İzmir depreminin üzerinden 2 yıl geçti: Sözler tutulmadı, mağduriyet sürüyor
İzmir depreminin üzerinden geçen 2 yılda verilen sözler tutulmadı, binlerce depremzedenin mağduriyeti sürüyor.
Fotoğraf: DHA
Ramis SAĞLAM
İzmir
Ege’de 30 Ekim 2020 tarihinde Sisam (Samos) merkezli meydana gelen 6.9 büyüklüğündeki depremin üzerinden 2 yıl geçti. Depremde 117 kişi yaşamı yitirirken, 1059 kişi yaralı kurtuldu. Çoğunluğu İzmir Bayraklı’da olmak üzere depremde ağır, orta, az olmak üzere 8 bin 37 bina, 79 bin 272 bağımsız bölüm hasar gördü.
Depremin ardından evsiz kalan yurttaşların konut sorunu hâlâ çözülmüş değil. Geçen 2 yılda hükümet verdiği sözleri tutmazken depremzedelerin mağduriyeti devam ediyor. Çözümsüzlük depremzedeleri alternatif arayışlara iterken meslek odaları bilimsel yöntemlerin dışındaki çözümlerin yeni felaketlere zemin hazırlayacağı uyarısında bulunuyor.
Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Koray Önalan, “Yanlış sorular ile afeti tartışmanın ötesine geçilemedi. Yapı denetim sisteminde yer bilimcilerin adı dahi yok. Bu ülkede, bunca utanca, bunca acıya inat; imar affı söylentileri dolaşıyor” dedi.
‘DÜZENLEMELER ÇÖZÜM DEĞİL’
Depremin sonrasında kurumların faaliyetlerini değerlendiren Şehir Plancıları Odası (ŞPO) İzmir Şube Yöneticisi Dr. Ali Kemal Çınar, geçen sürede yol katedilmediğini söyledi. Bayraklı’da inşaatların sürdüğünü vurgulayan Çınar, “İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından plan notu çıkarıldı. Burada yıkılan binalar özelinde mevcut hakların korunacağı, yeniden yapılaşırken ruhsata tabii haklar üzerinden yapılabileceği belirtildi. Bayraklı’daki başvurularda yüzde 20-30 emsal artışlara olanak sağlayan düzenleme yapıldı. ŞPO olarak, yoğunluk artışına sebep olacak bu tür düzenlemelerin yanlış olduğunu, İzmir gibi metropol bir kentte, bunun afetlere davetiye çıkaracağını birçok platformda ifade ettik. Depremde evsiz kalmış vatandaşlarımızın müteahhit ya da özel sektörle baş başa kalacağını, sorunlarını çözemeyeceğini söyledik” diye konuştu.
‘75 BİN DEPREMZEDE YOK SAYILDI’
Depremin ardından fakirleştiklerini, evlerine kavuşamadıklarını söyleyen İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği (İZDEDA) Başkanı Haydar Özkan ise “Söz verilen 5 bin konutun sadece 1600’ü teslim edildi. 80 bin civarında depremzede olmasına rağmen 75 bin depremzede yok sayıldı. Zemin+5 kat dayatması devam ederken, talebimiz zemin+7 kat ve emsaldi. Emsali devlet satın alacaktı. Maliyetini düştükten sonra iki yıl boyunca kira yardımı yapacaktı. Biz de 15 yıl devlete borçlanacaktık. Emsal artışı aldıktan sonra kriz gündeme geldiği için emsal artışlar da işe yaramadı” diye konuştu.
‘YASAL DÜZENLEME YAPILMADI’
İki kızını, iki yeğenini ve annesini Rızabey Apartmanı’nda kaybeden Hüseyin Bilgin Yücel, “Bugün hâlâ ayakta kalıyorsak bunun en büyük nedeni depremin kader olmadığını, tamamen insan eliyle yaşandığını herkese göstermek için. Depremden sonra kurulan deprem komisyon üyelerinin bazıları bizi ziyaret ettiğinde ‘Depremle ilgili büyük çalışmalar yapacaklarını, İzmir’de bütün bir ülkeyi kapsayan yasa yapacaklarını’ söylemişlerdi. Söyledikleri yasanın çıkmadığını üzülerek görüyoruz” dedi.
DEPREMZEDELER EVLERİNİ VERİP BÖLGEDEN AYRILIYOR
Ailesinin yaşadığı ev orta hasarlı olarak tespit edilen Fatma Koruyucu deprem sonrası kiraya çıktıklarını ve hâlâ kirada oturmaya devam ettiklerini söyledi. Koruyucu “Örgütlenmeseydik vaatlerin hiç biri tutulmayacaktı. Kolay ödenebilir kredi talebimizle emsal aynı anda çıkmadığı için emsal artışlarının bir önemi kalmadı. İnsanlar ya evlerini müteahhide yarı yarıya veriyor ya da arsa paylarını satıp bölgeden ayrılıyor” dedi.
Devletin, hafif ve orta hasarlı evleri olanları depremzede saymadığını söyleyen Jale Bereket, ise “Zemin sağlam olmadığı için evlerimizi terk ettik. Bu süreçte hiçbir yardım almadık. Deprem vergisinin bizim için kullanılmasını istedik. Düşük faizli kredileri de yaşımız ileri diye kullanamadık” diye konuştu.