‘Yoğunluk olsa ameliyatlık hastayı ilaçla gönderecektim’
Aile hekimliği yapan SES Adana Şube Eş Başkanı Dr. Mürşit Enis Akyüz’le Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nde yapılan değişikliğin hekimler üzerinde yarattığı baskıyı konuştuk.
Fotoğraf: Evrensel
Volkan PEKAL
Adana
Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nde ağustos ayında yapılan bir değişiklikle aile sağlığı merkezlerinde (ASM) görevli hekime, kayıtlı nüfus ve günlük baktığı hasta sayısına göre teşvik ödemesi ve Hastalık Yönetim Platformuna veri girilmesi karşılığında ek ödemeler getirildi. Aile hekimleri yönetmelik sonrası maddi kaygılarla iyi hekimlik arasına sıkıştırıldığını ifade ediyor. “Müşteri memnuniyeti” anlayışı ile çalışmak zorunda bırakıldıklarını ifade eden Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri (SES) Adana Şube Eş Başkanı Dr. Mürşit Enis Akyüz, yönetmeliğin nitelikli bir sağlık hizmeti kaygısı taşımadığını, “müşteri memnuniyeti” beklentisine hizmet ettiğini dile getirdi.
YÜRÜTMESİ DURDURULAN CEZA YÖNETMELİĞİ ŞART KOŞULDU
Bir başka ek ödemenin de Aile Hekimliği Ceza Yönetmeliği’ne göre ceza almama şartı ile yapıldığını anlatan Akyüz, “Bahsedilen ceza memuriyetteki idari ceza gibi bir ceza değil. Duvarın tozlu olması dahi ceza sebebi olabiliyor. Bu Ceza Yönetmeliği dava da edildi, Danıştay da durdurdu ama hâlâ ona istinaden cezalar veriliyor” dedi.
Bir günde 46 ile 76 hasta bakma şartı ile verilen bir başka teşvik ödemesine de değinen Akyüz tam ödeme alabilmek için günde 76’nın üzerinde hasta muayene etmelerinin beklendiğini söyledi. Akyüz, “Bu da her hastaya 5 dakikanın altında bir süre demek. ‘Hastana yeterince vakit ayırmasan da insanları bir şekilde memnun et. Ben sana ancak o zaman teşvik veririm’ diyor. Aile hekimliğinde çalışan hemşire ve ebelerimiz var. Onların işiyle bir ilgisi yok ama teşvik onlara da bizim yaptığımız muayene sayısı üzerinden hesaplanıyor. Hemşireler orada ciddi bir emek veriyor. Bebek izlemi, aşısı ve gebe izlemi ve eğitimler... Hemşire ve ebelere verilen teşvik en fazla 700-800 lira. Üstelik vergi kesintisi uygulanan bu paralar emekli maaşımıza da yansımıyor” dedi.
‘DEVLET KENDİ BİNASI İÇİN KİRA ALIYOR’
Aile hekimi için, işin poliklinikle bitmediğini anlatan Akyüz şunları söyledi: “Sağlık ocakları önceden kamuya aitti. AKP ASM’ler ile taşeronlaşma sistemini getirdi. Birinci basamakta çalışanlar 657’ye tabi bir memurken valilikle sözleşme yapmaya başladı. Kalan her şey ticarethane mantığı ile işliyor. Kirasından faturalarına; buzdolabından, klimasından temizlik personeline Sağlık Bakanlığının verdiği cari hizmet ödemesi kaleminden karşılanıyor. Çalıştığım ASM kamu binası ancak devlet benden kira alıyor. Dolayısıyla jeneratörün bozulması, aşıların zincir dışına çıkma riski, temizlik personelinin çalışması, faturaların yatırılması dahil her şeyi ile uğraşmak zorundasınız. Bu sistem devletin birinci basamaktan çekilmesini sağlıyor.”
‘5 DAKİKADA HASTA BAKMAMIZ BEKLENİYOR’
Performans sistemi nedeniyle ücret kaygısı ile hastalara yeterince zaman ayırma arasında bir tercihe zorlandıklarını ifade eden Akyüz, “İlaç yazdırma amacıyla gelen hastaya bile sorgulama yapmamız lazım, söz konusu tansiyon ilacı ise tansiyonunu ölçmemiz lazım. Gerekirse kalbini dinlememiz lazım. E-Nabız’dan kullandığı ilaçlara bakmamız lazım. Çakışan ilaçlar var mı kontrol etmemiz lazım. Ancak bunlara süre yetmiyor. Olaya müşteri memnuniyeti açısından bakarsak; hasta ‘İşim görüldü’ diyor. Yani müşteri memnun. Ama halkın sağlığı kötüye gidiyor” dedi.
Hastaya gerekli süreyi ayırmanın önemli olduğunu dile getiren Akyüz, “Bir önceki çalıştığım ASM’nin bulunduğu yerde hastalarımın çoğu mevsimlik işe gider, yazın yoğunluk azalır. Karın ağrısı konusunda ilaç yazdırmak için gelen bir hastam oldu. Böyle durumlarda hasta ‘İlacımı yaz gideyim’ der. Biraz sorguladığımda tıkanıklıktan şüphelendim. Muayene ettiğimde fıtık çıktı ve hastaneye yönlendirdim. Acil ameliyata alındı. Eğer o gün hasta yoğunluğu olsaydı belki de ilacını yazar gönderirdim. Bakanlık ‘76 hasta bakarsan tam para veririm’ diyor. Maddi kaygı ile iyi hekimlik arasında kalıyoruz” dedi.
‘TEK KALEMDE MAAŞ, KAMUSAL SAĞLIK HİZMETİ’
İktidarın politikalarının birinci basamak sağlık hizmetinin tamamen özelleştirilmesi yönünde olduğuna dikkat çeken Akyüz, “ASM’ler eskiden olduğu gibi kamu binasında hizmet vermeli, emekçilere emekliliğe yansıyacak tek kalemde maaş verilmeli. Cari gider garabeti ancak asgari ücreti karşılayacak düzeyde. ASM’lerde asgari ücretle çalışan hemşire, temizlik personeli kabul edilir değil. Çok sayıda hekim hemşire olmadan çalışıyor. Müşteri memnuniyeti anlayışı ile farklı mahallelerden kişiler aynı aile hekimine kayıt olabiliyor. Kayıtların bölge tabanlı olması gerekir” dedi.