Temizlediğim villanın mutfak masrafı maaşımın üç katı
Beylikdüzü'nden ev işçisi bir kadın yazdı: Ben pazar alışverişlerini sayıyla yaparken, patronların güzel gıdaları tüketmesi ve en güzel giyecekleri giymesi kölelik düzenine olan öfkemi arttırıyor.
Fotoğraf:Pexels
Ev işçisi bir kadın
İstanbul
Tüm Evrensel okurlarına ve emekçilerine merhabalar.
Ben Beylikdüzü’de bulunan bir fabrikanın patronunun villasında tüm sosyal haklarından mahrum ve güvencesiz bir şekilde çalışarak tek başına hem evini geçindirip hem de kızını okutmaya çalışan emekçi bir kadınım.
Patronun sahibi olduğu fabrikada işçilerin de güvencesiz ve sosyal hakların birçoğundan mahrum kaldıklarını sık sık duyuyorum ama hiç yoktan resmi tatillerde ve hafta sonları çalıştıklarında fazla mesai aldıklarını biliyorum. Villada çalışan biz kadınlar ise resmi tatillerde ve hafta sonu çalışmalarında fazla mesai ücreti almıyoruz, yine günlük ücretimizi alıyoruz. Bu duruma itiraz ettiğimizde “Bu evde çalışma şartları böyle. Kabul etmiyorsanız çıkın” diye karşılık alıyoruz. Patronun fabrikasında çalışan işçiler bir süre çalıştıktan sonra kıdem hakkını kazanıyorlarken, biz evdekiler işten çıkarılsak dahi kıdem tazminatı hakkımızdan yararlanamıyoruz. Buna artı olarak maaşlarımız ve mesailerimiz elden veriliyor. Sigorta primimiz de en düşükten yatırılıyor. Bu çifte standart, evde çalışan biz kadınların haklarımızı aramaya kalkıştığımız zaman işsiz kalacağımızı ve yetkili kurumlar tarafından çalışma şartlarımızın denetlenmeyeceğini bildiklerinden kaynaklanıyor.
“ÖFKEMİ ARTIRIYOR”
Villanın sadece aylık mutfak masrafı, benim aldığım maaşın en az üç katı. Ben pazar alışverişlerini sayıyla yaparken, bizim emeğimiz üzerinden servetlerine servet katanların en güzel gıdaları tüketmesi ve en güzel giyecekleri giymesi bu kölelik düzenine olan öfkemi arttırıyor. Bu çağ dışı çalışma şartlarını kabul etme nedenlerim; çalışma saatlerimin hem kızımın kreşe gidiş dönüş saatlerine uygun olması hem de kızımı okutabilmek ve asgari geçim koşullarımızı sağlayabilmektir. Bu çalışma koşullarının sorumlusu ve suçlusu ne benim ne de benimle beraber çalışan kadın işçilerdir. Tam aksine bizi bu çalışma koşullarına mecbur bırakan patronum ve bu düzene olanak sağlayan hükümettir.
Patronun sahibi olduğu fabrikadaki işçiler ile villada çalışan biz kadın işçilerin sorunları aynı. İnsanca yaşanacak bir ücrete ve çalışma koşullarına sahip olmak için fabrikadaki işçiler ile ortak mücadele etmekten başka çaremiz yok.