefet yürüten TTB'nin denetim altına alınması ve susturulmasıdır. İktidarın niyeti, Dr. Şebnem Korur Fincancı'nın üzerinden TTB ve tabip odalarına baskı uygulamak, seçilmiş meşru yönetimimizi görevinden almaya çalışmak, keyfi bir yöntemle hem bizi hem de tüm toplumu sindirmektir. Sizler de biliyorsunuz ki pandemi boyunca gerçekleri ortaya koyan, emeğine sahip çıkan, sağlık sisteminde yaşananları gün yüzüne çıkaran ve toplumun sağlık hakkı için mücadele yürüten birliğimiz ve odalarımız sık sık hedef gösterilmiştir. Buna karşın, TTB Erdal Atabek ve Nusret Fişek'lerden bu yana çeşitli baskılara ve saldırılara maruz bırakılmış, ancak ilkelerinden vazgeçmemiş ve susmamıştır” diye konuştu.
Toplumun sağlık hakkını her zamankinden daha çok savunmaya devam edeceklerini ifade eden Ökten, “Görevimizin başındayız. Aydınlık günlerin, sağlıklı bir toplumun tesisi yolunda, sağlık sisteminde yaşanan krize de demokrasiye vurulan darbelere de sessiz kalmayacak, mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
AVUKAT ERBAŞ: KAYYUM SÖZ KONUSU DEĞİL
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın TTB Başkanı Fincancı ve Merkez Konseyi üyelerinin görevden alınmasına ilişkin hazırladığı davanamade, Türk Tabipleri Birliğinin amaçları dışında faaliyet göstermesi gerekçe gösterildi. Konuya ilişkin soruları yanıtlayan TTB Hukuk Bürosu'ndan Av. Özgür Erbaş, kayyum atanmasıyla ilgili Türkiye’de anormalleşen hukuk uygulamalarının yanlış bir algıya neden olduğunu söyledi. TTB’nin özel bir kanunu olduğunu ve bu nedenle kayyum gibi bir müessesenin olmadığını kaydeden Erbaş, “Bunu beyan edenlerin dayanaksız olduğunu söyleyebilirim. Bu talepli dava 31. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülecek. Henüz bize tebliğ edilmedi ve eklerini görmedik. Ancak şunu söyleyebilirim; ‘Savaş bir halk sağlığı sorunudur’ başlıklı açıklaması sebebiyle önceki merkez konsey için de aynı dava açılmıştı. Gezi döneminde tabip odalarına böyle dava açıldı. Nusret Fişek, Füsun Sayek dönemlerinde de açıldı. TTB’nin yasayla belirlenen faaliyetinin sınırının dışına çıkılmasının, TTB’nin seçilmiş birimlerine müdahale aracı haline getiren düzenlemenin ise darbe döneminde yapıldığını belirtmek isterim belirtmek isterim. Ayrıca merkez konseyinin tamamının kurul olarak yaptığı faaliyetin olup olmadığının değerlendirilmesini de soruşturmayı yapan savcının en azından bu aşamada eksik değerlendirdiğini de vurgulamak isterim” dedi. (Ankara/EVRENSEL)