11 Kasım 2022 04:55

Antep'te patrona sıcak yüz, işçilere kara kış!

Antep’te son 5 ayda 30 bini aşkın işçi işten atılırken patronlar teşvikleri anlattı, “Devletin sıcaklığını yanımızda hissediyoruz” dedi. Patronlara sıcak yüz, işçiye ise işsizliğin soğukluğu düşüyor.

Fotoğraf: Gürteks işçileri

Paylaş

Mesut BAYLAV
Antep

Bir yanda teşvikler diğer yanda on binleri bulan işten atmalar… Antep’te yaklaşık 5 aydır süren işten atmalar 30 bini aştı. İşten atmalar bölge illerinde de artış gösteriyor. İşçiler, piyasanın durgunluğu gerekçe gösterilerek ya da herhangi bir gerekçe gösterilmeden işten çıkarılmaya devam ediyor. Diğer yandan geçtiğimiz günlerde Antep’te yapılan toplu fabrika açılışının ardından Anadolu Ajansına konuşan patronlar, devletten teşvik üstüne teşvik aldıklarını itiraf etti. Yetkililerden biri “Devletin o sıcaklığını yanımızda hissediyoruz” dedi. Devletin sıcaklığını hissedenler bir yanda kış gelirken işsizliğin soğukluğunu hissedenler diğer yanda.

KİMİN HÜKÜMETİ OLDUKLARINI GÖSTERDİLER!

Haliloğlu Gold çuval fabrikasında çalışan bir işçi, bu hükümetin kimin hükümeti olduğunun ve kime hizmet ettiğinin net bir şekilde göründüğünü ifade etti. Çuval dokuma işçisi patronlara verilen teşvikleri şöyle değerlendirdi: “Patronlar her koşulda kendilerinin de söylediği gibi devletin sıcaklığını hissediyorlar hatta bu sıcaklıktan terliyorlar. Patron işçi atar, ‘Zarar ediyorum’ deyip batmamak için teşvik alır, işçi alır ‘İstihdam yaratıyorum’ diye teşvik alır, binasına ek bina yapar ‘Büyüyorum’ diye teşvik alır, eski makinesini satar yenisini alır teknolojik gelişme diye teşvik alır, binanın damına elektrik paneli döşetir, hem elektriği bedavaya getirir hem de enerji üretiyorum diye devletten teşvik alır. Velhasıl patronlar neredeyse tuvalete gittikleri için de teşvik alacaklar”

“İŞSİZLİK MAAŞINI ALMAK SURVİVOR PARKURU GİBİ”

İşçilerin ise bu sıcaklığı hiç hissedemediklerini belirten işçi, “Bırakın teşvik almayı hak ettiğimiz maaşlarımızı, tazminatlarımızı almak için bile kırk takla atmak zorunda kalıyoruz. Yeri geliyor, işten atılan işçi yıllarca mahkeme mahkeme dolaşıyor. Yıllarca prim ödediğimiz işsizlik maaşını alabilmek için bile neredeyse Survivor parkurlarına benzeyen aşamaları aşmamız gerekiyor. Aldığımız maaşlar karnımızı doyurmaya yetmiyor. Mesela kış geldi ama birçok arkadaşım hâlâ evine kömür alamadı. Belki de bu kış hiç kömür alamayacak olan binlerce işçi ailesi var. Yani biz işçiler bırakın devletin sıcaklığını bu kış sobanın sıcaklığını bile hissedemeyeceğiz. Bu kış ‘Ayazda kalmış it gibi’ soğuktan titreyeceğiz” dedi.

İŞ YÜKÜ, STRES, İŞSİZLİK KORKUSU ARTIYOR

Asil İplik’de çalışan bir işçi ise piyasadaki durgunluğun patronlar için fırsat doğurduğunu söyleyerek kendi işinin de sallantıda olduğunu belirtti. Patronların bu dönem geçmişe oranla daha fazla ‘İşçiden ne yaparsak daha fazla kâr ederiz?​’ çabası içerisine girdiğini belirten işçi, “Servisi tek servis haline getirdiler, makinede çalışan işçi sayısı eksiltildi, ayda on gün kadar değişik tarihlerle ücretsiz izne gönderiyorlar. İtiraz eden olunca da ‘komple çıkartsak daha mı iyi olacak?​’ diye tehdit ediyorlar. Servislerde 10-12 durak dolaşıp bir buçuk saat süren yol çekiyoruz, can güvenliği hiçe sayılıyor. İtiraz eden olunca da amirler azarlıyor. Kendi ihtiyaçlarını karşılamak için ellerinden geleni yapıp söz konusu işçiler olunca da ‘İdare edin piyasa çok durgun’ deyip geçiştiriyorlar” dedi.  Son dönemlerin en fazla işçi çıkarmalarının yaşandığı fabrika olan bir Merinos işçisi ise patronlara teşvik rahatlığı işçilere işsizlik korkusu yayıldığını söyledi: “Bizim yükümüz hep artıyor, iş yükü de artıyor, stres de artıyor, işsizlik korkusu da artıyor. Ama devletin bizimle uğraşma gibi bir derdi yok, varsa yoksa patronların çıkarını korumakla meşguller. Artık işçilerin bu durumu daha fazla düşünmesi ve işten çıkarılmayı beklememesi lazım”

TÜRKMEN: İŞTEN ATMALAR ARTACAK, MÜCADELE ŞART

BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen geçtiğimiz günlerde Twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, “Tekstilde işçi kıyımı devam ediyor. Son 4 ay içinde Antep’te 30 bine yakın işçi, bir ay içinde Malatya’da sadece 2 fabrikada 1200 işçi, Urfa’da sadece 2 fabrikada 300 işçi, Maraş’ta 2 fabrikada 450 işçi işten atıldı” demişti.  Gazetemize konuşan Türkmen yaşanan süreci değerlendirdi. Son aylarda Antep’te yoğunlaşan işten atmaların tekstilin diğer sektörlerine ve diğer şehirlere de yansımaya başladığını ifade eden Türkmen,  “Hazır giyim ve konfeksiyon fabrikalarında da Malatya, Urfa, Maraş gibi şehirlerde de işten çıkarmalar yaşanmaya başladı. Fabrikalar işçilere siparişlerin düştüğünü söyleyerek daralmaya gittiklerini söylüyor. İşten atmalar önümüzdeki dönemde artacak gibi görünüyor” dedi.

DURGUNLUĞUN FATURASI İŞÇİLERE KESİLİYOR

Pandemi sürecini patronların fırsata çevirdiğini ifade eden Türkmen, “Pandeminin başında dünyada tedarik zinciri değişti. Özellikle tekstil gibi emek yoğunluklu, ucuz iş gücüne dayalı sektörler büyük oranda Asya ülkelerindeydi. Pandemide tedarik zincirinde yaşanan sıkıntılardan dolayı Türkiye’deki patronlar bunu fırsata çevirdi ve büyük oranda siparişler Türkiye’ye kaydı. Özellikle tekstil sektörü büyük bir büyüme kaydetti. Pandemi süresince Antep başta olmak üzere tekstil sektörü her ay ihracatta büyüme rakamları açıkladılar. Yani pandemide işçileri ölümüne çalıştırarak bu büyüme ve ihracat rekorlarını kırdılar. İşçilerin öldüğü fabrikalarda dahi üretime hiç ara vermeden devam ettiler. Bu büyümeden işçilere elbette hiçbir pay verilmedi. Hatta tam tersi pandemi döneminde o koşulları da fırsata çevirerek işçilerin çalışma koşulları ağırlaştırıldı, hakları gasbedildi. Gelinen noktada patronlar açısından işler biraz kötüye gidince bunun faturasını işçilere kesiyorlar” dedi.

KIDEM VE İHBAR TAZMİNATLARI DA GASBEDİLİYOR

İşten atmalarda işçilerin kıdem ve ihbar tazminatlarının gasbedildiğine de vurgu yapan Türkmen, “İşçilerin büyük çoğunluğuna ihbar tazminatı hiç ödenmiyorken kıdem tazminatları da çoğunlukla eksik ödeniyor. İşçileri, kendi rızasıyla istifa metni imzalatarak işsizlik maaşından bile yararlanamayacak bir şekilde atıyorlar. Bunu yaparken de işçilerin çaresizliğinden yararlanıyorlar” dedi. İşçilerin önünde iki seçenek olduğunu dile getiren Türkmen, “Ya bu dayatmaları kabul etmeyip, istifa belgesini imzalamayıp gidip dava açacak ve yıllarca mahkemede sürünecek. Böyle olunca da bu işsizlik koşullarında iş bulamayacağını da biliyor işçiler. Böyle olunca patronların dayattığı düşük ve eksik tazminatı kabul ederek istifa belgesini imzalamak zorunda kalıyor. Patronlar bunun dışında özellikle Antep’te işçileri ücretsiz izne gönderiyorlar. İşçileri kendi koşullarını kabul etmeye zorluyorlar ve istifa etmelerini istiyorlar” diye konuştu.

İŞSİZLİK FONU PATRONLARA AKIYOR

İşsizlik Fonunun patronlara peşkeş çekildiğini söyleyen Türkmen, “En son açıklanan verilere de baktığımızda İŞKUR’da kayıtlı 3 milyondan fazla işsiz var. Kayıtlı işsizlerin sadece yüzde 12’si işsizlik maaşından faydalanabiliyor. Kayıtlı işsiz sayısının gerçek işsiz sayısını yansıtmadığını biliyoruz, gerçek işsiz sayısının bunun en az üç katı olduğunu düşünürsek aslında bütün işsizlerin yüzde 5’inden azı İşsizlik Fonundan yararlanabiliyor. Onun için İşsizlik Fonunun patronlara yağmalatılmasına son verilmesi ve İşsizlik Fonunun bütün kaynaklarının sadece işsizler için kullanılması gerekiyor. Ve bütün işsizlerin İşsizlik Fonundan yararlanmasını sağlamak gerekiyor. Bu talepler için ciddi bir mücadele gerekiyor” dedi.

BİRTEK-SEN’in bir kampanya hazırlığı içerisinde olduğunu belirten Türkmen, “Sendika olarak önümüzdeki günlerde hem işten atmalara, işçi kıyımına karşı iş güvencesi talebi için hem de işçilerin alacaklarının güvenceye alınmasını sağlayacak bir düzenleme ve bunun yanı sıra İşsizlik Fonundan bütün işçilerin yaralanmasını sağlayacak bir kampanya örgütleyeceğiz” dedi.

PATRONLARA TEŞVİK İŞÇİLERE İŞSİZLİK

Patronlara verilen teşviklere de değinen Türkmen, “Yani patronlar bu ülkenin bütün kaynaklarının kendilerine aktarılmasını istiyorlar. Onlara sürekli teşvik verilsin, ücretler düşük olsun. İşçiler açlık ve sefalet içerisinde yaşasınlar. Ama biz daha çok kazanalım diyorlar. İstihdamı arttırmak denilince akla gelen tek şey patronlara daha fazla teşvik vermek oluyor. Ama bunun sonucunun işçilere daha iyi koşullar daha fazla istihdam olarak yansımadığını biliyoruz. İşçinin payına sadece işçi kıyımı olarak yansıdığını görüyoruz” diye konuştu.

SENDİKALAR TELEFONLARI AÇMIYOR!

İşçilerin örgütsüzlüğünün bu süreçte önemli bir rolü olduğunu söyleyen Türkmen şöyle devam etti:

“Ama sorun sadece sendikalı olmak meselesi değil. Çünkü biliyoruz ki sendikalı olan işyerlerinde de bu işçi kıyımı yaşanıyor. Mesela Malatya’da Baykan Tekstil’de hem Teksif hem Öz İplik-İş yetki mücadelesi veriyor. Atılan işçilerin büyük bir çoğunluğu bu iki sendikaya üye işçiler. Üyesi oldukları sendikaları hukuki destek için dahi aradığında işçilerin telefonlarını bile açmıyorlar. Yine Malatya’daki Çalık Denim’de atılan 200 işçinin tamamı Öz İplik-İş üyesi ama sendika sahip çıkmıyor. Yani mesele sadece işçilerin sendikasız olması değil. Aynı zamanda tekstil iş kolundaki sendikaların patron iş birlikçisi olması. Buna karşı işçilerin gerçek anlamda örgütlenmesi ve işçilerin karar aldığı, işçilerin yönettiği, mücadeleci bir sendikal birliğe ihtiyaç var. Bu anlamda tekstil iş kolundaki işçileri BİRTEK-SEN çatısı altında örgütlenmeye bu işçi kıyımına, kölelik ve sefalet koşullarına karşı birleşmeye çağırıyoruz.”

ÖNCEKİ HABER

Bütçe görüşmeleri | Kur korumalı mevduata 92 milyar lira var ama aç çocuklara yok!

SONRAKİ HABER

ABB’nin talebi üzerine ODTÜ'lülere ceza

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa