Evrensel için yeni bir dönem
Evrensel için yeni bir dönem
30 Ekim 2022 14:28

Eğitim emekçileri 2 Kasım'da ÖMK'ye karşı iş bırakacak: "Öğretmenler ortak sorunlara karşı birlikte mücadele etmeli"

"Bu birleşik mücadeleden somut bir kazanım elde edilemese de sendikaların bir araya gelerek ortak mücadeleyi gerçekleştirmeleri başlı başına bir sınıf kazanımı olacaktır."

Eğitim emekçileri 2 Kasım'da ÖMK'ye karşı iş bırakacak: "Öğretmenler ortak sorunlara karşı birlikte mücadele etmeli"

Fotoğraf: Damla Kırmızıtaş/Evrensel

Hüseyin KAYA
Eğitim Sen Adana Şube Başkanı

Öğretmenlik Meslek Kanunun (ÖMK) uygulanmasında kritik bir döneme girildi. Öğretmen ve öğretmen örgütlerinin bütün itirazlarına rağmen bu yasayı iktidar ve yandaş sendika kamuoyuna kabul ettirmeye çalıştı. ÖMK’nin içeriğinin netleşmesiyle beraber öğretmenlerin öfke ve tepkisi de yoğunlaştı. Yasanın olumsuzlukları ve ileride yaratacağı sorunlar, tartışılmaya başlandı.

Öğretmenlerin ilk tepkisi; uzman, başöğretmen gibi kariyer basamaklarına ihtiyaç olup olmadığı konusuydu. Öğretmenlerin büyük bir bölümü, mesleklerinin zaten uzmanlık gerektiren bir iş olduğu düşüncesine sahipti. Öğretmenlerce uzman ve başöğretmenlik unvanları gereksiz ve anlamsızdı. Sonrasında MEB tarafından uzman ve başöğretmen olmak için ortaya konan şartlar, öğretmenlerce tepkiyle karşılandı. Özellikle 180 saat seminer tamamlama şartı büyük tepkiyle karşılandı. Bu seminerlerde anlatılan konular anlamsız ve gereksiz görüldü. Süreç, MEB’in öğretmenlere apolet olarak giydirmek istediği uzman ve başöğretmenlik gömleğinin anlamsızlığını net bir şekilde ortaya çıkardı. Tüm bu olumsuzluklar, kendiliğinden öğretmenleri üyesi oldukları sendikaları aşan bir tepki örgütlemeye yöneltti. Öğretmenlerin sosyal medyada gösterdiği tepkiler sendikaların da önüne geçti ve kısa sürede işyerlerinde karşılık buldu.

ORTAK MÜCADELE ÇAĞRISI KARŞILIK BULDU

İşyerlerinde ÖMK’ye karşı yükselen ortak mücadele çağrısı, doğal olarak ilk karşılığını Eğitim Sen’de buldu. Eğitim Sen içerisinde sınıf sendikacılığı anlayışında mücadele yürüten yönetici ve üyeler, işyerlerinde eğitim emekçilerinin bu talebine uygun tutum aldılar. Eylül ayı başında yapılan Eğitim Sen Başkanlar Kurulu toplantısında ÖMK’ye karşı ortak mücadele her yönüyle tartışıldı. Eğitim Sen içerisinde halen gerici, şoven sendikalarla bir araya gelmeyiz diyen anlayışlar var. Bu tip karşı çıkışlara karşın işyerlerinde ortak mücadele çağrısına uygun tavır alınmasını savunan başkanlar, sonuç bildirgesine diğer sendikalarla ortak mücadele etme ve bu yönde çağrı yapılması yönünde karar alınmasını sağladı.

ÖMK’ye karşı ortak mücadeleyi örmek için MYK yetkilendirildi. Genel başkan ve MYK’nin girişimleriyle eğitim iş kolunda bulunan sendikalarla görüşmeler yapıldı. Ortak mücadele zemini yakalanmaya çalışıldı. Eğitim Sen’in bu çağrısına Türk Eğitim Sen, Eğitim-İş olumsuz yanıt verdiler. İşyerlerinde ise eğitim emekçileri Eğitim Sen’in bu girişimini takdirle karşıladı. İşyerlerinde öğretmenler ortak mücadelede ısrarı ve kararlığını sürdürünce daha fazla dayanamayan Eğitim-İş “iş bırakma” eylemini dillendirerek sendikaları 14 Ekim’de toplantı yapmaya çağırdı. Eğitim-Bir-Sen ve Türk Eğitim-Sen hariç diğer sendikalar toplantı çağrısına olumlu yanıt vererek toplantıya katıldılar.

Eğitim Sen’in, kendi çağrısına olumsuz yanıt veren Eğitim-İş’in çağrısına koşulsuz olumlu yanıt vermesi anlamlıdır. Eğitim Sen’in bu tavrı, sınıf sendikacılığı anlayışına bağlı, emekçilerin sorun ve taleplerine yönelik birleşik mücadeleden yana tutum alan bir örgüt olduğunun göstergesi olacaktır. Bu toplantının sonucunda 13 sendika ÖMK’ ye karşı ortak bir mücadele programı açıkladı.

ÖNEMLİ OLAN BUNDAN SONRA NE YAPILACAĞI

Şimdi önemli olan bundan sonra neler yapılacağıdır. Üye çoğunluğunu elinde bulunduran Eğitim-Bir-Sen ve Türk Eğitim-Sen’in ortak mücadelenin dışında kalması, ÖMK’ye karşı mücadelede nasıl bir tahribat yaratacaktır? Ortak mücadele kararı alan 13 sendika bu durumu gören bir noktadan mücadelelerini sürdürmek zorundadır. Şu çok açık ki hangi sendika üyesi olursa olsun eğitim emekçilerinin beklentisi ve ortak sorunların çözümü için bir araya gelinmelidir. ÖMK’ye karşı mücadeleyi ortaklaştıran sendikalar bu durumu gören bir tarzda örgütlenme çalışması yaparsa bu iki sendikaya üye eğitim emekçileri de 2 Kasım’da yapılacak iş bırakma eylemine destek vereceklerdir.

ORTAK İŞ YERİ ÇALIŞMALARI ÖRGÜTLENMELİ

ÖMK’ye karşı mücadeleyi ve iş bırakma eylemini güçlendirmek için şimdi şunlar yapılmalı:

  • Yerellerde sendikalar bir araya gelerek ortak bir ‘işyeri çalışması’ programı oluşturmalıdır. Böyle bir çalışma ortak eylem yapma iradesinin işyerlerine yansımasını sağlayacaktır.
  • Bu eylem sendikal fırsatçılık aracı olarak görülmemelidir. Sınıf dışı bütün tutumlar mahkum edilmelidir. Sendikaların, 2 Kasım iş bırakma eylemini ayrı ayrı örgütlemek istemeleri, eylem günü eğitim emekçilerinin bir araya gelmelerini engelleyecek ve birleşik mücadeleyi zayıflatacaktır. İş bırakma eylemini hiçbir sendika kendi hanesine bir kazanım olarak yazmayı düşünmemelidir. Salt yeni üye kazanımını hedefleyen yaklaşımlardan uzak durulmalıdır.
  • İş bırakma eylemi kararını alan sendikaların oluşturduğu sinerji, hem kendi üyelerine hem de diğer sendika üyelerine moral ve motivasyon vermelidir.
  • İş bırakan öğretmenler bütün illerde ortak bir alanda kitlesel bir açıklamayla, tepkilerini bir kez daha güçlü bir şekilde göstermelidir. Aynı işyerinde, aynı taleple iş bırakan emekçiler, farklı alanlarda toplanmaya zorlanmamalıdır. Ortak alan kullanmaya karşı hangi sendika ayak direrse bilinmelidir ki bu sendika ortak birleşik mücadeleden sonuç alma amacında değildir.

Bütün sınıf dışı tutumlara, birleşik mücadeleyi engellemeye çalışan anlayışlara karşın, ÖMK’ye karşı sendikalar bir araya gelmeyi başarmıştır. Bu birleşik mücadeleden somut bir kazanım elde edilemese de sendikaların bir araya gelerek ortak mücadeleyi gerçekleştirmeleri başlı başına bir sınıf kazanımı olacaktır. Yeter ki işyerindeki emekçiler birleşik mücadeleden yana olan irade ve inançlarını yitirmesin.

Evrensel'i Takip Et