Sadece ücretlerin artmasının bir anlamı olmuyor
"Kazancımızın yarısından fazlası gıdaya gidiyor. Buradan gıda fiyatlarının ne kadar arttığını tahmin edin. 5 aydır eve meyve almıyorum"
Fotoğraf: Evrensel
Bir taşeron işçi
Kocaeli
Merhaba Evrensel okurları. Ben Körfez’de asgari ücretle çalışan bir işçiyim. Evimize toplam 11 bin 500 lira para giriyor. İki asgari ücretle geçinmeye çalışıyoruz. Lise ve üniversiteye giden iki çocuğumuz var. Ev bize ait ve ayağımızı yerden kesen bir arabamız var. Borcumuz olmadığı için kazandığımızı harcıyoruz diyebilirim. Eşim yemek şirketinde çalışıyor. Bazen artan yemekleri de eve getiriyor.
Her şey maddiyat değil diyorlar ama maddiyat çok şeyin önüne geçmiş durumda. Maaşlar arttı ama fiyatlar da durmadan artıyor. Eşim isyan ediyor. Her markete gidişimizde “Dün şunun fiyatı şuydu. Yine zam yapmışlar” deyip isyan ediyor. Marketten bir şeyler alınca eşim kızmasın üzülmesin diye aldığım ürünlerin fiyatını düşük söylüyorum. Halbuki pahalı ama ben ucuz diye aldığımı söylüyorum.
Kazancımızın yarısından fazlası gıdaya gidiyor. Buradan gıda fiyatlarının ne kadar arttığını tahmin edin. 5 aydır eve meyve almıyorum. Et hiç alamıyoruz. Ailenin en mutlu olduğu an eve lahmacun siparişi vermek olur. Eğer lahmacun varsa bu büyük bir sürpriz anlamına gelir bizim için. Ama eğer sipariş verildiyse, evde hesapların tamamı karışır. Evde lahmacun yenildiyse, pazar alışverişi iptal olur. Oradan şuradan buradan kıs kısabildiğin kadar.
Çocuğa ayakkabı mı alındı, kocaman aile ekonomisi çöker. Misal sofrada eksikliler hep oldu. Yemeğin yanında bir salata mı hazırlandı, o salatanın malzemeleri hep eksik kaldı. En ucuzunu ararız, en ucuzunu almaya çalışırız. Bu durum evde huzursuzluk yaratıyor tabii. Çocuklar hep yok diye söyleniyor. “Biz neden fakiriz” diye soruyor. Çocukların ihtiyaçlarını karşılayamıyoruz. Yanı başımızda Maşukiye diye bir yer var. Diğer illerden buraya gezmeye geliyor insanlar. Ama bizim oraya gidip gezecek kadar yol paramız yok. Hep erteledik, hep öteledik. Önümüz kış, nasıl olacak bilmiyorum. Ama kolay olmayacağı kesin. Kış hazırlığı yapamadık. Zamlar dur durak bilmiyor. Ama maaşlar aynı düzeyde artmıyor. Öncelikle zamların durması lazım. Elimize geçen para arttı ama yaşam koşullarında değişiklik yok.
Türk-iş toplu sözleşme masasını devirirken kime sordu?
HTŞ yönetimi ve Suriye'nin etnik-dinsel fay hattı
Suriye bıçak sırtında!
'Zaferden' işçiye düşen
Türkiye ve Suriye yüzyılı mütaşerik maarif ve rejim modeli
Avrupa 2024-25: Krizler, çelişkiler ve mücadele
