28 Ekim 2022 20:27

EMEP: Eskiyen yüzyılda yaptıkları yeni yüzyılın habercisidir

EMEP Genel Başkan Yardımcısı Sedat Başkavak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "Türkiye Yüzyılı" açıklamasında dair açıklamasında "Türkiye yüzyılı adı altında pazarlanan bir serap ve hayaldir" dedi.

Fotoğraf: Emin Sansar
/AA

Paylaş

Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Sedat Başkavak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Türkiye Yüzyılı" vizyonuna dair açıklama yaptı. Başkavak, "Burjuva siyaset diliyle 'yaptıklarımız yapacaklarımızın kanıtıdır' dediği 'Türkiye Yüzyılı vizyonu' işçi emekçiler ve ezilen halk kitleleri açısından eskiyen yüzyılda yaşadıkları, yeni yüzyılın habercisidir" değerlendirmesinde bulundu. Başkavak açıklamasında genç isşizliğinden barınma sorununa, hastanelerden randevu alamayan vatandaşlardan iktidarın dış politikasına kadar pek çok konudaki başarısızlıklarını sıraladı, "Dilinde millet, gönlünde sermayeye hizmet olan AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın halka vadedeceği bir şey kalmamıştır. Türkiye yüzyılı adı altında pazarlanan bir serap ve hayaldir." diye belirtti.

"GÖÇ EDEN GENÇLERİ, ATANAMAYAN ÖĞRETMENLERİ KONUŞMUYOR"

EMEP Genel Başkan Yardımcısı Sedat Başkavak imzasıyla yapılan değerlendirme şöyle:

"Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Yüzyılı vizyonu yeni nesillere bırakacağımız en büyük mirasımız olacak diyerek günlerdir reklamı yapılan "Türkiye Yüzyılı" ile Cumhuriyet'in ikinci yüzyılına dair yeni vizyonunu ortaya koydu. Burjuva siyaset diliyle “yaptıklarımız yapacaklarımızın kanıtıdır” dediği “Türkiye Yüzyılı vizyonu” işçi emekçiler ve ezilen halk kitleleri açısından eskiyen yüzyılda yaşadıkları, yeni yüzyılın habercisidir. 

AKP Genel Başkanı Erdoğan, eğitimde üniversite sayısındaki artışı anlatıyor ama, mezun olan gençlerin iş, aş ve gelecek umuduyla yurtdışına akın akın göç ettiklerini ve atanamayan öğretmenleri konuşmuyor. Giden yüzyılda yüksek öğretimde yurt kapasitesini 850 bine çıkardığını, eğitimde artan derslik sayısını okuyor ama yeni yüzyılda 3,4 milyon yüksek öğrenim öğrencisinden 2,5 milyonunun nerede kalacağını, okullarda hala 40-50 kişilik sınıflarda eğitim yapan öğrencilerin alamadıkları eğitimden bahsetmiyor. Şehir hastanelerini ve yatak sayılarını anlatıyor ama haftalarca hatta aylarca sıra randevusu alamayan hastaların feryadını duymuyor. “Gerçek manada diplomasi nedir bilmiyorlar, Türkiye yüzyılı barışın yüzyılıdır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni yüzyıla bütün komşularla kavgalı girdiğimizi unutuyor. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan “İnancından dolayı dışlanan Müslümanın, dilinden dolayı ayrımcılığa uğrayan Kürdün, meşrebinden ötürü baskı gören Alevinin, haksızlığa maruz kalan bu toprakların evladı Hristiyan ve Yahudinin. Kısaca bu ülkede vesayetin gadrine uğrayan kim varsa herkesin yanında olduk, mücadelesine destek verdik, kayıplarını telafi ettik” diyor. Fakat “Kılıçdaroğlu sen kendin Alevi olabilirsin” diyerek ülkeyi din istismarcılığı üzerinden yönetmektedir. Kürdün AKP’lisinin makbul olduğu giden yüzyılda, muhalif olanının her şartta baskı ve şiddet gördüğünün ve hala dilini özgürce konuşamadığının üzerini örtmektedir. Giden yüzyılda Alevileri, Kültür bakanlığına bağlama hesabı yapan AKP genel Başkanı Erdoğan Aleviliği meşrebe indirgeyerek yeni yüzyılda davranış ve huy derekesine kadar hapsetmeyi hesaplamaktadır. “Af edersiniz Ermeni” diyerek ayrımcılığın zirvesine çıkan AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın gadre uğrayan Hristiyanın, Yahudinin yanında olduğunu söylemesi gök kubbe altında ancak hoş ve boş bir sedadır.  

"İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDEN ÇIKAN İKTİDAR NAFAKAYI KALDIRMAYI, 6284'Ü SİLMEYİ HEDEFLİYOR"

Kadın cinayetlerinin arttığı giden yüzyılda, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkarak kadınlara yaşam tarzı dayatmasını bir adım ileri taşıyan AKP iktidarı ikinci yüzyılda da nafakayı kaldırmayı, kadınların diğer bir dayanağı olan 6284 sayılı yasayı silmeyi hedeflenmektedir.

Giden yüzyılda havuz medyasında beslenen iliştirilmiş gazetecilik faaliyetinin, ikinci yüzyılda başta Barolar, TTB, TMMOB gibi oda ve meslek örgütlerinin yasa düzenlemelerini değiştirerek iktidarın aparatı haline getirilmesi istenmektedir. Böylece “savaş bir halk sağlığı sorunudur” demeyecek iliştirilmiş bir Tabip Odası, “talana ve tahribata hayır” demeyecek bir Mimar Mühendis Odaları ve yaptığı hukuksuzluklara ses çıkarmayacak bir Barolar Birliği hedeflenmektedir.

"ERDOĞAN'IN AĞZINDAKİ DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜK KAVRAMLARI ANLAMINI YİTİRDİ"

Giden yüzyılda, hukuk üstünlüğü ve demokrasi endeksinde 100'den fazla ülkenin gerisine düşen Türkiye, tek adam ve tek parti rejiminin tipik örneğidir. AKP’nin ikinci yüzyıla bıraktığı miras budur. Tutuklanan gazeteciler, kapatılan gazete ve televizyonlar ve çıkartılan sansür yasası bu yüzyılda düşünmeyi konuşmayı yasaklayan Erdoğan iktidarının yeni yüzyılda da yapacaklarının göstergesidir. Belediyelere atanan kayyumlar ve tutuklanan siyasetçiler nedeniyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ağzındaki demokrasi ve özgürlük kavramları yeni yüzyılda anlamını yitirişinin en bariz örneğidir.

"18 GREV YASAKLANDI"

Bu yüzyılda sadece 20 yıllık AKP iktidarında 18 grev yasaklandı. Türkiye yüzyılı diye pazarlanan ikinci yüz yıl işçilerin kazanılmış haklarının azalıp küçüldüğü yıl olacaktır.

Buğday ekip ekmek yapanların büyükşehirlerde halk ekmek büfeleri önünde ucuz ekmek kuyruğuna giren işçiler haline geldiğini ve alınmayan iş güvenliği önlemleri nedeniyle iş cinayetlerinde öldüğünü gördük.

"ZENGİNLEŞEN PATRONLAR OLDU"

Ülke vergi gelirinin %13’ünü işçiler öderken milyarları kasasına indiren, servetine servet katan şirketlerin sadece %8’ni ödediğini halkın sırtındaki vergi yükünün uçmadığımız havaalanın, geçmediğimiz köprü ve otoyolun, yatmadığımız hastanenin paralarını ödedik. Vergiyi veren biz ama aç, açıkta kalan yine biz olduk. Vergi indirimi, vergi borcu silme ve teşvik uygulamalarıyla servetine servet katarak zenginleşen patronlar oldu.

Dilinde millet, gönlünde sermayeye hizmet olan AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın halka vadedeceği bir şey kalmamıştır. Türkiye yüzyılı adı altında pazarlanan bir serap ve hayaldir.

"BİRLEŞELİM, MÜCADELE EDELİM"

Emek Partisi işçi emekçileri, ezilen halk kitlelerini, Kürtleri, Alevileri, samimiyetle inancını yaşayan halkımızı, gençleri, kadınları, üretici köylüleri hayal pazarlayan AKP iktidarı karşısında birleşmeye çağırmaktadır. Kimsenin gündüzleri işsiz gezmediği, geceleri yatağa aç girmediği, özgür demokratik bağımsız bir Türkiye için birleşelim, mücadele edelim." (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Erdoğan'ın "yüzyıl" vizyonu, 20 yıllık beka ezberi

SONRAKİ HABER

Firdevs Babat’ın otopsi raporunda işkence izleri tespit edildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa