08 Kasım 2022 12:59
Son Güncellenme Tarihi: 08 Kasım 2022 14:04

Mithat Sancar'dan AKP'ye: İçişleri Bakanı sizi temsil ediyorsa bize gelen heyet kimi temsil ediyor?

Partisinin Meclis grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, AKP'ye seslendi, "İçişleri Bakanı sizi temsil ediyorsa bize gelen heyet kimi temsil ediyor" diye sordu.

Fotoğraf: MA

Paylaş

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin Meclis grup toplantısında konuştu. Tartışmalı anayasa ziyareti için AKP'ye seslenen Sancar, "Önce bir karar verin. Bu hükümetin başı veya kalbi Soylu mu siz misiniz? Sürekli nefret, düşmanlaştırma, iftira, hakaret konuşmaları yapan, her türlü kumpasın arkasından çıkan, kirli işlerin içinde olduğuna dair sayısız büyük albümlere sahip bir kişi, İçişleri Bakanı, sizi temsil ediyorsa bize gelen heyet kimi temsil ediyor? Buna karar verin" dedi.

Gelen eleştirilere dair ise "Senaryolar üretip ahkam kesenler ve bize had bildirmeye, bizi itham etmeye kalkışanlar. Buna harcadığınız enerjinin binde birini bizim yapıcı çözüm siyasetimizi iyi niyetle değerlendirmeye harcasaydınız, ülke ve toplum ve dahi muhalefet bugün bu noktada olmazdı. Sorumlususunuz!" dedi.

Sancar'ın açıklamasından öne çıkanlar şöyle:

"KALICI ÇÖZÜMLER ÜRETMEKTE GEREKLİ CESARETİ, İRADEYİ ORTAYA KOYAMAYAN BİR MUHALEFET BLOĞU İLE KARŞI KARŞIYAYIZ"

"Ülkenin ve toplumun içinde bulunduğu sorunlar ağırlaşıyor ve çözümsüzlük siyaseti ülkeyi ve toplumsal yaşamı kilitlemeye devam etmektedir. 

İktidarıyla, muhalefetiyle -bizleri ayırıyoruz- siyaset, eğer çözümün değil sorunun parçası haline dönüşüyorsa, çıkmazlar büyür, geleceğe dair umut ve güven yıkılır. Bir toplumun yaşayabileceği en büyük facialardan biri budur. HDP'yi diğer partilerden ayıran temel özellik burada yatıyor. Biz demokratik seçeneklere dayanan, halkı esas alan, çözüm odaklı bir politik mücadele yürütüyoruz.

Temel sorunları inkar eden, derinleştiren bir iktidar anlayışı var. Bu iktidar; yalan, talan ve kan üzerine bir siyaset oluşturmuştur. Bu siyaset toplumu bu felaketlere, sürükleyen temel faktördür. Bizim dışımızdaki muhalefete bakıldığında tablo çok aydınlık görünmüyor. Kalıcı çözümler üretmekte gerekli cesareti ve iradeyi ortaya koyamayan bir muhalefet bloğu ile karşı karşıyayız."

"SORUNLARI ÇÖZÜMSÜZ KILAN ANLAYIŞLARI BU ÜLKE TAŞIMAK ZORUNDA DEĞİL"

"Cumhuriyet'in ikinci yüzyılına girerken tüm sorunların cesaretle, demokratik bilinç ve programla çözüleceğini söylüyoruz. Çözebileceğimiz gücün bu toplumda mevcut olduğuna inanıyoruz. Yeter ki bu güçleri birleştirelim. Gücümüzü birleştirdiğimizde çözüm vardır, mümkündür ve yakındır. 

İktidarın neler yaptığını, yapmak istediğini her vesile ile anlatıyoruz. Ortada faşizmi kurumsallaştırmaya azmetmiş, sömürüyü ekonominin temeline oturtmuş, kutuplaşmayı ilke edinmiş bir anlayış var. En kararlı, tutarlı, samimi mücadeleyi yürüten yine bizleriz. Bu sorunları çözümsüz kılan anlayışları bu ülke taşımak zorunda değil."

"ÇÖKÜŞTEN KURTULMANIN YOLU DEMOKRASİ İTTİFAKIDIR"

"HDP'nin mücadelesi, temel sorunların çözümü için bir güç merkezi yaratacaktır. Her geçen gün bunun örneklerini topluma sunuyoruz. Çözümün güç merkezi olmaya ant içtik, bu yolda yürüyüşümüzde kararlılıkla devam ediyoruz. 

Uzun yıllardır çözüm arayan ülke sorunları, iktidarın inşa etmeye çalıştığı yeni rejimle birlikte daha da büyümüş, çöküş noktasına gelmiştir. Siyasal, toplumsal, ekonomik anlamda yaşanan bu çöküşten kurtulmanın yolu, halk kesimlerinin dahil olduğu demokrasi ittifakıdır.

Çoğulcu, ortak ilkelere odaklanmış geniş demokrasi birliktelikleri oluşturulduğunda, yıllardır ülkelerin başına musallat olan otoriter rejimler çöküyor. Burada da aynısını yapacağız, Latin Amerika'dan esen rüzgarı Avrupa ve Ortadoğu'ya taşıyacak bir merkez yaratacağız. Bu sorumluluğun bilincindeyiz."

"BİZLER DEMOKRATİK CUMHURİYET İSTİYORUZ"

"Türkiye'yi kuşatmaya çalışan bu tekçi yapıya alternatif olarak yine çoğulcu, tam demokratik katılımı yansıtmayarak, kriz üreten sistemi restorasyonla ayakta tutmak isteyen politikalar var diğer muhalefet partilerinin ürettiği... Bizler büyük demokrasi yürüyüşü ittifakı çalışmalarımızı yürütüyoruz. Gerçek alternatif, sahici seçenek ve hakiki umut inşa ediyoruz. Zaman daralıyor, kimsenin bu sorumluluklardan kaytarma lüksü, birlikte mücadeleden kaçma hakkı yoktur. 

Önümüzdeki aylar bu ülkenin yıllarını belirleyecek. HDP, bu konuda demokratik sorumluluğunu yerine getiren, mücadelede tereddüt göstermeyen bir hatta geleceği inşa etme hedefinde. Bunu, büyük demokrasi ittifakı ile taçlandırdığımızda bu ülkede çözüm de aydınlık da yakındır. Bir adımlık mesafededir... Bunu yapmak zorundayız. 

Bizler, demokratik Cumhuriyet istiyoruz. Özgür ve eşit bir toplum hedefliyoruz. Gelin, cumhuriyeti ve demokrasiyi kopmaz bağlarla birbirine yapıştıralım."

"AKP HEYETİ GRUBUMUZU ZİYARET ETTİ VE KIYAMET KOPTU"

"Adalet Bakanlığının başkanlığında AKP heyeti grubumuzu ziyaret etti ve kıyamet koptu. Şimdi bakalım bu kıyamette ne var ve neden bu kadar fırtına koparılıyor. Bir kısa özet öncelikle. Ziyaretin ardından spekülasyonlar ve senaryolar üretme yarışı başlıyor. Görüşmenin sebebi ve konusu belli. AKP heyeti başörtüsü meselesiyle ilgili anayasa değişikliği teklifini anlatmak ve destek istemek için diğer partiler gibi bizim partimizi de ziyaret etti. Arkadaşlarımız da kendilerine temel ilkelerimizi hatırlattı ve bu teklifi eş başkanlar aracılığıyla kurullarımıza taşıyacağımızı belirtti. Buraya kadar sorun var mı? Sorun var diyor bazıları. Nedir bakalım. Bizim ilkelerimiz, stratejilerimiz belli arkadaşlar. Daha önce yaptığımız açıklamalar da ortada. Bizler demokratik işleyişi esas alan bir partiyiz. Elbette bize gelen bir teklifi kurullarımızda tartışmadan görüş açıklamayız. Eş başkanların dahi kurul kararı olmadan önemli bir konuda bağlayıcı bir karar açıklaması geleneğimizde yok. Doğal, yarın MYK toplanıyor, tartışacağız, somut cevaplarımızı da yarınki MYK toplantımızdan sonra kamuoyu ile paylaşacağız."

"HER YERDEN TUTARSIZLIK VE SAMİMİYETSİZLİK AKIYOR"

"Aslında bizler açısında bir karmaşık durum yok. Asıl karmaşa başkalarının kafalarında ve zihniyetlerinde. Her yerden tutarsızlık ve samimiyetsizlik akıyor. Sırayla ve özetle anlatmaya çalışayım. Hani derler ya bir şahsa anlatır gibi, şahsın adını anmayayım, birilerine anlatır gibi…"

"BU HÜKÜMETİN BAŞI VEYA KALBİ SİZ MİSİNİZ SOYLU MU?"

"İlk sözüm AKP'ye. Önce bir karar versin AKP bakalım. Yürütmeyi veya Kabineyi kim temsil ediyor? Adalet Bakanı mı İçişleri Bakanı mı? Heyetimizle görüşme talebinde bulunan AKP, Adalet Bakanı ve grup başkan vekillerinden oluşan bir heyeti gönderiyor, ertesi gün İçişleri Bakanı hakaretlerine, tehditlerine devam ediyor. Bize saldırılarını daha da yükseltiyor. Önce bir karar verin. Bu hükümetin başı veya kalbi Soylu mu siz misiniz? Eğer İçişleri Bakanı ise AKP politikalarının mimarı ve sahibi, o zaman neden heyet gönderiyorsunuz? Neden uzlaşma için partileri geziyorsunuz ve bize geliyorsunuz. Sürekli nefret, düşmanlaştırma, iftira, hakaret konuşmaları yapan, her türlü kumpasın arkasından çıkan, kirli işlerin içinde olduğuna dair sayısız büyük albümlere sahip bir kişi, İçişleri Bakanı, sizi temsil ediyorsa bize gelen heyet kimi temsil ediyor? Buna karar verin."

"İKTİDARLA MÜCADELEYİ KORUNAKLI SIĞINAKLARDA YER KAPARAK DEĞİL BEDEL ÖDEYEREK YÜRÜTÜYORUZ"

"Şimdi gelelim AKP heyetinin ziyaretinden, bizim AKP ile iş birliğine hazır olduğumuz yorumunu yapanlara. Bu iktidara, kurduğu ve yerleştirmeye çalıştığı rejime karşı en etkili muhalefeti ve mücadeleyi biz yürütmüyor muyuz? Üstelik öyle konforlu alanlara çekilerek değil. Korunaklı sığınaklarda yer kaparak değil bedel ödeyerek yürütüyoruz bu mücadeleyi. Eski eş genel başkanlarımız, milletvekillerimiz, binlerce, on binlerce yoldaşımız, belediye başkanlarımız, parti meclisi üyelerimiz bu mücadeleyi kararlılıkla yürüttükleri için bedel ödüyorlar. Şimdi tekrar ediyorum. Öyle korunaklı alanlara çekilerek, güvenli sığınaklardan HDP'ye ahkam kesecekseniz, önce şu gerçeği küçücük de olsa bir görmeye çalışın. Biz de diyelim hakikaten samimi bir eleştiri var burada, dikkate alalım. Ama öyle olmuyor. O sığınaklardan HDP'ye laflar yetiştiriyorlar, üstelik 7 yıldır aynı şeyi yapıyorlar. En güçlü, kararlı mücadeleyi biz yürütüyoruz. Bu iktidar, bu rejimi yerleştirmek için en büyük engelin biz olduğumuzu biliyordu, onun için 4 Kasım operasyonlarını, Kobane kumpas davalarını, kapatma davalarını devreye soktu. Korktuğu güç biziz. Biz mücadele etmeyi biliriz. Siyasette müzakerenin değerini de biliriz. Müzakere öyle mücadeleden bağımsız bir şey değil. Bir görüşmeyi hemen iş birliği diye yorumlayanlara daha birkaç sözüm olacak."

"BU İKTİDARLA GERÇEK İŞ BİRLİĞİ KÜRT SORUNUNDA İNKARCI ZİHNİYETE DESTEK OLMAK DEĞİL MİDİR?"

"Bizler siyasetimizden de mücadelemizden de vazgeçmiyoruz, taviz vermiyoruz. Şimdi rutin bir ziyaretten hareketle bu gerçeği yok saymaya çalışanlara soruyorum: Bu iktidarla gerçek ve yıkıcı iş birliği, bu iktidarın varlığını dayandırdığı temel unsurlara, mesela Kürt sorununda inkarcı zihniyete, güvenlikçi anlayışa ve savaş politikalarına destek olmak değil midir? İktidarın asıl destekçileri onun varlığını sürdürmesine öyle ya da böyle yardımcı olanlar, temel konularda onun çizdiği yoldan ayrılmayanlardır. Öyle değil mi? Cevap verin, değil deyin. İktidarla iş birliğinin hangi örneklerini sayayım? Tezkerelere söyledim. HSK üye seçimi Mecliste yapılıyor. Partilere belli kontenjanlar tanınıyor. HDP'yi bu tür durumlarda dışlamak için iktidar elinden geleni yapıyor. Peki bizim dışımızda bulunan, grubu bulunan partiler Mecliste, ne yaptılar, gittiler HSK pazarlığına oturdular, üye pazarlığına oturdular. Ne yaptılar? İki sana bir bana, gerisi iktidara! İş birliği hangisi sevgili arkadaşlar? İktidarla iş birliği HSK pazarlığına oturup iki sana bir banaya razı olup yargının içinde bulunduğu bu sefaleti meşrulaştıranlar mı rutin bir ziyareti kabul edip görüşme yapan biz miyiz?"

"İKTİDARA 'GÖRÜŞME' DEMEK İSTİYORLAR, BÖYLE YAP DİYORSANIZ SİZİN İKTİDARDAN FARKINIZ NE?"

"Gerçekten iktidarın tutarsızlığını mı eleştirmek istiyorsunuz? Yani iktidara şimdiye kadar yanlış yapıyordun, şimdiye kadar görüşmemen yanlıştı, artık görüşmen gerekir mi demek istiyorsunuz? Ben öyle diyene çok az sayıda aydını tenzih ediyorum, rastlamadım. Tam tersine AKP'yi eleştirir görünürken güya bizi kriminalize ediyor. Nasın olur da terörist dediğin bir partiyle görüşüyorsun… Görüşme demek istiyorlar. Daha fazla üstüne git demek istiyorlar. Şimdi bu bir koalisyon değil midir? Eğer iktidara böyle yap diyorsanız sizin iktidardan farkınız ne? Onu ortaya koyun. Koyun da inanalım."

"Neredeyse iki yıldır başta siyasal muhalefet olmak üzere tüm toplum kesimlerine diyalog ve müzakere çağrıları yapıyoruz. Siyaseti açık ve şeffaf yapıyoruz. Şimdi bu ziyaret üzerinden yaygara kopranalara, ortalığı bulandırmaya çalışanlara soruyoruz: Niye bu çağrılara yanıt vermiyorsunuz? TV'lerde, gazete köşelerinde, sosyal medya hesaplarında senaryolar üretip ahkam kesenler ve bize had bildirmeye, bizi itham etmeye kalkışanlar. Sizler bütün bu söylediklerime harcadığınız enerjinin binde birini bizim yapıcı çözüm siyasetimizi iyi niyetle değerlendirmeye harcasaydınız, ülke ve toplum ve dahi muhalefet bugün bu noktada olmazdı. Sorumlususunuz!"

"KAPIMIZ HERKESE AÇIK, BUYURUN GELİN"

"Kapımız hepinize, herkese açıktır. Hangi konuda görüşmek, müzakere etmek, tartışmak, öneride bulunmak, öner almak istiyorsanız buyurun gelin! Yanlış anlaşılma olmasın. Sizler gelesiniz diye sizden cevap gelsin diye oturuyor değiliz. Biz yolumuzda yürüyoruz. İttifaklarımızı büyütme çalışmalarımız aralıksız sürüyor. Değişimin ve çözümün adresini inşa ediyoruz. Bekliyor değiliz sadece. Ama gelin birlikte yapalım diyoruz. Partimizi hedefine koyan komplo teorisi meraklılarına, senaryo üreticilerine, açık açık soruyorum ve aynı açıklıkta cevap bekliyorum. HDP'ye siyasette biçtiğiniz misyon ve uygun gördüğünüz rol nedir? Mesela seçimlerde izleyeceğimiz stratejiyi ilan ettik. Peki siz bizden seçimlerde ne yapmamızı bekliyorusunuz? Gelin açık söyleyin? Kimse ağzında gevelemesin? Açık konuşalım. Daha ne diyelim? Bu ülkeye açık şeffaf demokratik dürüst siyaseti yerleştireceğiz."

(HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

AYM, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu esastan görüşecek | Eğitim emekçileri AYM’nin hukuka uygun karar almasını istiyor

SONRAKİ HABER

Düzce'de mantar yiyen 2 kişi öldü, 1 kişi ise komada: Ölüme Köygöçüren mantarı sebep olmuş

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa