Bahçeli, Kılıçdaroğlu'nu "ihanetle" suçladı, "HDP neyse CHP de odur" dedi
Partisinin Meclis grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu "ihanetle" suçladı; "Bizim gözümüzde HDP neyse CHP de odur ve aynısıdır" dedi.

Fotoğraf: TBMM
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Meclis grup toplantısında konuştu. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu "ihanetle" suçlayan Bahçeli, "Bizim gözümüzde HDP neyse CHP de odur ve aynısıdır" dedi.
AKP heyetinin anayasa değişikliği için HDP'le görüşmesi için "Son derece doğal ve doğru bir adımdır. HDP ile niye görüşülmüş. AK Parti heyetinin CHP ile kurduğu temasa ses çıkarmayanların bizim sırtımızdan HDP'yi dillerine dolamaları müflis bir tavırdır. Biz zarfla değil mazrufla ilgileniyoruz. Kabuğa değil öze odaklanıyoruz" dedi.
November 8, 2022
Bahçeli'nin konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN KURULUŞ ESASLARINA İTİRAZ, HATTA İHANET…"
"Aziz Atatürk emperyalizmle vuruşa vuruşa, imparatorluğumuzun enkazı altında tomurcuklaşmış yeni Türk devletini ortaya çıkardı. Atatürk demek üstün nitelikli bir dava adamı demektir. Atatürk kurucu bir liderdir, ömrünü Türk milletine vakfetmiştir. Türk devlet zincirinin halkaları kesinlikle birbiriyle iç içe geçmiştir. Gazi Mustafa Kemal hem Türk tarihinin, Türk milletinin, Türkiye Cumhuriyeti’nin asal paydası, ortak kıymetidir. 10 Kasım matem günü değil, yaşanmış onca hadisenin bir idrak günüdür. Atatürk’ün kurduğu partinin hasbelkader başında oturan zatın bile isteye sömürgecilerin eline düşmesi, siyasi koloniye dönüşmesi, maalesef Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş esaslarına tümüyle itiraz hatta ihanettir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emanetleri MHP ve Cumhur İttifakı’ndadır. Bu milli emanetlere asla leke sürdürülmeyecektir."
"MİLLİ HAFIZADA YER ETMİŞ HER TOPRAK PARÇASI VATANDIR"
"Cumhuriyete 'yıkım projesi' diyen arsız ve ahlaksız bölücüler, inanıyorum ki milletin iradesiyle yıkılacaklar ve hesap verecekler, Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşayacaktır. Bizim için milli hafızada yer etmiş her toprak parçası vatandır ve öyle de kalacak. İlelebet nesilden nesile bir dua gibi anlatılarak intikal edecek ve yaşatılacaktır."
"NATO GENEL SEKRETERİ, TBMM'YE ÖDEV VERME DENSİZLİĞİNDEN GERİ DÖNMELİDİR"
"Geçtiğimiz hafta Türkiye'yi ziyaret eden NATO Genel Sekreteri, İsveç ve Finlandiya'nın üçlü muhtıranın gereklerini yerine getirdiğini, artık tam üyelik zamınının geldiğini, üyeliklerinin de ülkemiz tarafından en kısa sürede onaylanmasını beklediğini açıklamıştır. NATO Genel Sekreteri'nin bu dili buyurgan bir dildir ve yaralayıcıdır. NATO Genel Sekreteri'nin TBMMM'de nasıl bir karar alınacağını dikte etmesi, talimat verir gibi konuşması, bize göre edepsizliktir. Her defasında ifade ettiğimiz gibi hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir. Türk milleti adına vekalet görevini üstlenen milletvekillerinin NATO Genel Sekreteri'nin beyanatıyla hareket etmesi milli iradenin yok sayılmasıdır. Buna da hiç kimsenin hakkı yoktur. NATO, TBMM'nin üzerindeki bir organ değildir. Biz kararımızı alırken sadece ve sadece Türkiye'mizin çıkarlarına bakarız, millet ne diyor ona kulak veririz. NATO Genel Sekreteri, boyunu aşan sularda kulaç atmaktan vazgeçmeli, TBMM'ye ödev verme densizliğinden derhal geri dönmelidir. Şayet İsveç ve Finlandiya'nın Madrid muhtırası kapsamında sahici ve somut adımları varsa, hükümetimiz bunu teşhis etmişse o halde mesele yoktur. Bu iki ülkenin NATO üyelikleriyle ilgili onay sürecinin önünde herhangi bir engel de kalmayacaktır. Yok halen kuşkular yakın ve yoğunsa, Türkiye kurnazca oyalanıyorsa, bilinsin ki İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği önünde aşılamayacak bir millet iradesi duracak. Bu tarihi irade de asla teslim olmayacaktır."
MİLLET İTTİFAKI İÇİN "DEMOKRASİNİN CELLAT BAŞI" SÖZLERİNİ SARF ETTİ
"Geldiğimiz aşamada sayıları 6 mı 7 mi 8 mi olduğu muamma hale gelen zillet ittifakı değerler anarşisine kapılmış, dedikodunun anaforuna düşmüştür. Türkiye’nin en ciddi sorunu muhalefetin menfur ve gayrimeşru bir çizgide sabitlenmiş olmasıdır. Zillet ittifakı demokrasinin cellat başıdır."
"TÜRKİYE'NİN GRİ LİSTEDE OLDUĞUNU LANSE EDEN SİMSİYAH BİR ŞAHSİYETTİR"
"ABD'de muhalefette bulunan cumhuriyetçilerin Çankaya'da ülkesi hakkında ileri geri konuşsa buna nasıl bakardınız? Böyle bir zillete düşmeleri akla ve mantığa muvaffık mıdır? Düşünsenize az gelişmiş bir ülkenin muhalif bir isminin Türkiye'de sokağa düşüp ülkesi hakkında konuşması marjinal bir hal özeti olarak sayılmayacak mıdır? Kemal Kılıçdaroğlu imkânsızı başarmıştır. Kılıçdaroğlu, CHP'nin başına paraşütle indirilmiş, özel görevlendirilmiş taşeron bir siyasetçidir. Bu görev, Atatürk'ü itibarsızlaştırma ve CHP'yi silme görevidir. Kılıçdaroğlu'nun hiçbir söz ve eylemi CHP'nin önceki genel başkanlarıyla bağdaşmamaktadır. Bu tavizkar zihniyetin siyaseti, hasım ve hezimet siyasetidir. Kendisi şaşkın ve şuursuzdur. ABD'den sonra Birleşik Krallık'ta soluğu alan Kılıçdaroğlu, kayıp sekiz saatin ve hamburgerli gezinin hemen ardından Birleşik Krallık sokaklarında kendisini ve partisini rezil etmiştir. Bir ara Londra tefecilerine ağzına geleni söyleyen Kılıçdaroğlu, bu sefer tefecilerin kafesine kanadı kırık bir kuş gibi girip yemlenmek için avuç açmıştır.
Kara para aklamak ve terörün finansmanı konusunda eksiklikleri bulunan ve risk içeren ülkelerin yakın gözetim altında tutulması demek gri listeye dahil olmaları demektir. Türkiye'nin gri listede olduğunu saygısızca lanse eden Kılıçdaroğlu, bizim için simsiyah bir şahsiyettir. Yalan fabrikasıdır, iftira madenidir. Birleşik Krallığın gri listede olduğunu bilmeyecek, bilse de itiraf etmeyecek kadar da Türkiye karşıtıdır."
"KILIÇDAROĞLU SÖMÜRGECİLİĞİN İNZİBAT GÖREVLİSİDİR"
"Kılıçdaroğlu Türkiye aleyhine kurulan sahnede figüranlık yapmıştır. Bu sahne, Atatürk’ün kurduğu partiye başkanlık eden şahsın nasıl kafa kola alındığını, nasıl tuzağa çekildiğini, tefeci ithamıyla mangalda kül bırakmadığı çevrelere nasıl da alın beni kullanın, Cumhurbaşkanı adayı yapın diyerek boyun eğdiğini ifşa eden maskaralık sahnesidir.
Kılıçdaroğlu’nun anlata anlata bitiremediği temiz para mavrasının perde arkasında kanlı bir geçmiş, sömürülmüş coğrafyalar, yağmalanmış medeniyetler, çalınmış emekler, gasbedilmiş servetler vardır ve Kılıçdaroğlu işte böylesi bir dipsiz kuyuya merdivensiz inmiştir.
Temiz para derken Türkiye’yi narko devlet olarak yabancı ülkelerde ispiyonlayan Kılıçdaroğlu bizim gözümüzde bu devrin Sait Molla’sı, Ali Kemal'i, sömürgeciliğin inzibat görevlisidir. Bir değil bin kere yazıklar olsun diyorum. Birleşik Krallık’ta kanun kaçaklarıyla görüşmesini de utanç vesikası ve suç ortaklığı olarak görüyorum.
Ne yapıyorsun, nereye hizmet ediyorsun, kimlere diyet ödüyorsun diyen hiç mi aklı başında birisi çevrenden çıkmadı? Temiz bahanesiyle peşine düştüğün parayı emirler listesini eline tutuşturmadan kim sana vaat edecek, kimler buna tamam diyecek?
Kılıçdaroğlu sen herkesi kör, alemi sersem mi sanıyorsun? O temiz dediğin paraya, bu yılın başında tefeci parası diyordun.
Türkiye’yi sağda solda, ülke içinde ülke dışında, parti odalarında veya grup kürsülerinde kara parayla itham edenler, Türk askerine, Türk polisine uyuşturucu ticaretiyle ilgili çamur atan kim olursa olsun, bizim gözümüzde tescilli vatan hainidir. Cari açığı kapatmak için uyuşturucu ticaretine göz yumulduğunu iddia etmek çok kirli bir FETÖ ağzıdır. Bu ağız kanlı bir terör ağzıdır. Bu ağız Kılıçdaroğlu’yla bütünleşmiş bir ağızdır. Kılıçdaroğlu kara para görmek istiyorsa HDP’yi incelesin, bölücü terör örgütünün hunhar ve karanlık servetiyle ilgilensin.
Türkiye’yi suçlamak şerefli bir tavır değildir. Kaldı ki doğru değildir, meşru değildir, adil değildir, haklı değildir. Sayın Kılıçdaroğlu, sandık Londra’da, Washington’da, Berlin’de kurulmayacak. Oylar Brüksel’de sayılmayacak. Demokrasinin er meydanı Türkiye düşmanlarının nezaretinde açılmayacak. Türk milleti Türkiye’yi karalayanlara, yabancı ülke sokaklarında jurnalcilik yapanlara demokrasi meydanını dar edecektir. Sayın Kılıçdaroğlu, burası Türkiye Cumhuriyeti, burada sana ekmek yoktur, buradan sana çıkış da yoktur."
"BİZİM GÖZÜMÜZDE HDP NEYSE CHP DE ODUR"
"AK Parti heyetinin anayasa değişikliğini görüşmek amacıyla Mecliste grubu bulunan siyasi partileri ziyaret etmesi son derece doğal ve doğru bir adımdır. HDP ile niye görüşülmüş. Biz buna ne diyecek nasıl bir tepki gösterecekmişiz. Günlerdir cevabı aranan marazi sorular bunlardır. HDP'ye nasıl baktığımızı tekrar etmeye lüzum bile duymuyorum. AK Parti heyetinin CHP ile kurduğu temasa ses çıkarmayanların bizim sırtımızdan HDP'yi dillerine dolamaları müflis bir tavırdır. Bizim gözümüzde HDP neyse CHP de odur ve aynısıdır. Biz görüşüldüğüne değil makul ve demokratik çözümün nasıl olacağına bakıyoruz. Zarfla değil mazrufla ilgileniyoruz. Kabuğa değil öze odaklanıyoruz.
Emeklilikte yaşa takılan kardeşlerimizin taleplerinin karşılanmasıyla birlikte bütün sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesini bekliyor ve bunu destekliyoruz.
Bizim gündemimiz milletimizin gündemidir. Sosyal medyadan Milliyetçi Hareket Partisi’ne asla istikamet çizilemeyecektir. Fitne tezgahı açanlara, el ovuşturan asalaklara, bozguncu telkinlere, iki yüzlü tahriklere, oyun içinde oyun kuranlara, onunla görüştü, bununla buluştu masalı anlatanlara, Cumhur İttifakı’nı sorgulayanlara kapalıyız, alayına birden de yüzümüzü dönmüş durumdayız. Topuna diyorum ki, haydi başka kapıya."
ERKEN SEÇİM TARİHİ AÇIKLANACAK İDDİALARI ORTAYA ATILMIŞTI
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi İYİ Parti Grup Başkan Vekili İbrahim Özkan, dün Twitter hesabından yaptığı paylaşımda "Yarın erken seçim tarihinin açıklanabileceğini düşünüyorum" iddiasını ortaya atmıştı.
Özkan, Cumhuriyet gazetesine yaptığı açıklamada MHP'nin grup toplantısına işaret etmiş ve AKP'nin anayasa değişikliği teklifi için HDP'ye yaptığı ziyarete dair MHP içinde rahatsızlık olduğunu söylemişti. MHP yönetiminin parti tabanı karşısında zor duruma düştüğünü söyleyen Özkan, "Daha önce MHP'de görev yapmış kişilerle görüştüm. Ciddi rahatsızlık var. Genel merkeze sirayet etti. Bahçeli'nin yarın ciddi bir hamle yapılacağı düşünülüyor" demişti. (HABER MERKEZİ)
Evrensel'i Takip Et