Eğitim Sen: Üniversitelere ayrılan bütçe ihtiyaç kadar artırılmıyor
Eğitim Sen'in 2023 yükseköğretim bütçesi açıklamasında "Üniversite ve öğrenci sayısındaki artışa rağmen, yükseköğretim bütçesi söz konusu artışı karşılayabilecek kadar artırılmamaktadır" denildi.
Fotoğraf: Hatice Yardım/Unsplash
Eğitim Sen tarafından 2023 yükseköğretim bütçesi ile ilgili yapılan açıklamada artan üniversite sayısı ve öğrenci sayısındaki artışa rağmen, yükseköğretim bütçesinin söz konusu artışı karşılayabilecek kadar arttırılmadığı; AKP hükümetinin yükseköğretim sisteminin ihtiyaç duyduğu kaynağı genel bütçeden karşılama noktasındaki cimriliğini sürdürdüğü belirtildi.
Türkiye’de uzun yıllardır tartışılan yükseköğretimin yeniden yapılandırılması üzerinden üniversitelerin toplumun değil, sermayenin ve iktidarın hizmetinde kurumlar haline getirilmesi için önemli adımlar atıldığı kaydedildi. Son 20 yıl içinde devlet üniversitesi sayısının 53’ten 129’a, toplam üniversite sayısının ise 76’dan 204’e çıktığı kaydedilen açıklamada, “Üniversite sayısı ve öğrenci sayısındaki hızlı artışa rağmen, yükseköğretim bütçesinin söz konusu artışı karşılayabilecek kadar arttırılmadığını görmek mümkündür. 2023 yılı yükseköğretim bütçesinin, artan üniversite ve öğrenci sayısına rağmen ihtiyaç kadar arttırılmadığı, aksine oransal olarak azaldığı görülmektedir. 2022 yılında 57 milyar 740 milyon lira olarak belirlenen yükseköğretim bütçesi 2023’te yüksek enflasyon ve TL’deki değer kaybının da etkisiyle 134 milyar 693 milyon liraya çıkarılmıştır. Ancak tıpkı MEB bütçesinde olduğu gibi, bütçenin önemli bir bölümünü personele yapılan harcamalar oluşturmaktadır. Yükseköğretim kurumları bütçesinin yüzde 74’ü zorunlu giderler arasında yer alan zorunlu personel harcamalarına (personel giderleri (yüzde 64)+sosyal güvenlik kurumu devlet primi giderleri (yüzde 10) ayrılmıştır” denildi.
“YÜKSEKÖĞRETİMDE TİCARİLEŞME ARTARAK DEVAM EDECEK”
Yıllardır Merkezi Yönetim Bütçesi’nden yeterince üniversitelere kaynak ayrılmadığı belirtilen açıklamada, “15 Temmuz sonrasında üniversitelerde yaşanan kitlesel akademik tasfiye ve siyasal baskıların da etkisiyle, bilimden ve bilimsel faaliyetlerden hızla uzaklaşmış, başta tamamen siyasallaşan kadro politikası olmak üzere, hemen her konuda iktidarın ve piyasanın ihtiyaçlarına göre hareket etmeye başlamıştır. Mevcut haliyle üniversitelerimizin bilim yuvası olmaktan hızla uzaklaştırıldığını, iktidarın arka bahçesine dönüştüğünü söylemek mümkündür. 2023 yükseköğretim bütçesinin bizlere gösterdiği en temel gerçek, yükseköğretimde uzun süredir yaşanan yoğun ticarileşme sürecinin artarak devam edeceği, öğrencilerin barınma ve burs sorununun süreceği ve ceplerinden yapacakları eğitim harcamalarının belirgin bir şekilde artacağıdır. Ancak yükseköğretim sisteminin geleceği açısından sorunun sadece bütçe harcamalarıyla sınırlı olmadığı açıktır. Üniversitelerde liyakat ve akademik yeterliliğin yerini siyasal kadrolaşma, yozlaşmış ilişkiler ve itaat kültürü alırken, eğitim ve bilim özgürlüğünün tamamen ortadan kaldırıldığı, üniversitelerin sıradan birer devlet kurumu haline getirildiği yeni bir sürece girilmiştir” ifadelerine yer verildi.
“KAMU HARCAMA PAYI ARTIRILSIN”
İktidarın başından itibaren benimsediği piyasa merkezli eğitim ve yükseköğretim sisteminin, yaşamın her düzeyinde rekabeti, hizmetin bedelini ödemeyi, üniversitelerin ‘şirket’, üniversite öğrencilerinin ‘müşteri’ haline getirilmesini hedeflelediği belirtilen açıklamada, “Toplumsal eşitsizliği daha da derinleştirmektedir. Yapılması gereken, kamusal kaynakların yine kamusal bir hak olan eğitim için, özel çıkarlar değil, toplumsal çıkarlar gözetilerek değerlendirilmesi ve sadece eğitimde ve yükseköğretimde değil, bütün alanlarda kamu harcamalarının payının belirgin bir şekilde arttırılmasıdır” denildi. (Ankara/EVRENSEL)