07 Kasım 2022 15:58

Radyoloji teknikerleri Cerrahpaşa'da eylemdeydi

Radyoloji teknikerleri ve teknisyenleri ile bu alandaki meslek örgütleri, 8 Kasım Dünya Radyoloji Günü öncesinde Cerrahpaşa'da yaptıkları eylemle sorunlarını dile getirdi, "Yaşamak istiyoruz" dedi.

Fotoğraf: Özlem Songül Abay/Evrensel

Paylaş

Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği (TÜMRAD-DER), İstanbul Tabip Odası, SES İstanbul Şubeleri, DİSK/Dev Sağlık-İş'in ortak çağrısıyla İstanbul Cerrahpaşa Tıp Fakültesi önünde, radyoloji teknikerleri ve teknisyenleri eylem ve basın açıklaması yaptı.

Basın açıklamasında SES Cerrahpaşa İşyeri Temsilcisi Aydın Erol, SES İstanbul Şubeleri adına Abuzer Aslan, DEV Sağlık-İş Genel Sekreteri Erdoğan Demir, Prof. Dr. Ercan Türeci konuşma yaparken, basın açıklamasını TÜMRAD-DER adına Heybet Aslan okudu. Yapılan basın açıklamasında sık sık "Yaşamak, yaşatmak istiyoruz", "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz" sloganları atıldı.

"HUKUKSUZLUK EN AZ RADYASYON KADAR TEHLİKELİ VE ÖLDÜRÜCÜDÜR"

8 Kasım'ın X ışınlarının Alman Fizikçi Wilhem Conrad RONTGEN tarafından keşfedildiği gün olduğunu söyleyerek sözlerine başlayan Heybet Aslan, "8 Kasım tüm dünyada ve ülkemizde Dünya Radyoloji Günü olarak kutlanıyor. Biz de işyerlerimizde bugünü bayram havasında kutlamayı çok arzu ederdik. Ancak ne yazık ki biz bugünü bayram havasında kutlayamıyoruz. Çünkü canla başla çalışmamıza rağmen radyoloji camiası olarak birçok hak kayıplarına uğruyoruz. Hak kayıplarımız sadece ekonomik kayıplar ile sınırlı kalmadı özlük haklarımızda kayıplar ile karşı karşıya kaldık. Hukuksuzluk en az Radyasyon kadar tehlikeli ve öldürücüdür" dedi.

Pandemi sürecinde radyoloji emekçilerinin de ekonomik ve sosyal haklarında, çalışma koşullarında iyileştirilmeler beklediğini fakat bütün özverili çalışmaların yok sayılarak, kanunlarla düzenlenmiş haklarının en önemlisi de "Şua izni" (radyolojik ışıma ile ilgili oluşabilecek zararın azaltılmasına dair izin) hakkının ellerinden alındığını anlatan Aslan, son bir yılda gerçekleşen hak kayıplarına değindi. Aslan, şunları söyledi:"Radyoloji teknisyenlerini personel eksikliğinden dolayı fazla nöbet tutmaya zorladılar. Sağlık Bakanlığı, Danıştayın nihai kararını beklemeden hukuksuz bir şekilde 5 yıl boyunca tutulan bu nöbetlerin ücretlerini faizi ile birlikte geri istedi. Arkadaşlarımıza 5 bin ile 40 bin arasında borçlar çıkarıldı. Ödeme yapamayan meslektaşlarımız icra ve hacizlerle karşı karşıya kaldı. Bu durum hukuksuz olduğu gibi vicdanları yaralayan bir durumdur. Bu uygulamadan derhal vazgeçilmesini istiyoruz. Bizlere yapılan hukuksuzluk sadece bununla sınırlı değil. 25 Haziran 2021 bir gece yarısı Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Radyoloji çalışanlarının şua izni haklarını düzenleyen, radyoloji departmanlarının ve röntgen cihazlarının sahip olması gereken standartları ve özellikleri düzenleyen Radyoloji, Radyom ve Elektrikle Tedavi Müesseseleri Hakkında Nizamname’nin yürürlükten kaldırıldığını öğrendik. Meslek örgütlerine, derneklere ve sendikalara haber vermeden radyasyon alanında çalışan radyoloji teknisyeni, radyolog hekim, medikal fizikçi, nükleer tıp uzmanı, radyoterapi teknikeri, radyoterapi uzmanlarından ve hemşirelerden oluşan 60 bin civarında sağlık emekçisinin özlük haklarını düzenleyen bir mevzuatın yürürlükten kaldırılarak bir yıl sonra yerine getirilen yönetmelikle şua izinlerimiz  kısıtlandı bir çok radyasyonla çalışan meslektaşımızın bu izin hakları ellerinden alındı."

SAĞLIK EMEKÇİLERİNİN HAKLARI TAŞERONLAR ELİYLE GASBEDİLDİ

Bakanlığın, Sağlıkta Dönüşüm Programı ile radyoloji görüntüleme hizmetlerinin büyük bir bölümünü özelleştirerek hizmet alımı adı altında taşeronlara verdiğini söyleyen Aslan, "Buralarda çalışan sağlık personeli radyoloji çalışanlarının ekonomik ve özlük haklarını taşeronlar eliyle gasbettiniz. Kamuda çalışan tüm işçilere kadro verdiniz görüntüleme hizmetlerinde çalışanlara taşeronlar istemiyor diye kadro dışı bıraktınız. Çünkü; sizler hiçbir zaman sağlık çalışanlarının yararına ve toplum sağlığını önceleyen bir çalışma yapmadınız. Taşeron lobilerinin ve şehir hastanesi tüccarlarının istek ve talepleri doğrultusunda yanlış uygulamalarda ısrar ettiniz" diye konuştu.

"BU DÜZENLEMELER DAHA FAZLA KANSER OLMAMIZ DEMEK"

Sağlık çalışanlarının endişeli olduğundan bahseden Aslan, "Her bir mevzuat değişikliği ile birçok hakkımız ya kısıtlanıyor ya da tamamen kaldırılıyor. Şua izinlerimiz ve yıpranma denilen fiili hizmetlerimizin kaldırılması demek bizlerin daha fazla radyasyona maruz kalması ve kanser olmamız demek.  Bizler Sağlığımızdan ve haklarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz" dedi.

TALEPLER

Radyasyon riski altında çalışan radyoloji çalışanlarının kanser dahil bir çok hastalıkla karşı karşıya kaldığını anlatan Aslan, radyoloji teknikerlerinin ve teknisyenlerinin taleplerini şöyle sıraladı:

  • Sağlık Bakanlığının, ivedilikle yürürlükten kaldırılan mevzuatların yerine tüm tarafların (radyologlar, radyoloji teknisyenleri, fizikçiler, nükleer tıp uzmanları, sendikaları ve meslek örgütlerinin) görüşlerini alarak yeni bir düzenleme yapmasını,
  • Radyasyon ile çalışan sağlık personelinin şua izinleri, fiili hizmet ve çalışma süresi gibi kanunlarla düzenlenmiş haklarının aynen korunmasını,
  • Radyoloji alanında personel eksikliğini gidererek iş yükünü azaltacak şekilde istihdam yapılmasını,
  • Taşeronluk uygulamasına son verilerek görüntüleme hizmetlerinde çalışan radyoloji çalışanlarına güvenceli kadro verilmesini,
  • Teşvik sistemine son verilerek tek kalem ve insanca yaşanacak temel ücret artışı yapılmasını talep ediyoruz.

"HAKLARIMIZA SAHİP ÇIKABİLMEK İÇİN ÖRGÜTLENME ÇABASINI GÖSTERMELİYİZ"

8 Kasım'ın Dünya Radyoloji günü olduğunu hatırlatan Aydın Erol, "Radyoloji emekçileri olarak derya deniz sorunlarla uğraşıyor. 20 yıldır haklarımız tırpanlanıyor. Kanser oluyoruz, birçok arkadaşımız emekli olduktan sonra kanserle mücadele ediyor" dedi.

Sağlık alanındaki sıkıntıların bitmek bilmediğini vurgulayan Abuzer Aslan, "Yıllar boyunca şua izinlerini kullanan radyoloji emekçilerinin izinleri bir gecede yönetmelikten çıkarıldı. Şua hakkı tüm radyoloji çalışanlarının hakkıdır. Radyoloji teknisyenleri/çalışanları yalnız değildir" diye konuştu.

Sağlıkta şiddete değinen Erdoğan Demir, 10 Mart Tıp Bayramı'nda bizler burada sağlıkta şiddet karşısında ölmek istemiyoruz, yaşamak istiyoruz demek için toplanıyoruz. Burada, bu bileşenlerle sağlık sorunları için kaçıncı toplanmamız olduğunu saymaktan yorulduk. Sağlık Bakanlığının, hükümetin sesimizi duymasını, bugün burada toplanma amacımız olan radyoloji teknikerlerinin ve teknisyenlerinin başta şua iznini, taşeron görüntüleme merkezlerinde çalışan emekçilerin kadroya alınmasını talep ediyoruz" diye anlattı.

Örgütlenme çağrısında bulunan Prof. Dr. Ercan Türeci, "Etkilenen 60 bin sağlık çalışanından bahsediyoruz. Bunların en az 600'ü Cerrahpaşa'dadır. Hep beraber haklarımıza sahip çıkabilmek, örgütlenebilmek çabasını göstermeliyiz" dedi. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

"Kuduzun artmasında sorumlu hem hayvanları hem insanları mağdur eden kanun yapıcılar"

SONRAKİ HABER

Dicle Hukuk öğrencileri kararlı: Başka bir yere gitmek istemiyoruz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa