09 Kasım 2022 16:03

EMEP MYK üyesi Metin İlgün mezarı başında anıldı: "Mücadelesinden öğreneceğimiz çok şey var"

EMEP MYK üyesi Metin İlgün, ölümünün 3. yılında Dersim'in Gulbarin köyündeki mezarı başında anıldı. Anmada konuşan Fatih Polat, "Metin'in mücadelesinden, ayak izlerinden öğrenecek çok şey var" dedi.

Fotoğraf: Orhan Kurul/Evrensel

Paylaş

Emek Partisi (EMEP) MYK üyesi Metin İlgün, ölümünün üçüncü yılında, köyü Gulbarin'deki mezarı başında anıldı. Anmaya Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, EMEP üyeleri, İlgün'ün köylüleri ile eşi ve yoldaşı Serpil İlgün katıldı. Anmada konuşan Polat "Metin'in mücadelesinden, ayak izlerinden öğrenecek çok şey var" dedi.

EMEP Dersim İl Başkanı Ergin Tekin, Metin İlgün'ün, 100 yıldır yok sayılan, kimliği kabul edilmeyen bir halkın evladı olduğunu belirterek "Kendisi bir Kürt komünistiydi ve halkının özgürlük mücadelesi için çaba gösteriyordu” dedi. İlgün'ün hayatını kaybetmesinin üzerinden geçen 3 yıl içerisinde çok şeyler yaşandığını söyleyen Tekin, “Pandemiyle birlikte ekonomik krizin de etkisiyle emek sömürüsünün giderek arttığı, tek adam iktidarının baskıyı giderek artırdığı, kadınlar açısından, gençler açısından, işçiler ve emekçiler açısından baskının giderek arttığı bir süreç yaşadık bu 3 yılda. O yaşasaydı bu baskılara karşı mücadelenin yükseltilmesi için 24 saatini harcardı. Bizim de ona verebileceğimiz en önemli söz, bu mücadelenin yükseltilmesi olacaktır” diye konuştu. 

"İŞÇİ HABERLERİNİN PEŞİNDEN KOŞTU"

Fatih Polat, anmada yaptığı konuşmada, 1992 yılında İlgün ile Gerçek Dergisi'nde tanıştıklarını belirtti. Polat, “Çok daha öncesinde devrimci mücadele ile tanışmış bir yoldaş. Gazeteciliği de gazetecilikten sonraki hayatını da hep bir devrimci komünist olarak dünyayı değiştirme mücadelesine ayırdı" dedi.

İlgün'ün, Gerçek Dergisi'nde işçi sendika muhabirliği yaptığını hatırlatan Polat, "Pek çok sanayi havzasında, tersanelerde, işçi haberlerinin peşinde koştu. Evrensel Gazetesi sürecinde de işçi ve emekçilerin yaşamalarının sayfaya yansıması için mücadele etti. Haberin ilk toplanma aşamasından okura ulaşmasına kadar hep bir mücadele ve sınıfa bağlılık tutumu görürüz Metin'in tavrında" diye konuştu. 

"İYİMSER BİR GÜLÜŞLE HAYATI ÖRGÜTLEMEK İÇİN UĞRAŞTI"

İlgün'ün gazeteciliğini, "haber işçiliği" diye niteleyen Polat, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Daha sonraki dönemi de bir parti işçiliğidir. Emek Partisi sürecinde, il yöneticiliği, GYK üyeliği, MYK üyeliği yaptığı süreçlerde de aslında hayatın örgütlenmesi, sınıfın örgütlenmesi, mücadelesinde görürüz Metin'i. Zor zamanlarda, pek çok insan için bir işi yapmayı tarif ettiğimizde 'şöyle olmalı, böyle olmalı' diye bir genel tarif yapılır ama hayat önünüze türlü güçlükler çıkartır. Hiçbir şey teoride konulan gibi, tespit ettiğiniz gibi gitmez. Onun hayata geçirilmesi sırasında yaşanan zorluklar, sizi belki durup yeniden düşünmeye ve olmayan kısımları tekrar anlamaya çalışmaya iter. Metin tüm bunların sebatkarlığının simgesidir. Zor zamanlarda da yüzünde hep iyimser bir gülüşle sürekli yeniden yeniden hayatı örgütlemek için uğraşmış bir yoldaştır. O yönüyle de sadece kendi kuşağının değil daha genç devrimciler açısında da hep örnek olmuştur. Yani 'Metin abi böyle duruyorsa böyle durmak lazımdır, Metin abi böyle yapıyorsa böyle yapmak lazım.' Dolayısıyla bütün hayatta ki duruşuyla, yürüyüşüyle, mücadele bağlılığıyla, çalışkanlığıyla, çok şey bıraktı. Bugünde zor bir dönemden geçiyoruz. Metin'in mücadelesinden ayak izlerinden öğrenecek çok şey var."

"MÜCADELE EDEN İŞÇİLERİN EYLEMLERİNDE GÖRMEK" 

Metin İlgün'ün eşi ve yoldaşı Serpil İlgün de yaptığı konuşmada, söz kurmanın zorluğunun üç senedir ağırlığından hiçbir şey kaybetmediğini söyledi. Serpil İlgün, “Metin ve Metin'den sonra kaybettiğimiz yoldaşlarımızın verdiği acı, boğazlarımızdaki o yumru birikmeye ve ağırlaşmaya devam etti. Ama Metin'in bıraktığı boşlukla başa çıkmanın en önemli yollarından biri onu gündelik hayatımızın her anına katmak. Geçinemedikleri için mücadele eden işçilerin eylemlerinde, direnişlerinde görmek, sendikalaştıkları için greve çıkan işçilerin grevlerinde görmek, Öğretmenlik Meslek Kanunu'na karşı sokaklara çıkan öğretmenlerin yanında görmek, 'Şebnem Hoca yalnız değildir' diye sokaklara çıkanların yanı başında görmek. Bu memleketin daha eşit, daha özgür, daha demokratik bir yer haline gelmesini isteyen, bunun için mücadele eden her kesimden kadınların, gençlerin, yanında yanı başında görmek ve tabii sevdiklerinin, dostlarının, yoldaşlarının, muhabbetlerinde görmek, başa çıkmayı az biraz kolaylaştırıyor" diye konuştu.

Serpil İlgün konuşmasının ardından Ahmed Arif'in "Anadolu" şiirini okudu. (Dersim/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Ersoy: Yangınların dışında rant ve talan yüzünden 3 bin 869 hektar orman kaybedildi

SONRAKİ HABER

Almanya’da Alevilerden miting çağrısı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa