Gazetecilik öğrencileri gerçeğin sesi olmaya devam edecek!
Bize derslerde öğretilen, kamuoyunun doğru ve tarafsız haber alma hakkının savunulmasıyken yasaya eklenen 29. maddeyle bu tamamen engellenmek isteniyor.
Görsel: Dimitris Vetsikas/Pixabay
Ankara Üniversitesi Gazetecilik Bölümü öğrencisi
Ortaokuldan beri hayalim olan gazetecilik bölümünü kazanıp üniversiteye başlamamla sansür yasasının aynı günlere denk gelmesi benim için hayatın garip bir cilvesi oldu diyebilirim.
Çıkarılan yasanın gerekçeleri olarak sıralanan nedenlere bakınca bunun hiç de söylendiği gibi “basın yayın alanını özgürleştirmek” değil olmadığı anlaşılıyor. Tam tersine basın yayın alanından tutun bireylerin düşüncelerini belirtme hakkının bile cezalarla ellerinden alınmak istendiği bir anlayış hayata geçirilmek isteniyor. İktidarın, gerçeğin dile getirildiği tüm bu alanlarda gerçekleştirdiği saldırı yalnızca gazetecileri değil tüm halkı ilgilendiriyor. İktidara uzak olan tüm medya kuruluşları, BİK’in (Basın İlan Kurumu) uyguladığı resmi ilan alma hakkının iptaline varan cezalarla yıldırılmaya çalışılıyor. Ayrıyeten iktidar bugün bu yıldırma politikasını daha açık yürütüyor, haber alma özgürlüğüne karşı sistematik saldırıyı daha da derinleştiriyor. BİK’in uyguladığı cezalarla bugün biz öğrencilerin, kadınların, işçilerin gazetesi olan Evrensel gazetesinin ve gazetecilerinin sesinin kısılmaya çalışıldığını, fakat tüm bu çabaların bizlerin Evrensel’i sahiplenmesi sayesinde başarısızlıkla sonuçlandığını görüyoruz.
GENÇLER ÖZGÜR MEDYA TALEBİNDE CESUR DAVRANMALI
Bize derslerde öğretilen, kamuoyunun doğru ve tarafsız haber alma hakkının savunulup daha da geliştirilmesini hedeflemekken yasaya eklenen 29. maddeyle bu tamamen engellenmek isteniyor.
Yukarıda anlatmaya çalıştıklarım ölçüsünde yine bunlarla aynı günlere denk gelen gazetecilerin tutuklanmasıysa, benim gibi yeni gazeteci adaylarına, bağımsız gazetecilikte ısrarla halka doğru haberi ulaştırma yollarını bulmada ısrarcı ve cesur olunması gerektiğini gösteriyor.