Asgari ücret yoksulluk sınırının altında olmamalı
"Asgari ücret 8 bin olsa ne olacak? Her hafta sürekli değişen etiketleri görüyoruz."
Fotoğraf: Gözde Meydan/Evrensel
Metal işçisi bir kadın
Esenyurt-İstanbul
Asgari ücreti belirlemek için yapılacak toplantılar yaklaşırken ben de bir asgari ücretli olarak bu konuyla ilgili çevremdeki tartışmaları yazmak istedim. Şimdiye kadar hep rakamlar tartışılırdı etrafımızda. Kaç lira olacak, hesap yapar, ona göre konuşurduk. Ancak şimdi kimse rakam konuşmuyor. Üstelik asgari ücrete zam gelmesin diyen daha fazla çünkü asgari ücrete zam geleceğine kiraya, faturaya, meyve, sebzeye zam gelmesin daha iyi diyorlar.
Birlikte çalıştığımız kadınlar süt ve süt ürünlerine ulaşımın giderek zorlaştığını, evlerine peynir almakta bile zorlandıklarını söylüyor. Asgari ücret 8 bin olsa ne olacak? Her hafta sürekli değişen etiketleri görüyoruz. Her malın fiyatı sürekli artıyor. Her molada sürekli bu artan fiyatlar konuşuluyor. İşçiler o yüzden asgari ücret rakamını önemsemiyor, bir alım gücü tartışması olarak artan fiyatlar konuşuluyor.
Yaz aylarındaki asgari ücret artışına işçilerin tamamı çok sevinmişti. 5 bin 500 olduğunda iyi oldu diyenlerin sayısı hızla düştü. Bugün kimse bu rakama iyi demiyor. Son alınan iki zammın da hızla erimiş olması dolayısıyla bugün bir rakam konuşmanın anlamsız olduğunu söylüyorlar. Asıl her işçinin konuştuğu şey zamların durdurulması.
Geçen yıl bir ekmek 2 liraydı, bugün bir ekmek 7.5 lira olacak diye konuşuluyor. Bu neredeyse 3.5 kat artış demek. O zaman ben de bir işçi olarak maaşımın, yani asgari ücretin en az 3.5 kat artmasını istiyorum. Madem en temel tükettiğimiz şey ekmek, o zaman ekmeğe gelen zam kadar asgari ücrete de zam yapılmalı. Zaten işçilerin sofrasına uzun zamandır et girmiyordu, şimdi süt ürünleri de girmez oldu. Ancak görünen o ki ekmek bile artık işçinin sofrasında aranır olacak.
Biz işçiler muhasebeci olduk resmen. Molalarda market market dolaşıp bulduğumuz indirimli ürünleri birbirimize söylüyoruz. Kendi aramızda artık bunların sohbetini yapıyoruz. Özellikle kadın işçiler sürekli market indirimlerini takip ediyor. Birbirimize fiyatların resmini çekip atıyoruz. O zaman biz işçilerin de rakamları değil alım gücünü konuşmamız gerekiyor. Asgari ücret yoksulluk sınırının altında olmamalı.
