Meslek Liseleri yaşadığı sömürüyü anlattı: Adımız öğrenci ama işimiz kölelik
İktidarın ve MEB’in övündüğü meslek liseleri gerçeğini öğrenciler anlattı: “Eğitim yok, sömürü katmerli. Adımız öğrenci olsa da köle gibiyiz. Karın tokluğuna çalışıyoruz.”
Fotoğraf: DHA
Berfin TÜRKMEN
Antep
İktidar ve Milli Eğitim Bakanlığının son dönemde eğitimde en önemli gündemi meslek liseleri ve mesleki eğitim merkezleri. Artan öğrenci sayısı, meslek liselerinde ciro artışları iktidarın övünç kaynağı. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer son olarak “Ne olacak meslek liselerinin hali derken, yurt dışına ihracat yapan ve en başarılı öğrencilerin giderek kümelendiği bir lise türüne dönüştü meslek lisesi” açıklamaları yapsa da meslek liselerinde okuyan öğrenciler Bakanla aynı fikirde değil. Bakanın açıklamalarını ve meslek lisesi öğrencilerinin durumunu Hacı Sani Konukoğlu Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileriyle konuştuk. Öğrenciler, eğitimin olmadığı sömürü koşullarına dikkat çekerek “Okul adında bir yere gelip gidiyoruz. Adımız öğrenci olabilir ama biz kul köleyiz. Patronlar, devlet, etimizden sütümüzden her şeyimizden yararlanıyor, biz karın tokluğuna çalışıyoruz” diyor.
‘ÜÇ KURUŞLA ÖVÜNÜP, ŞÜKRETMEMİZİ BEKLİYORLAR’
Öğle arası için okul önündeki parka çıkan gençlerin bazısı en ucuz yerde dürüm yemeye giderken kimisi de aranın bitmesini parkta oyalanarak geçiriyor. Burada bir araya geldiğimiz gençlere Bakanın meslek liselerine ilişkin övgü dolu sözlerini hatırlatıyorum. Yusuf, meslek liseleri ve gençler üzerinden yapılan haberlere çok öfkeli: “Sürekli bir yerlerde ‘Gençlere şu yardımı yaptık, bunu sağladık’ gibi şeyler yazıyorlar. 3 kuruşla övünüp şükretmemizi bekliyorlar.” Meslek liselerinde eğitimin söz konusu olmadığını dile getiren Yusuf “Genel olarak eğitim sistemimiz çok kötü. Ama meslek liselerinde daha kötü. Burada olmamızın amacı meslek öğrenmek ama mesleğimiz üzerine bir şey öğrenmiyoruz” dedi. Elektrik bölümü öğrencisi olduğunu belirten Yusuf “Staja gönderiyorlar orada da iş öğretmek hariç her şeyi yaptırıp etimizden sütümüzden faydalanıyorlar. SSK’de staj yapan aynı bölümden bir arkadaşımın sadece sisteme kimlik numarası girdiğini biliyorum” dedi.
‘ADIMIZ ÖĞRENCİ, İŞİMİZ KÖLELİK’
“Okul adında bir yere gelip gidiyoruz diye adımız öğrenci olabilir ama biz kul köleyiz. Patronlar, devlet, sistem etimizden sütümüzden her şeyimizden yararlanıyor, biz karın tokluğuna çalışıyoruz” diye konuşan Selim, bir baltaya sap olma umuduyla yaşamaya çalıştıklarını söylüyor. Kendilerinden her türlü yararlanıldığını ama bunun kendilerine bir yarar sağlamadığına vurgu yapan Selim, bu durumun çok zoruna gittiğini ifade ediyor. Geleceğinden umutsuz ama bu koşulları da kabullenemediğini dile getiren Selim, “Ben üniversiteye gideceğim, hayatımı bir şekilde kurtarmam lazım. Benim ailem işçiyse bende işçi olmak zorundayım diye bir şey yok. Bunu asla kabul edemem” ifadelerini kullanırken arkadaşları daha umutsuz “Gelecekte kendimizi sanayide tornacı olarak görüyoruz” diye konuşarak bu koşullarda meslek liseliler için üniversitenin hayal olduğunu söylüyorlar.
‘MASKE ÜRETTTİK, SATTILAR AMA BİZİM YEMEK YİYECEK PARAMIZ YOK’
Okula kayıt olurken meslek öğrenmek için hevesli olduğunu ama şimdi durumun çok farklı olduğunu anlatan Yusuf “Pandemide bizi burada köle gibi çalıştırdılar. Okulda 3 tane maske makinesi var tekstil bölümündeki öğrencilere maske yaptırıyorlar ve bu maskeleri satıyorlar. Ama öğrencilerin yemek yiyecek parası bile yok. Pandemiden önce okulumuzun yemekhanesi vardı, okulda yemek yiyebiliyorduk. Yemekhaneyi pandemide kapattılar ve hâlâ açmadılar. Şimdi tüm gün aç oturuyoruz okulda. Kantinde de her şey çok pahalı. Öğle arasını bekliyoruz dışarda yemek için ama dışarıda dürüm-ayran alsak 25 TL” diye konuşarak kendi üzerlerinden kazanılan paraların kendilerine faydası olmadığı gerçeğine dikkat çekiyor.
MESEM: İŞÇİ GİBİ ÇALIŞIP ÜCRETİN YÜZDE 30’UNU ALMAK
Yusuf, haftada 3 gün gittiği stajda en az 11 saat çalıştırıldığını, aylık 1600 TL aldığını ve çoğu zaman aç karnına çalıştığını söylüyor. Mesleki eğitim merkezleri hakkında ne düşündüğünü sorduğumuzda “MESEM’e giden arkadaşlarım var. Orası okul falan değil, direkt işçi oluyorsun. Ama işçi gibi çalışıp işçilerin aldığı maaşın sadece yüzde 30’unu alıyorlar. Bıraksa daha iyi olacak ama lise diploması için katlanıyorlar. Diploma da ne işimize yarayacaksa artık” dedi. Selim de arkadaşının son cümlesine.
‘GENÇLERDE ÖFKE, DEPRESYON VE UMUTSUZLUK HAKİM’
Gençlerin genelinde öfke, umutsuzluk ve depresyon olduğunu ve bunun ekonomi ve gelecekle ilgili kaygılardan kaynaklandığını düşündüğünü anlatan Selim “Bizlerin herhangi bir kültürel, sosyal veya sanatsal bir uğraş edinecek imkanımız yok” diye konuşurken Yusuf onu destekleyerek “Ben en son sinemaya iki sene önce gittim, tiyatroya ise hiç gitmedim. Bir sosyal aktivitemiz yok. Bir kütüphane aboneliğim vardı, arada oraya gidip kitap okuyordum, kütüphaneyi yıktılar. Mitolojiye ilgim var ama yemek yiyecek param yokken nasıl kitap alayım” diye soruyor. İki bin öğrencinin olduğu okulun kütüphanesinde sadece 8 raf olduğunu bu rafların da 4’ünün dini kitaplardan oluştuğunu söyleyen Yusuf: “Önceden halı sahaya giderdik ama saati 300 TL olmuş. Tek yaptığımız parkta oturup çekirdek çitleyip, kola içmek. Kola bile 25 TL oldu şimdi.”
‘GENÇLERDEKİ ÖFKE VE DEPRESYONUN SEBEBİ EKONOMİK’
Stajdan aldığı 1600 TL dışında bir geliri olmadığını söyleyen Yusuf “Eve, aileme mi bakayım okulda, stajda karnımı mı doyurayım nasıl yaşayayım, bilemiyorum. Spora başladığımda 75 kiloyken şu an 65 kiloyum. Kilo almak için çabalıyorum ama olmuyor. Kırmızı et tüketerek almam gerekirken buna param yetmiyor. Ben bu durumdayken on binlerce lira maaş alan adamlar mecliste 6 liraya kebap yiyorlar. Sarayda yaşayanlara bir çantaya yüzbinlerce lira para harcıyor” diyerek yaşayamadıklarına isyan ediyor.
‘GEZMEYİ DEĞİL FATURALARI DÜŞÜNÜYORUZ’
Kış geldiği için masrafların arttığını, ailesinin odun ve kömür parasını zor bulduğunu anlatan Selim “Gücümüz hem karnımızı doyurup hem de ısınmaya yetmiyor” dedi. Yusuf ise bir genç olarak arkadaşlarıyla, sevgilisiyle konserlere, filmlere gitmek istediğini ama faturaları ödemesi gerektiğini anlatarak “Neredeyse tüm arkadaşlarım aynı sorunları yaşıyor” dedi. “Bir arkadaşımı sıkıntılı görünce sevgilisinden mi ayrılmış acaba?” diye düşünemediğini çünkü herkesin aklında nasıl geçineceğiz sorusu olduğunu söyleyen Yusuf “Annemiz, babamız tek başına yetemiyor. Biz de mecburen bu yaşta yetişkin oluyoruz. Evde 4 kişiyiz. Abim askerde, annem çalışıyor, küçük kız kardeşim çalışıyor, ben 3 gün staja gidiyorum, diğer günlerde de okula gitmeyip inşaata çalışmaya gidiyorum. Akşama kadar evde kimse yok ama yine de bir sürü fatura geliyor” diyor.
PATRONLARDAN KÖLELİĞİ ORTAOKULA İNDİRME HAMLESİ
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Deri Kürk Saraciye Meslek Komitesi Meclis Üyesi Musa Evin, Türkiye Gazetesi’ne konuşarak meslek orta- okulu için Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer ile görüştüklerini belirterek “Ağaç yaş iken eğilir” dediklerini belirtti. Evin, patronların niyetini de eğip bükmeden söyledi: “Meslek lisesinde son yıl haftada 3 gün staj yapmakla meslek öğrenilmiyor. Mesleki eğitim ortaokul seviyesinden başlamalı Sayın Bakan bizden konu ile ilgili çalışma yapmamızı istedi. Eğer devlet, meslek ortaokuluna gidecek öğrenciye burs verirse biz de onlara iş garantisi veririz” dedi. (HABER MERKEZİ)