Aşık Veysel 128 yaşında!
Tahir Şilkan; Halk Ozanı Aşık Veysel'i yazdı.

Fotoğraf: Şarkışla Belediyesi
Tahir ŞİLKAN
Öğretmenlerin grevli, toplu sözleşmeli sendikal hak ve özgürlük mücadelesinin önderi, Türkiye Öğretmenler Sendikası Genel Başkanı, Yazar Fakir Baykurt (1929-1999) “Özyaşam” başlıklı anılarının “Kavacık Köyünün Öğretmeni” başlıklı 3. cildinde Aşık Veysel’le nasıl tanıştığını anlatır. Fakir Baykurt, “Yoksullar Üniversitesi” olarak nitelediği Gazi Eğitim Enstitüsünü bitirince, Sivas Lisesine öğretmen olarak atanacaktır. Sivas’a gider gitmez ilk yaptığı işlerden biri, Aşık Veysel’i yaşadığı Sivralan köyünde ziyaret etmek olmuştur. Fakir Baykurt bu gezisine ilişkin anılarını “Köşe Bucak Anadolu’da” kitabında dile getirir.
Fakir Baykurt Özyaşam’ının son cildi olan Dost Yüzleri’nde, yaşamında iz bırakan dostlarını anlatır. Bu dostlardan biri, Aşık Veysel’dir. Çocukluğunda gramofonda dinleyip sevdiği Aşık Veysel’in türkülerini Gönen Köy Enstitüsünde (Isparta) radyodan dinlemeye başlamış daha çok sevmiştir. Aşık Veysel’in şiirlerinde felsefi derinlik olduğunu söyleyen Fakir Baykurt, geleneğin gücünün önemine dikkat çeker. Geleneğin, yeni kültür ve eğitimle genç kuşaklara aktarılması gerektiğini savunan Fakir Baykurt, “Bu aşılanma geleneğe ‘dirilik’ kazandırır” tespitini yapar.
***
Aşık Veysel’in İsmail Hakkı Tonguç tarafından köy enstitülerine saz ustası olarak alındığını ve pek çok enstitüde saz dersi verdiğini, ancak kendi eğitim gördüğü enstitüye gelmemesinden üzüntülü olduğunu söyleyen Fakir Baykurt, Çifteler Köy Enstitüsünde yaşanan bir olayı aktarır. Çifteler Köy Enstitüsünde Raşit isimli bir çalışanın sık sık Veysel’e takılıp “Bire Veysel! Herkeslere şiir yazdın, bir de benim için yazsana...” Raşit birkaç kez üsteleyince, sonunda yazar Aşık Veysel: “Raşit çoktur adın gibi/ Hiç tat yoktur tadın gibi/ Yontulmadık odun gibi/ Uzatmışsın boy Raşit”
Raşit kendi istediği için yazılan şiir üzerine düşünmeye başlamış. “Bu adamın gözü kör, uzunu kısayı nasıl bilir? Benim boyumun uzun olduğunu nereden biliyor?” sorar Aşık Veysel’e, boyunun uzun olduğunu nereden biliyor diye... Aşık Veysel’in yanıtı çarpıcıdır, yıllar yılı dillerde dolaşır: “Nasıl bilmem; sesin çok yokardan geliyor!”
***
Yazısında, Aşık Veysel’le tanışmalarından, Sivrialan köyünde ziyaretinden, Sivas’ta, Hafik’te konuk etmesinden söz eden Fakir Baykurt, köy enstitülerindeki saz öğretmenliğinin Aşık Veysel’i etkilediğini, birbirinden güzel aydınlık şiirler yazmasına vesile olduğunu yazar. Aşık Veysel’in “bülbül ile güle” şiir yazıp “diken”i görmediğini belirtip eleştirildiğini belirten Fakir Baykurt, her şairden halkın muhalefetini keskin sözlerle dile getirmesini beklemenin doğru olmadığını söyler.
Sanatın özgürlük istediğini belirten Fakir Baykurt, “Aşık Veysel gibi yazan da olur, Mahzuni gibi yazan da. Nâzım Hikmet gibi yazan da olur, Orhan Veli gibi de. Yıllar yılı Orhan Veli’yi düzene karşı çıkmadı diye eleştirdiler ama pek çok şiir ve yazısında düzene yönelik eleştiri yaptığını görmezden geldiler” der.
Önemli olanın nitelikli sanat yapmak suretiyle halkın muhalefetini dile getirmek olduğunu söyleyen Fakir Baykurt, başka ulusların yüzlerce yıl önce tartışıp bitirdiği konuları tartışmanın anlamlı olmadığını, “Aşık Veysel’in kusurlarını araştırmak yerine erdemleri tanısak ve tanıtsak çok daha iyi olur” diye yazar. Bu gibi tartışma yapanlar için Aşık Veysel’in yazdığı bir dizeyi örnek gösterir, Fakir Baykurt: “Kafan çürük ise girme dövüşe!” Aşık Veysel’in gözlerinin görenlerden çok daha fazla dünya gerçeklerini, ülke gerçeklerini, insan gerçeğini gördüğünü belirtmek boyun borcudur.
Evrensel'i Takip Et