03 Kasım 2022 04:20

Öğrendim ki işçi mücadeleyle hakkını alıyor

"Ezen patron, ezilen işçiler. Fabrika da üç kuruşa çalışarak eziliyoruz, sömürülüyoruz"

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

ETF Tekstil işçisi
İstanbul

Çalıştığımız ETF Tekstil’in sahibi Samen Dikmen, 31 Temmuz 2022 tarihinde fabrikayı kapatacağını ve kıdem tazminatımızın küçük bir kısmını taksitler eşliğinde ödeyeceğini bildirmişti. Hal böyle olunca biz de çalışmadık ve haklarımızın tamamını alabilmek için bir direniş başlatmaya karar verdik. İlk zamanlarda sesimizi pek duyuramasak da haklarımızı alana kadar mücadele etme kararlığındaydık. Bu yolda ilerlerken sosyal medyanın gücünü sesimizi duyurmakta ne kadar etkili olduğunu görmüş oldum.

Çalışma arkadaşlarımızın ağustos sıcağında çatıdan 6 saat inmeyerek nasıl mücadele verdiğine şahit olduk. Bu durumu gören ETF patronu “Bu kadar şova gerek yok, bunu yapmayın, kızımın psikoloji bozuluyor” dedi. Bir tek onun kızının mı psikoloji bozuluyordu acaba, bizim evlatlarımız sanki bu durumdan etkilenmiyormuş gibi. “Üç kuruş için yaptıklarınıza bakın, şov yapmayın, içerideki ürünleri bitirin” diyen ETF patronu, eğer senin için üç kuruşsa, neden vermiyordun?

‘EZİLEN BİZ SUÇLU OLAN BİZ’

Yine çalışmadık, çünkü hiçbir sözünü tutmadı ve arkasında durmadı. Sonra ara bulucu girdi devreye. Bir aylık bu süreçte ETF patronu zamandan faydalanarak içeride kalan bitmemiş ürünleri çıkarmak için harekete geçti. Fabrikaya gelen ilk tırın içinde kızı vardı. Tabii biz de tırların fabrikanın içine gireceği yere oturarak girişlerine izin vermedik. Gelen tır şoförüyle konuştuğumuzda “Böyle bir durum olduğunu bilsem gelmezdim” demişti. İçerideki ürünlerin kaçırılmasına engel olmuştuk. Sonrasında devleti, çevik kuvveti yanına alarak içeride kalan bitmemiş ürünleri çıkarabildi. Bu durumla birkaç kez karşı karşıya kaldık. Devlet işverenin yanında, onun emek hırsızlığına çanak tuttu. Bizden kesilen vergilerle oraya gönderilen polisler bizi suçlu konumuna düşürdü.

Ezilen biz ama suçlu olan yine biz. Bu sayede insanların nasıl zengin olduklarını anlamış olduk. Çalarak, hak gasbı yaparak zengin olabiliyormuş insanlar. Ürünleri çıkarmaya geldiklerinde çevik kuvvetle karşı karşıya kaldık. Yerlerde sürüklendik, biber gazına maruz kaldık, içerideki ürünler çıkarılırken çok üzüldük. Çünkü emeğimiz ve haklarımız tek tek tırlara yüklenerek çalınıyordu. Tüm bu olanlara rağmen yılmadık. Hamile olan arkadaşlarımızın yerlerde sürüklenmesine rağmen devam ettik.

ÇEREZ PARASINA RAZI DEĞİLDİK

Bu süre zarfında yanımızda Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği, işçi sendikaları, çeşitli siyasi partiler vardı. Bir işçi arkadaşımızın annesi şu an iktidarda olan partinin milletvekiline durumu anlatmasına rağmen ilgilenmediler, üç maymunu oynadılar. Sanem Dikmen’in evinin önüne gittik, kapısının önünde eylem gerçekleştirdik. Dikilen ürünlerin boykot edilmesi için Mavi Jeans, Colombia ve Sneakers mağazalarının önüne giderek devam ettirdik eylemleri. Çevik kuvvetin çadırımızı söküp dağıtmasına rağmen devam ettik.

Çerez parası gibi verilene razı olmaya niyetimiz yoktu. Hepimiz birbirimize destek olmayı, birlik olmayı, mücadele ederek patronların haklarımızı böyle kolayca elimizden alamayacağını göstermiş olduk. Sanem Dikmen bizden böyle bir şey beklemiyordu. Bir zaman direnirler sonra giderler diye düşünüyorlardı. Ama öyle olmadı, çünkü vazgeçmedik. Avukatımız aracılığıyla mahkemeye de verdik. Direnişimiz 79 gün sürdü ve sonunda mahkeme kararıyla Sanem Dikmen’in tüm mal varlığına haciz kondu. Avukat ve haciz memurları mal tespiti için fabrikaya geldiğinde Sanem Dikmen ve kızı zorluk çıkarıp fabrika içerisine almamaya çalıştı. Bu kez polis onun karşısındaydı. Direndik, mücadele ettik, patronlara boyun eğmeyerek, gözaltılara rağmen yılmayarak zaferimizi kazandık. Demek ki işçinin hakkını alabilmesi için kendisinden başka bir yerden bir şey beklememesi gerekiyormuş.

Ezen patron, ezilen işçiler. Fabrika da üç kuruşa çalışarak eziliyoruz, sömürülüyoruz. Devlet tarafından ayrı bir şekilde eziliyoruz, sömürülüyoruz. Tabii ki düzen sonsuza kadar böyle gitmeyecek. Bu haksızlığın, bu emek hırsızlıklarının son bulması için bu düzeni değiştireceğiz. Yaşasın işçi mücadelesi, yaşasın emek mücadelesi...

ÖNCEKİ HABER

Dedeoğulları ailesi avukatı: Saldırı davasında usule uygun yargılama yapılmadı

SONRAKİ HABER

Savaş ve yaptırımlar MMK işçisini vurdu: Üretim durdu, işçiler kaygılı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa