İzmir’de, “Cumhuriyet Kurulurken Emek ve Sol” sempozyumu gerçekleşecek
“Cumhuriyet Kurulurken Emek ve Sol” sempozyumu üzerine konuştuğumuz TÜSTAV Başkanı Erol Ülker, “Cumhuriyeti mevcut ezberlerin dışına çıkarak değerlendirdiğimiz sorulara odaklanacağız” dedi.
Görsel: TÜSTAV
Ramis SAĞLAM
İzmir
Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı (TÜSTAV), 30. kuruluş yılında İzmir’de 12-13 Kasım 2022 tarihleri arasında “Cumhuriyet Kurulurken Emek ve Sol” sempozyumu gerçekleştirecek.
İki gün sürecek olan sempozyumda, İzmir’de yaşanan toplumsal değişime bir projektör tutularak, bilinen ezberlerin ötesinde Cumhuriyetin kuruluş döneminde emek ve sol tarihin ayrıntılarına odaklanıp, bu sürecin eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirilmesi hedefleniyor. TÜSTAV Başkanı Dr. Erol Ülker ve sempozyumun konuşmacılarından Araştırmacı-Yazar Hamit Erdem ile sempozyumu konuştuk.
“OSMANLI’DAN CUMHURİYET’E İŞÇİ HAREKETLERİNİ KONUŞACAĞIZ”
Ülker, sempozyumda genel olarak Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinden başlayarak 1950’li yıllara kadar uzanan geniş bir süreci ele alacaklarını söyledi.
Cumhuriyeti mevcut ezberlerin dışına çıkarak değerlendirmeyi mümkün kılacak sorulara odaklanacaklarını vurgulayan Ülker, “Osmanlı İmparatorluğu’nda emek gücünün etnik ve dini olarak heterojen yapısı işçi hareketleri ve sol hareketler açısından ne tür sonuçlar doğurdu? Millî Mücadele emek kesimleri içinde ne dereceye kadar ve nasıl bir toplumsal taban kazanabilmişti? İşçi hareketleri ve sol hareketler Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş sürecini ne dereceye kadar etkileyebildiler ve bu süreçten nasıl etkilendiler? Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş sürecinde milliyetçiliğin ve nüfusu homojenleştirmeye yönelik politikaların emek gücü ve işçi hareketleri açısından sonuçları nelerdir? Bu süreçte sol hareketler Türkleştirme politikaları karşısında nasıl tutum aldılar? Sorularına yanıt arayacağız” dedi.
“EMEĞİN GEÇİŞ SÜRECİ DEĞERLENDİRECEĞİZ”
Etkinliğe ev sahipliği yapan İzmir’in tartışmaların en önemli gündem maddelerinden birini oluşturacağını söyleyen Ülker, “İzmir, 19. yüzyılda Osmanlı modernleşme sürecinin en önemli merkezlerinden biri haline gelen bir liman şehri. Anadolu’da kapitalist üretim ilişkilerinin yaygınlaşması ve Osmanlı İmparatorluğu’nun dünya ekonomisine entegrasyonunda kilit bir konuma sahipti. Dolayısıyla İzmir hakkında sunulacak tebliğler, İmparatorluk’tan Cumhuriyet’e geçiş sürecini emeğin ve sol hareketlerin çerçevesinden yeniden değerlendirebilmek için önemli fırsatlar sunuyor” diye konuştu.
“İZMİR DIŞARIYA AÇILAN ÖNEMLİ KAPI”
Sempozyumun İzmir’de toplanmasının ayrı bir önemi olduğunun altını çizen Araştırmacı-yazar Hamit Erdem, “İzmir, 20. yüzyılın başlarından itibaren Osmanlı’nın dışarıya açılan en önemli kapılarından biridir. O yıllarda İzmir’i İzmir yapan tarımsal üretimi, bölgesel ticareti, çok milletli renkli kültürü ile Latin, Ermeni, Rum, Türk halklarının birlikte yaşadığı kendi içinde barışık bir kenttir. İzmir’deki değişim, modernleşme ve sınıf mücadelesi aynı zamanda Türkiye’dir. Sempozyuma katılan arkadaşlarımızın her biri bize bu dönemden ufuk açıcı sunumlar yapacaktır” dedi.
Cumhuriyetle birlikte ülkenin rotasının belirlendiği “İktisat Kongresi”nin de İzmir’de toplandığını söyleyen Erdem, “Mübadele ile bu renkli kültürden en büyük kan kaybı yine İzmir’de yaşanmıştır. Özellikle 1908 sonrası farklı uluslardan işçi ve emekçiler sermayeye karşı önemli direniş örnekleri sergilemiş, bu mücadelelerin yankıları İzmir sınırlarını aşmıştır” diye konuştu.