Moliere 400 yaşında: Hâlâ güncel ve yanı başımızda
400. yaşına giren Moliere'i tiyatrocular Berfin Zenderlioğlu, Cüneyt Uzunlar ve Bensu Orhunöz anlattı: "Bugün sokağa çıktığımızda dört bir yanımızda görüyoruz Tartuffe’leri, kibarlık budalalarını…"
Kibarlık Budalası oyunundan bir sahne (Fotoğraf: Christophe Raynaud de Lage)
İsmail AFACAN
Cimri, Kibarlık Budalası, Hastalık Hastası… Moliere imzası taşıyan bu oyunlar yüz yıllara meydan okuyor. Tiyatro tarihinin demirbaşları arasında yer alan Moliere; oyunlarıyla insanlara ayna tutmaya devam ediyor. Moliere oyunlarında burjuvazinin iki yüzlülüğüne, din adamlarının çıkarcılığına, para etrafında şekillenen insani ilişkilere tanık oluruz. Yarattığı karakterler gündelik yaşamımızda sık sık karşılaştığımız insanlardır. Bu nedenle Moliere oyunları yanaklarımızda acı bir gülümseme bırakır.
Moliere’in oyunlarını, yarattığı karakterleri, ülke ve dünya tiyatrosu açısından önemini Türkiyeli sanatçılarla konuştuk. Berfin Zenderlioğlu “Yazdığı metinlerle günümüzde hâlâ güncelliğini koruyan ender yazarlardandır” derken Cüneyt Uzunlar “Moliere bir odun yontucudur” benzetmesi yaptı. Bensu Orhunöz ise “Bugün sokağa çıktığımızda dört bir yanımızda görüyoruz Tartuffe’leri, kibarlık budalalarını… Moliere gibi yazarların ölümsüzlüğü de burada” ifadelerini kullandı.
MODERN TİYATRONUN VAZGEÇİLMEZLERİNDENDİR
Berfin Zenderlioğlu: Kendi döneminin aykırı seslerindendir Moliere. Sıradan, basit ve klişe olan hayatların yanı sıra belirli katmanlarda yer alan üst düzey kişilerin yaşam ve toplumla kurdukları ilişki de onun tiyatro anlayışını belirler. Yazdığı metinlerle günümüzde hâlâ güncelliğini koruyan ender yazarlardandır. Ele aldığı meseleler, kendi toplumunun deforme olmuş ilişki ağını grotesk bir anlatıyla alımlayıcısına sunar. Burjuvazinin öteki yüzü, araçsallaştırılmış dini motifler, çöken ahlaki yapı, birçok oyununun ana çatısını oluşturur. Moliere’in, oyunlarında teatral bir yaklaşım olarak tercih edilen ironi, taşlama ve hiciv, birçok komedi yazarını da etkilemiştir. 400 yıl öncesinde yazdıklarıyla hem geçmiş hem de günümüzde hâlâ modern tiyatronun belirleyici ve vazgeçilmez komedi yazarlarındandır Moliere.
BİR ODUN YONTUCUDUR
Cüneyt Uzunlar: Kaba, naif, düşüncesiz, özenti vb. davranışları yüzünden kimseyi mahkemeye veremezsiniz ama bu davranışlara gülebilirsiniz. Henry Bergson, Gülme adlı kitabında mizahı, odun yontmaya benzetir. Moliere de bir odun yontucudur. Paris’in kokoşları, dinbazları, burjuvaları Moliere’in oyunlarıyla yontulmaktan pek rahatsız olur. İstanbul’un kokoşları, dinbazları ve monarkları da rahatsızdır kendisinden. Çünkü oyunları 19. yüzyıl sonlarında Osmanlı tiyatrolarında dirilmiş, Türkleri de yontmaya başlamıştır. Birçok Moliere adaptasyonu sahneleyen Gedikpaşa Tiyatrosu, yaptıklarımız yapacaklarımızın habercisidir kabilinden, bir gece ansızın yakılıverir; cumhuriyet döneminde de bir gece Şan Tiyatrosu yobazlarca yakılıverir. Moliere tiyatrosu, mimus oyuncularından başlayıp commedia dell’arte’ye uzanan halk tiyatrosunun bir halkasıdır. Aynı şekilde commedia dell’arte ile etkileşimi olduğu düşünülen ortaoyunu, meddah, Karagöz’den başlayıp repertuvarlarında bolca Moliere uyarlamasına rastlanan Osmanlı tiyatrolarına oradan da Haldun Taner’e, Devekuşu Kabare’ye, Ortaoyuncuları’na uzanan geleneğin de bir halkasıdır. Ben konservatuvar sınavına Türkçeye Teodor Kasap’ın çevirisiyle Pinti Hamit olarak adapte edilen Cimri’nin modern çevirisiyle girmiştim. Ne acı ki Pinti Hamit, kendine bonkör süsü vererek hak edenlere, halka karşı pintiliğine devam ediyor hâlâ. Son olarak Melih Cevdet Anday’ın, Gelişen Komedya’sından esinle şu söylenebilir: Artık güldürü yoluna kara-güldürü olarak devam etmektedir. Günümüz komiği Moliere’in çizdiği gibi apaçık, hatları belirgin bir şekilde görünmez. Biraz psikolojizmle, biraz ahlakçılıkla ve biraz da ‘zalımlıkla’ mistifiye edilerek karanlık bir personaya kavuşmuştur.
KİBARLIK BUDALALARI DÖRT BİR YANIMIZDA
Bensu Orhunöz: Bundan tam 30 yıl önce Tartuffe oynadık, İstanbul Şehir Tiyatrolarında şahane bir ekiple… Bugün yine başka bir şahane ekip Tartuffe oynayacak İstanbul Şehir Tiyatrolarında… 400 yıl önce de Fransa’da sarayda oynanmıştı. Asırlardır sürüyor ve bu oyunlar hiç eskimiyor. Madem tarihten örnek verdim. Yıllar önce yitirdiğimiz İtalyan Yönetmen Pasolini de bu oyundan ilham alarak Teorema filmini çekmişti. Moliere deyince Paris Konservatuvarındaki öğrencilik yıllarım geliyor aklıma… Nefis bir yıldı. Sonra gelip bir Moliere oyununda oynamak hediye gibi gelmişti bana. Aylarca oyunun geçtiği dönemi araştırmıştık. O dönemde insanlar nasıl yaşardı? Öğrendik. Bugün sokağa çıktığımızda dört bir yanımızda görüyoruz Tartuffe’leri, kibarlık budalalarını… Moliere gibi yazarların ölümsüzlüğü de burada. 400 yıl önce yazılmış ama hâlâ güncel ve yanı başımızda.