İzmir’de meydanlar nefret diline açıldı
"OHAL sonrası emekçilere, kadınlara, gençlere ve toplumun birçok kesimine kapatılan Konak Meydanı, Valilik izniyle LGBTİ’lere karşı nefret mitingine açıldı."
Fotoğraf: Pınar Çetinkaya/Evrensel
Pınar ÇETİNKAYA
İzmir
OHAL sonrası emekçilere, kadınlara, gençlere ve toplumun birçok kesimine kapatılan Konak Meydanı bugün Valilik izniyle LGBTİ’lere karşı nefret mitingine açıldı. İzmir’in tam göbeğinde olan bu meydan, hem sahile yakınlığı ile hem de geçiş güzergahı olması bakımından kitlelerle buluşmak için stratejik bir alan. Böylesi bir alanın, 150’ye yakın dernek ve kitle örgütünün bir araya gelip oluşturduğu İzmir Büyük Aile Platformu’na açılmış olması, daha doğrusu kapatılması düşündürücü.
Miting 14.00’te başlayacak olmasına rağmen alanın büyük çoğunluğu boştu ve mitingin ortalarına doğru biraz kalabalıklaşmaya başladı. Miting alanının etrafı polis bariyerleriyle çevriliydi. Ayrıca platformun istemediği basın kuruluşunda çalışan gazeteciler, görüntü ve fotoğraf almaları engellenerek, Emniyet tarafından miting alanı dışına çıkarıldı.
Mitingin etrafından gelip geçen insanlar ise genellikle bakıp yollarına devam etti. Az sayıda etraftan izleyen insan vardı. Mitingin kitlesi daha çok platformun çağrısını yapan kurumların taşıdığı bir kalabalıktı. Miting alanında gençlerin hem görev almak hem de katılımcı olmak açısından varlıkları dikkat çekiciydi. Öte yandan İstanbul mitinginin tersine çarşaflı kadınların ya da sarıklı kişilerin katılımı yok denecek kadar azdı. Yine çocuklarıyla mitinge katılım gösteren aileler vardı.
Kürsüden anons edilen katılımcılar arasında İzmir İl Milli Eğitim Müdürü, İzmir Demokrasi Üniversitesi Rektörü ve Katip Çelebi Üniversitesi Rektörü en dikkat çeken isimlerdi.
“Aileye savaş açanlara geçit vermeyeceğiz”, “LGBT kirli elini çocuklarımızdan çek”, “Küresel ve emperyalist örgütler çocuklarımızdan uzak dur” gibi dövizlerin olduğu mitingde sadece platform dövizleri ve Türk bayrakları yer aldı.
Alanda yapılan konuşmalarda ve müzik aralarında kitlenin dağınıklığı ve coşku eksikliği ön plandaydı. Ancak mitinge katılanların, platformun katılımcılarının çoğalmasından dolayı duydukları mutluluk ve "bu meselenin gerçekten gelecek ve ülke meselesi olduğuna" dair inançları da gözden kaçmadı.
Mitingde yoğun bir konuşma programı vardı, sadece aralarda zeybek gösterileriyle coşku verilmeye çalışılsa da pek etkili olmadı.
Mitingin açılış konuşmasından son konuşmacıya kadar “LGBT dayatmasının emperyalist bir kırdırma politikası olduğu”, “bu dayatmanın, gençleri yozlaştırdığı, çocukları istismar ettiği”, “aile kurumunun yok edilmeye çalışıldığı ve devlet bekasına saldırı olduğu” temaları hakimdi.
Cumhuriyetçi Kadınlar Derneği’nden Avukat Nuriye Kadan’ın platform adına konuşurken şu sözleri dikkat çekti: “Sayısız cinsiyet üretmişler, kadının adı yok, feminist dernekler de buna ses etmiyorlar. Kadının değersizleştirilmesine izin vermiyoruz.” Ardından da "bu politikaları savunanların ve sessiz kalanların batı destekli ideolojiler olduğunu" söyleyerek kadın mücadele alanına da saldırmış oldu.
Dikkat çeken bir diğer konuşma Katip Çelebi Üniversitesi Rektörü Saffet Köse’ye aitti. “Nesillerimizin selameti ve devletimizin bekası için toplanmış bulunuyoruz. Çünkü bizim geleneğimizde aile ve devlet birbiri üzerine kuruludur. Kurumsal olarak aileyi yıktığınızda o devleti yıkmış olursunuz” diyerek, LGBTİ tartışmalarını devlet meselesi merceğine çekti.
Göze çarpan bir diğer konuşma ise Memur-Sen temsilcisi Ali Kaya’nın "aile kurumunun çökertilmesine karşı devletin acil tedbir alması gerektiğini ve ivedilikle yasal düzenlemeler getirilmesini" talep etmesiydi.
Miting sonunda Cumhuriyet Meydanı’na sessiz yürüyüş gerçekleştirip basın açıklaması yapılacağı söylenmesine rağmen miting bitmeden alandan ayrılanlar oldu.
Konak Meydanı’ndan polis eşliğinde yürüyüşe geçen kitle “LGBT dayatmasına karşı ailelerimizle, ailemiz için” pankartıyla Kordon boyunca sessizce yürüdü. Yürüyüş esnasında sahilde yürüyen vatandaşlarda, eyleme dair bir ilgi söz konusu değildi. Örneğin bir genç fotoğraf çekecekken arkadaşları tarafından “LGBT karşıtı bir eylem olduğu” söylenerek vazgeçirildi, yine bir diğer genç ve arkadaşı eylemi yapanlara dair olumsuz fikirlerini söyledi.
Ancak mitingin duyurusunu görmemiş olan, bu fikre yakın olan dışardan vatandaşlar ise katılımın İzmir için az olduğunu belirtti.
Cumhuriyet Meydanı ise tamamen bariyerlerle çevrilmiş, platform adına ayrılmış bir şekilde bekliyordu. Bariyer etrafında konuşlanan polisler ve yoğun güvenlik önlemleri de dikkat çekiciydi. Bu vaziyette aslında Platform, İzmir’in iki merkezi meydanında miting ve eylem gerçekleştirmiş oldu. Basın açıklaması esnasında coşkuyu arttırmak isteyen kürsü, bayrakları sallama anonsları geçse de eylem sonunda “Kulak ver bu sese ailen hedefte”, “Ailen hedefte başını çevirme” gibi sloganlarla hareketlendirmeye çalışsa da coşkusuzluğun burada da hakim olduğu görüldü.