Bütçe görüşmeleri | Bakan Özer'e göre okullaşma oranları yüzde 100’e dayanmış!
Eğitim sendikaları öğrencilerin ekonomik sebeplerle eğitimden koptuğunu anlatırken Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, okullaşma oranlarının yüzde 95’in üzerinde olduğunu söyledi.
Fotoğraf. Ali Balıkçı/AA
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda 2023 bütçesinden eğitime ayrılan pay görüşüldü. Eğitim sendikaları özellikle lisede öğrencilerin ekonomik sebeplerle örgün eğitimden koptuğunu anlatırken, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, okullaşma oranlarının yüzde 95’in üzerinde olduğunu söyledi. Bakan Özer, bütçede artışa gittiklerini anlatırken, diğer yandan okulların kendi ihtiyaçlarını karşılamasını savundu. Eğitim Sen de eğitimdeki en önemli pay olan yatırım giderlerinin giderek azalmasını eleştirdi.
BAKAN ÖZER: ORTAÖĞRETİM OKULLAŞMA YÜZDE 95
Bakan Özer’in, bütçe sunumunda eğitimin tüm kademelerinde okullaşma oranlarının arttığını, derslik ve öğretmen başına düşen öğrenci sayısının önemli ölçüde azaltılarak OECD ortalamasına yaklaştırıldığını söyledi. Bu süreçte ana hedeflerden birisinin eğitimde fırsat eşitliğini artırmak olduğunu belirten Özer, okullaşma oranlarının okul öncesinden başlayarak tüm eğitim kademelerinde ilk kez yüzde 95'in üzerine çıkarıldığını kaydetti.
Sendikaların, özellikle liselerde ekonomik sebeplerle örgün eğitimden kopuşlara dikkat çekmesine karşın artış olduğunu söyleyen Özer, okullaşma oranlarındaki artışın en çarpıcı olduğu eğitim kademesinin okulöncesi ve ortaöğretim kademesi olduğunu ifade etti. Özer, "2000'li yıllarda, 5 yaşında, yüzde 11 olan okullaşma oranı 2022 yılında yüzde 97’ye; ilkokulda okullaşma oranı yüzde 99,63’e; ortaokulda okullaşma oranı ise yüzde 99,44’e yükselmiştir. Okullaşma oranlarındaki artışın en çarpıcı olduğu eğitim kademesi ise okul öncesi ile ortaöğretimdir. 2012 yılında hayata geçirilen 4+4+4 sisteminin de önemli katkıları neticesinde ortaöğretimde yüzde 44 olan okullaşma oranı yüzde 95’e yükseltilmiştir" dedi.
"ÖMK’YE BAŞVURU ORANI YÜZDE 95"
Bakan Özer’in bir başka dikkat çeken açıklaması ise öğretmen meslek kanunu konusunda oldu. Eğitim sendikalarının iş bırakma eylemi yaparak tepki gösterdiği Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili süreçlere şartları sağlayan öğretmenlerin yüzde 95'inin başvurduğunu söyleyen Özer, başvuranların yüzde 99'unun eğitimlerini tamamladığını, sınava başvuru oranının da yüzde 98 olduğunu dile getirdi.
"PİYASA İHTİYAÇLARINA GÖRE EĞİTİM"
Mesleki eğitim konusunda ise öğretmenlere farklı gelişim fırsatları sağladıklarını ve işgücü piyasasının ihtiyaç duyduğu insan gücünü yetiştiren bir mesleki eğitim sistemi ülkeyi eğitimde çok daha ileri noktalara taşımayı amaçladıklarını söyleyen Özer, böylece eğitim sistemini daha "rekabet edebilir" hale getireceklerini söyledi.
GÖRÜŞMELER YÜKSEK KOLTUK İTİRAZIYLA BAŞLADI
Plan ve Bütçe Komisyonunda eğitim bütçesi görüşmeleri CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın itirazıyla başladı. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in komisyonda oturduğu koltuğun diğerlerinden daha yüksek olduğunu söyleyen Tanal, "Bunun yürütmenin yasamaya egemenlik kurması anlamına geldiğini" söyledi. Komisyon Başkanı Yılmaz, koltuğun her zaman yüksek olduğunu ve kanun teklifi sahiplerinin veya sunacak kişilerin oturduğunu söyledi. Tanal'ın tepki göstermeye devam etmesi üzerine Yılmaz, “Böyle yaparsanız kameraları başlangıçta da içeri almayız" diye uyardı. Tanal, salondaki kameraları göstererek "Hangi şirkete ihale ettiniz bu işi?" sözlerine tepki gösteren Yılmaz, “Meclis'e saygı duysanız bunu yapmazsınız” dedi.
EĞİTİM YATIRIMLARI ORANI 20 YILIN GERİSİNDE
Eğitim Sen bütçeden eğitime ayrılan ödeneklere ilişkin açıklama yaptı. Bakanlığın bütçesinin her yıl olduğu gibi rakamsal olarak artarken, genel bütçe içindeki oranının azaldığını kaydedildi. 2022’de yüzde 10.79 olan MEB bütçesinin 2023’te yüzde 9,64’e gerilediğine dikkat çekilen açıklamada, . “Eğitim bütçesinin milli gelire oranı OECD ortalaması olan yüzde 6’nın yarısına bile ulaşmamıştır. Geçtiğimiz 20 yıl içinde MEB bütçesinin milli gelire oranı çok az artmış olmasına rağmen, belirlenen rakamlar ihtiyacın çok altında kalmış ve eğitim harcamalarının esas yükü, büyük ölçüde velilerin sırtına yıkılmıştır” ifadelerine yer verildi. MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan payın 2002 yılında yüzde 17,18 iken, 2009’da yüzde 4,57’ye kadar gerilediği belirtilen açıklamada, 4+4+4 sistemi sonrasında zorunlu olarak kısmen de olsa artışa geçen eğitim yatırımlarına ayrılan bütçe oranının, 2014 sonrasında yeniden azaldığı ve 2023 yılı için yüzde 9,18 olduğu kaydedildi.
ÜNİVERSİTELERE İHTİYAÇ KADAR BÜTÇE PAYI ARTIRILMIYOR
Yüksek Öğretim Kurumu bütçesi konusunda ise artan üniversite ve öğrenci sayısına rağmen oransal olarak azaldığı ifade edildi. Açıklamada, “15 Temmuz sonrasında üniversitelerde yaşanan kitlesel akademik tasfiye ve siyasal baskıların da etkisiyle, bilimden ve bilimsel faaliyetlerden hızla uzaklaşmış, başta tamamen siyasallaşan kadro politikası olmak üzere, hemen her konuda iktidarın ve piyasanın ihtiyaçlarına göre hareket etmeye başlamıştır. Mevcut haliyle üniversitelerimizin bilim yuvası olmaktan hızla uzaklaştırıldığını, iktidarın arka bahçesine dönüştüğünü söylemek mümkündür. 2023 yükseköğretim bütçesinin bizlere gösterdiği en temel gerçek, yükseköğretimde uzun süredir yaşanan yoğun ticarileşme sürecinin artarak devam edeceği, öğrencilerin barınma ve burs sorununun süreceği ve ceplerinden yapacakları eğitim harcamalarının belirgin bir şekilde artacağıdır. Ancak yükseköğretim sisteminin geleceği açısından sorunun sadece bütçe harcamalarıyla sınırlı olmadığı açıktır. Üniversitelerde liyakat ve akademik yeterliliğin yerini siyasal kadrolaşma, yozlaşmış ilişkiler ve itaat kültürü alırken, eğitim ve bilim özgürlüğünün tamamen ortadan kaldırıldığı, üniversitelerin sıradan birer devlet kurumu haline getirildiği yeni bir sürece girilmiştir” ifadelerine yer verildi.
Eğitim Sen’in açıkladığı taleplerin bazıları ise şöyle:
- Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal edilmeli,
- Ücretli çalışanlar için gelir vergisi oranı yüzde 10 olarak sabitlenmeli,
- MEB bütçesinin milli gelire oranı en az iki kat arttırılmalı,
- Bütün okullara ihtiyacı kadar ödenek ayrılmalıdır.
- Kamu kaynaklarının özel okullara aktarılması uygulamasına son verilmeli,
- Ek ödemelerin tamamı temel ücrete ve emekliliğe yansıtılmalı,
- Sözleşmeli/ücretli öğretmenlik gibi her türlü güvencesiz istihdam uygulamasına son verilmeli,
- Öğretmen, akademik personel, memur ve yardımcı hizmetli açıkları kadrolu istihdam yoluyla kapatılmalıdır.
- Eğitimde dinselleşmeyi hedefleyen dini vakıf ve cemaatlerle yapılan ya da yapılacak olan her türlü ortak proje ve protokoller derhal iptal edilmelidir.
(Ankara/EVRENSEL)