İş bırakma eylemindeki öğretmenler: Öğretmenlik kariyer yapılacak meslek değildir
Ankara’da iş bırakma eylemi sırasında konuştuğumuz eğitim emekçileri, öğretmenliğin bir kariyer mesleği olmadığını belirterek; "Eğitim alanı ayrıştırıcı değil birleştirici olmalı" dedi.
Fotoğraf: Evrensel
Damla KIRMIZITAŞ
Ankara
Ankara’da Öğretmenlik Meslek Kanunu ve kariyer basamakları sınavı başta olmak üzere ücret eşitsizliği ve mesleki ayrımcılığa karşı bir günlük iş bırakma eylemi yapan eğitim emekçileriyle eylem alanında konuştuk. Eğitim emekçileri öğretmenliğin bir kariyer mesleği olmadığını belirterek ; “Bizler rekabetçi değil birleştirici olmak zorundayız. Eğitim alanı ayrıştırıcı değil tam tersine birleştirici olmak zorundadır. Milli Eğitim Bakanlığı eğitimdeki kaliteyi arttırmak istiyorsa koşulları iyileştirmek zorundadır” dedi.
“ÖĞRETMENLİK KARİYER MESLEĞİ DEĞİL”
Öğretmenliğin kariyer mesleği olmadığını düşündüğünü söyleyen bir öğretmen, “Öğretmenlikte esas olan birleştirici olmak ama bu yasa bizi ayrıştırıyor. Bizi ayrıştırıyor olması demek aynı zamanda Velileri ve öğrencileri de ayrıştırıyor olması demek. Bunu istemiyoruz” dedi.
Başka bir öğretmen ise, geleceğin öğretmenleri ve çocukları için eylemde olduğunu belirterek şunları söyledi; “Kariyer donanımına girip çocuklarımıza nasıl eğitim verebiliriz yerine kendi kaygılarımızı düşünür hale geldik. Üniversitede verilen sınavın yeterli olmadığını düşünüyorlar ki bizi tekrar tekrar sınava tabi tutuyorlar. Ya da farklı alanlarda bizi tutarak bizi oyalıyorlar diye düşünüyorum. Kariyer mesleğine karşıyım. Öğretmenlik bir kariyer mesleği değildir” diye konuştu
“BAKANLIK EĞİTİMDEKİ KALİTEYİ ARTIRMAK İSTİYORSA KOŞULLARI İYİLEŞTİRMELİ”
Öğretmenlik mesleğinin sınavla değil, daha farklı şekilde değerlendirilmesi gerektiğini düşündüğünü belirten bir başka öğretmen ise, “Öğretmenlik mesleğinin çok ciddi sorunları var. Bu sorunlardan sadece biri uzmanlık. Yaşam koşullarımız, okullardaki çalışma alanlarımız sıkıntılı. Bizim çalışma koşullarımızın insanca çalışma koşullarına getirilmesi gerekiyor. Bizler rekabetçi değil birleştirici olmak zorundayız. Eğitim alanı ayrıştırıcı değil tam tersine birleştirici olmak zorundadır. Ve bu ne kadar birleştirici olursa eğitimin kalitesi de artar. Milli Eğitim Bakanlığı eğitimdeki kaliteyi arttırmak istiyorsa koşulları iyileştirmek zorundadır” dedi.
“ÖĞRETMENLER ARASINDAKİ AYRIMI ARTIRAN KANUN”
Kanun yapılırken öğretmenlere sorulmadığını ifade eden bir öğretmen ise şöyle konuştu: “Başka sendikadan olan arkadaşlarımızla da konuşuyoruz, onlara da sorulmamış. İçeriğine baktığımızda sorunlarımıza bir çözüm getirecek bir kanun değil. Var olan adaylık, sözleşmeli öğretmenlik üzerine uzman ve başöğretmenliği getirirerek öğretmenler arasındaki ayrımı artıran bir kanun. Eğitim kalitesini artıracak şekilde düzenleme hakkı veriliyor MEB’e. Bu çok tehlikeli çünkü başta olan hükümetten öğretmenlik mesleğini hiçbir zaman ileriye götürecek bir şey göremedim ben. Öğretmenlik mesleğinin şartlarını iyileştirecek bir şey yapacaklarını düşünmüyorum. O yüzden bu kanuna karşıyım. Gelirimiz reel anlamda erimiş durumda. Bu meslek kanunuyla da hiçbir şekilde iyileştirme olmayacak.”
“AMAÇTAN UZAKLAŞMIŞ BİR KANUN”
Bir başka öğretmen ise, “Kariyer sınavında yeterliliği artırmaksa amaç mevcut sistem içerisinde tabanda öğretmenin sorunlarıyla ilgili büyük araştırmalar yapıp tabanı içine alan çalışmalar yapmak yerine sanki bizler eğitim fakültelerinde görmüş olduğumuz dersleri yine uzaktan eğitim yöntemiyle bizler güya o bilgileri öğreneceğiz. Bu bir dayatma. Buna karşıyız çünkü bir sınıf oluşacak. Kanunda görev tanımı yok. Yine aynı işimi yapmaya devam edeceğim. Sadece ücret açısından cazip hale getiriyorlar. İnsanlar ne yazık ki buna tav oluyorlar. Amaçtan uzaklaşmış bir kanun. Öğretmen uzmandır. Öğretmenler odasında farklı ücretler alan ama aynı işi yapan insanlar olacağız” diye konuştu.