11 Kasım 2022 04:15

Bugün “11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü”: Ağaçlandırma AKP’yle dibe vurdu

AKP'nin cumhuriyet döneminin ağaçlandırmalarından fazla ağaçlandırma yapıldığı iddiasını Prof. Dr. Atmiş yalanladı: ‘Milli Ağaçlandırma Günü’nü başlattığı 2019 yılından sonra ağaçlandırma dibe vurdu.

Fotoğraf: AA

Paylaş

Nazife YAŞAR
İstanbul

Yaptığı ağaçlandırmaların cumhuriyet döneminde yapılan bütün ağaçlandırmalardan fazla olduğunu iddia eden AKP’yi Prof. Dr. Erdoğan Atmiş yalanladı: “Kendisinden önceki 1990 sonrası koalisyon hükümetleri kadar ağaçlandırma yapamadığı gibi, bir çeşit şova dönüştürdüğü ‘Milli Ağaçlandırma Günü’nü başlattığı 2019 yılından sonra ülkede yapılan ağaçlandırma miktarı dibe vurdu.”

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Gutteres, 27. Birleşmiş Milletler İklim Konferansında yaptığı konuşmada, “İklim cehennemine giden otobanda ilerlerken ayağımız gaz pedalında” diyerek bu yüzyılın sonunda 2.4 dereceye kadar çıkabileceği tahmin edilen küresel ısınmaya işaret ediyordu. Dünya yaklaşmakta olan bu felaketten karbon salınımını azaltarak hatta sıfırlayarak kurtulabilir. Bunun için yapılması gereken ise daha yeşil bir dünya yaratmak. 

11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü de bu amaca hizmet etme iddiasıyla ilan edildi. İzmir’de çıkan büyük orman yangınından sonra bir kararnameyle hayatımıza giren bu günde yine ağaç dikimi yapılacak. Bu yılın sloganı şöyle: “81 ilde aynı anda dikeceğimiz milyonlarca fidan, Türkiye’nin yeni yüzyılına nefes olacak”. Böylesine ‘kutsal’ bir işe kim itiraz edebilir ki? Bilim insanları ediyor. Çünkü yanlış yapıldığını görüyorlar. “Halkta doğa sevgisi oluşturmak için onları fidan dikmeye yöneltmek önemli bir halkla ilişkiler aracıdır” diyen Ormancılık Politikası Uzmanı, Bartın Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdoğan Atmiş’le ülkemizde yapılan ağaçlandırmayı ve ormanlarımızın durumunu konuştuk.

"AĞAÇLANDIRMA BAYRAMI VARDI"

Milli Ağaçlandırma Günü doğru bir tabir mi?

Gerekli hazırlıklar yapılmadan, o yaz çok miktarda orman alanının yanmasına üzülen bir vatandaşın çağrısı üzerine hükümet 2019 yılında 11 Kasım gününü “Milli Ağaçlandırma Günü” ilan etmişti. Halkta doğa sevgisi oluşturmak için onları fidan dikmeye yöneltmek önemli bir halkla ilişkiler aracıdır. Bu çalışmalar ormancılık örgütü tarafından yıllardır yapılıyor. O gün sanki ilk kez yapılıyormuş gibi başlatılması bizim garibimize gitmişti. Çünkü bu tür fidan dikim törenleri Dünya Orman Günü olan 21 Mart tarihinde ve haftasında yapılırdı, zaten 21 Mart günü “Ağaçlandırma Bayramı” olarak kabul edilirdi. Hükümet ya bugünün farkında değildi, ya da her zaman yaptığı gibi eskisini yıkıp yenisini başlatma uygulamalarının bir örneğini bu konuda da sergiledi.

"TANKERLERLE TAŞINAN SUYLA SULAMA YAPILDI"

Bu uygulamaya biz o zaman birkaç nedenden dolayı itiraz etmiştik. Bunlar;

1. Ülkede 21 Mart Ağaçlandırma Bayramı varken, başka bir tarihin “Milli Ağaçlandırma Günü” olarak seçilmesi.

2. Orman Genel Müdürlüğünün elinde ciddi bir ağaçlandırma bütçesi varken, bazı dernekler ve vakıflar aracılığıyla fidan dikmek isteyen vatandaşlardan para toplanması. Bunun çeşitli yolsuzlukların önünü açma ihtimali.

3.  11 Kasım günü ülkenin 81 ilinde aynı anda 11 milyon fidan dikme iddiası. Oysa her ilin iklim koşulları farklıydı. Böyle bir fidan dikme kampanyası yapılacaksa illerin iklim koşullarına göre planlanarak, bir gün içinde değil de her ilde uygun olan tarihlerde yapılmalıydı. Ayrıca kurak geçen yaz mevsimi ile eylül ve ekim ayları sonrası çok kuru olduğu için toprak henüz fidan dikimine hazır değildi. Zaten bu yüzden fidanların tutması için bazı yerlerde günlerce tankerlerle su getirerek sulanması gerekti.

‘57 BİN HEKTARLIK AĞAÇLANDIRMA, AKP’YLE 11 BİNE DÜŞTÜ’

Ağaçlandırmalar orman oluşturma amaçlı olduğuna göre, fidan dikme etkinliği bu amaca hizmet eder mi?

Fidan dikme törenleri yeni orman kurmadan çok, toplumda, özellikle çocuk ve gençlerde orman ve doğa sevgisi oluşmasını sağlar. Bu nedenle mutlaka düzenli olarak yapılması gereken etkinliklerdir. Fakat bunların hepsinin ormana dönüştüğünü söylemek çok güç. Çünkü bu tür törenlerin çoğu, şehre yakın yerlerde, yol kenarlarında, okul bahçeleri veya üniversite kampüslerinde yapılıyor. Bu şekilde yol kenarları, okullar ve kampüsler ağaçlarla güzelleşiyor, fakat bu alanların orman ekosistemine dönüştüğünü söyleyemiyoruz.

İşin ilginç tarafı 11 Kasım tarihinin “Milli Ağaçlandırma Günü” ilan edilmesinden sonra ülkede yapılan ağaçlandırma miktarı da en düşük seviyeye düştü. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından, yılda 40 bin 29 hektar ağaçlandırma yapılan 2018 yılına kadar yıllık ortalama ağaçlandırma miktarı 37 bin hektardı. Bu miktar 2019’da 5 bin 794 hektar, 2020’de 9 bin 320 hektar, 2021’de 11 bin 314 hektar oldu (Bu miktarlara orman içi alanlarda yapılmakta olan endüstriyel ağaçlandırmalar dahil değil). Oysa AKP iktidarından önce yıllık ortalama ağaçlandırma miktardı 57 bin hektardı. Yaptığı ağaçlandırmaların cumhuriyet döneminde yapılan bütün ağaçlandırmalardan fazla olduğunu iddia eden AKP iktidarı, kendisinden önceki 1990 sonrası koalisyon hükümetleri kadar ağaçlandırma yapamadığı gibi, bir çeşit şova dönüştürdüğü “Milli Ağaçlandırma Günü”nü başlattığı 2019 yılından sonra ülkede yapılan ağaçlandırma miktarı dibe vurdu. Bunun da nedeni 2018’den beri devam eden ekonomik kriz nedeniyle iktidarın, devlet kurumlarının bütçelerinde kesintiye gitmesi sonucu yangınlarla mücadeleden, ağaçlandırmalara kadar ormancılıkla ilgili birçok hizmetin de sekteye uğratılmış olması.   

Yapılan ağaçlandırmaların önemli bir kısmının ormana dönüşmediğinin en iyi örneğini Orman Genel Müdürlüğünün Birleşmiş Milletler Tarım ve Gıda Örgütüne (FAO) göndermiş olduğu bir rapordaki veriyi aktararak söyleyebilirim. Türkiye’de ağaçlandırma çalışmaları 1940’lı yıllarda başlamış. O yıllardan günümüze birkaç milyon hektar ağaçlandırma yapılmış. Fakat bahsettiğim bu resmi rapora göre, o tarihten bugüne yapılan ağaçlandırmalarla sadece ve sadece 717 bin hektar orman kazanılmış. Bu miktar, bütün ormanlarımızın yüzde 3.2’sini oluşturmaktadır. Geri kalan yüzde 96.8 oranındaki ormanımız doğal şekilde yetişmiş ormanlardır.

"AĞAÇ DİKİMİ ŞOVA DÖNÜŞTÜRÜLMEMELİ"

Bu işin doğrusu nasıl yapılır?

Ağaçlandırma törenleri şova dönüştürülerek, bir günde 81 ilde şu kadar milyon fidan dikeceğiz iddiasıyla yapılmamalıdır. Bu törenler 2019 11 Kasım’ında başlatıldığında; “İlk ve orta dereceli okullarda yapılacak orman ve doğa sevgisini kazandıracak seminerleri de kapsayacak şekilde, tek bir güne değil, kasım ayından mart ayına kadar her ilin uygun tarihlerinde yapılacak ağaçlandırma kampanyalarıyla, halktan para toplamak yerine devlet bütçesinden ayrılan kaynaklarla bu törenler yapılabilir” demiştik. Zaten daha sonra Tarım ve Orman Bakanlığının da bu etkinlikleri zamana yayarak tek günde her ilde ağaçlandırma yapmaktan vazgeçtiğini, böylece hatasından döndüğünü gördük.

Milli Ağaçlandırma Günü kapsamında yapılan dikimlerden nasıl sonuçlar alındı, “Türkiye’ye nefes” oldu mu? Denetimleri yapılıyor mu? 

Yukarıda verdiğim rakamlar pek de nefes olamadığını, iktidarın her zaman yaptığı algı oluşturma ve propaganda çalışmalarından ileriye gidemediğini gösteriyor.

ORMANLARIMIZ YANLIŞ POLİTİKALAR NEDENİYLE BÜYÜK BİR TEHLİKE ALTINDA

Türkiye’nin ormanları ne durumda? Ormanlar için neler yapılmalı?

Bu sorunuza 21 Mart 2017’de kamuoyunu uyarmak için yazdığım “Ormanlar Kalkınmaya (!) Kurban Olsun (mu)?​” adlı makalemden alıntı yaparak yanıt vereyim. Her ne kadar iktidar ve ormancılık örgütü; “Doğamız ve ormanlarımızın durumu çok iyi, ormanlarımızı mükemmel yönetiyoruz” diye bir algı oluşturmaya çalışsa da ormanlarımız yanlış politikalar nedeniyle büyük bir tehlike altında. AKP hükümetlerinin başından beri yürüttüğü neoliberal politikalar ormanlara bir servet kaynağı olarak bakıyor. Kimi zaman şehrin küçük de olsa kalan son yeşil alanları; otel, rezidans, cami, iş merkezi yapımı vb. amaçlarla yok edilmek isteniyor, kimi zaman da ormanlar; havalimanı, çevre yolları, vb. gibi büyük altyapı projeleri ile rüzgar, hidro ve termik elektrik santralleri ve onların iletim hatları için tıraşlanıyor, madencilik ve otel, golf sahası vb. turistik amaçlar için gözden çıkarılıyor. “Maden”, “Turizm Teşvik” ve “Orman” Kanunları ile bunlarla ilgili yönetmeliklerde yapılan değişiklikler orman alanlarının orman bütünlüğünü bozacak şekilde; maden, petrol, define arama, katı atık bertaraf tesisi, enerji santrali, spor tesisi, eğitim tesisi, üniversite, mezarlık, sağlık tesisi vb. birçok amaçla tahsisini kolaylaştırdı. Ormancılık örgütü yapılan tahsis başvuruları en kısa zamanda olumlu yanıtlamak zorunda bırakıldı. Hızla sayısı artan ve süresi 49, hatta 99 yıla bile çıkarılabilen bu tahsislerle birlikte orman alanları paramparça ediliyor. Bu tahsislerin yıllık ortalaması 40 bin hektara, toplam miktarı 790 bin hektara ulaştı. Yani şu an ormanlarımızın yüzde 3.4’ü artık ormancılık dışı amaçlarla kullanıldığı ve buralar orman ekosistemi olma niteliğini fiilen kaybetmiş olduğu halde, hâlâ resmen orman olarak görülüyor ve iktidar ormanlarımızı artırdık diye şov yapıyor. Bunlara 2B ile orman dışına çıkarılan 626 bin hektar orman alanını eklediğimizde ormanlarımızın nasıl paramparça olduğunu anlıyoruz. Bunu Orman Genel Müdürlüğünün resmi verileri de itiraf ediyor. 2008 ile 2019 yılları arasındaki 11 yıllık kısa süre içinde ormanlardaki parça sayısı yüzde 56 artmış. 10 hektardan küçük ormanların sayısı yüzde 118 artmış. Yani ormanlarımız iktidarın yanlış politikaları nedeniyle delik deşik edilerek büyük parçalı ormanlarımız küçük parçalara bölünmüş.

Bunlara orman endüstri sektöründeki firmaların kazancını arttırmak için aşırı şekilde artan (4 yıl içinde yüzde 69) ağaç kesimleri ve odun üretimi ile milli park, tabiat parkı gibi korunan alanlarımızın özel sektöre kazanç sağlamak için kullanılan alanlara dönüştürülmesini ve burada sayamadığım birçok yanlış uygulamayı eklersek ormanlarımızın durumunun hiç de iyi olmadığını anlayabiliriz. Bu konuda geniş bilgi almak isteyenler editörlüğünü yaptığım ve Türkiye Ormancılar Derneği tarafından bu yıl yayımlanan “Türkiye Ormancılığı 2022: Türkiye’de Ormansızlaşma ve Orman Bozulması” kitabını inceleyebilirler. Kitaba online olarak derneğin web sitesinden erişilebilir.

ÖNCEKİ HABER

Thodex'in kurucusu Özer'in Türkiye'ye iade süreciyle ilgili duruşma 14 Kasım'a ertelendi

SONRAKİ HABER

Oyuncu Ercan Demirhan: Çingene Boksör halen evrensel ve güncel

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa