10 Kasım 2022 02:56

Mehmet Yavuz’un ilk kitabı: Kuğu Günlükleri

Ramis SAĞLAM
İzmir

Karanlıkta dokunabildiğiniz, hayal ettiğiniz, geçmişe dair yaşadıklarınız hatta yaşayamadıklarınız kafanızın içinde dönüp durur. Yaşadıklarınız bazen sizi öyle etkiler ki geçen süre ne kadar uzun olursa olsun siz onun etkisinden kurtulamazsınız. Çocukluğunuzdan itibaren kafanızın içinde sizin yarattığınız yaratıklar sizi hiç yalnız bırakmaz. Kuğu Günlükleri’nin Yazarı Mehmet Yavuz’un da peşini ejderhalar hiç bırakmaz. Yavuz kitabında, aya aşık olan “Kara Servileri”, sonra da Kara Servilerin aşık oldukları ay, arka yüzünde yaşayan yaşlı ejderhayı anlatır. Yaşlı ejderha dünyadan dışlanmıştır, belki de dünyada yaşadıkları, okudukları onun dünyaya bakışını değiştirmiş bile olabilir. Yavuz kitabında, ayın arka yüzünde tek başına yaşayan yaşlı ejderhanın yaşadıklarını, yeniden yaşlı dünyamıza dönme çabasını, kehanetlerini okuyucuyla buluşturuyor.  

BİR ARKEOLOG TİTİZLİĞİNDE 

Makine Mühendisi olan Yavuz, mesleki detaycılığını yazdığı kitaba da yansıtmış. Bu detaycılığı bazı noktalarda, bir arkeolog titizliğinde, kelimeleri cümleleri yer altından çıkarma çabasına dönüştürmüş. Bazen koyu bir lacivert uykudan uyanıp, sisler içinde uçsuz bucaksız bakış olurken, bazen de denize özlem oluyor. Yakın Kitabevi’nin Meşe serisinden çıkan kitabın editörlüğünü Orhan Akasya, kitap tasarımını Hakan Esmergül yapmış. 

Mehmet Yavuz’un hayatın içinde yaşadığı gözlemlerini edebiyat hassaslığı içinde kaleme alırken, okuru da kendi gözlem dünyasının içindeki, Mor Kadın’ın, Sude’nin, Raisa’nın, Shafir’in, Şirvan’ın, bazen hüzünlü bazen de ilginç hikayeleriyle kucaklayacak. Kuğu Günlüğü’ndeki zaman belirsizliği, sıralı olmayan tarihsellikler kitaptaki bütün hikayelere yansımış. Yazarın yaşamının geçtiği İzmir’in Mavişehir hikayeleri geçmiş sorgulaması desek abartmış olmayız.

Okur, sayfaları çevirdikçe yaşamın farklı alanlarındaki kesitlerle karşılaşacak. Bu nokta da Mehmet Yavuz, “Anıları geri çağırıp onlara vakit ayırmak, eski bir arkadaşla beraber olmak gibidir, her zaman istenmez. Günlükler benim geçmişim, geleceğim belki de kelebeğin kanatlarındaki insanlık tarihi” diyor. Kitaptaki anılarının hayalle gerçek, olan olmak istediği arasında olduğunu belirten Yavuz, gök adamız kadar gerçek derken arada da kurgu yaptığını fısıldarken, yaşanmışlıklar, yaşanmamışlıklar, yaşamak istediklerim diye üstüne ekliyor.  

İKİNCİ DÜNYA SAVAŞININ YAZARA ETKİSİ

İkinci Dünya Savaşı’nı dolaylı veya doğrudan anlatan kitaplar, Yavuz’u etkilerken,  “İki Şehrin Hikâyesi” Charles Dickens’in dünyasına götürürken, Wirginya Wolf’un “Dalgalar”ı da geri getirmiş. Daha yenilerden, Javier Marias’ın “Yarınki Yüzün” ile başka bir dünyanın kapılarını açmış. Paul Bowles’in “Esirgeyen Gökyüzü”’de başyapıtlardan olurken, Lovecraft’ın “Deliliğin Dağlarında”sı korkunun tanımı olmuş adeta. Yeni projeler üzerine çalışmalarını sürdüren Yavuz, kendini kazan bir arkeolog, antik çağlardan kalma bir kazı alanındaki yaşam üzerine çalışmalarını sürdürmeye devam ediyor. 

Evrensel'i Takip Et