12 Kasım 2022 04:17
/
Güncelleme: 13 Kasım 2022 10:09

Uzmanlardan deprem tatbikatı tepkisi: Güvensiz yapılarda tatbikatın bir karşılığı yok

Düzce depreminin yıl dönümü dolayısıyla bugün yurt genelinde yapılacak deprem tatbikatını değerlendiren uzmanlar, devletin önceliğinin güvensiz yapıların güçlendirilmesi olduğunu vurguladı.

Uzmanlardan deprem tatbikatı tepkisi: Güvensiz yapılarda tatbikatın bir karşılığı yok

Fotoğraf: DHA

Eylem NAZLIER
İstanbul

Düzce depreminin yıl dönümünde ülke genelinde ‘çök, kapan ve tutun’ tatbikatı yapılacak. Tatbikat depremin yaşandığı saat olan 18.57’de gerçekleşecek. Peki depreme dayanıklı olmadığı bilinen binalarda deprem tatbikatı yapmanın kime ne faydası var? Evrensel’e konuşan uzmanlar, güvenli yapılaşma için gerekli adımlar atılmazken yapılacak tatbikatın eksik olduğunu dile getirdi.

Ülke genelinde yapılacak tatbikata ilişkin “Ne yapılırsa yapılsın belli ölçüde yararı var” diyen İstanbul Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, “Ama bizim deprem hazırlığı konusunda beklentilerimiz çok farklı, çok daha ciddi” dedi. İstanbul’da olası büyük deremde yaklaşık 59-60 bin binanın çok büyük ağır hasar alacağını hatırlatan Görür, “Bu binalar insanların can güvenliğinin olmadığı yerler. 2 buçuk milyon insan risk altında” diye konuştu.

“BİNALARI DAYANIKLI HALE GETİRELİM”

Riskli yapıların bir an önce depreme dayanıklı hale getirilmesi gerektiğine dikkat çeken Görür, “İstanbul’da yaşayan hiçbir vatandaş ‘1999 depreminden sonra çok yol katettik, bir sürü şey  yapıldı’ diyemez. Peki hiç mi bir şey yapılmadı? Hayır, elbette birtakım şeyler yapılıyor ama hızlı değil, yeterli değil. Gerekli yoğunlukta değil. Şimdi bütün bunları beklerken karşımıza çök-kapan-tutun gibi slogansı bir tatbikat var. Bu tatbikat neyinizi çözecek, ne değişecek? Deprem beklerken yapılacak hazırlıklar var. O hazırlıklar nedir? Kentin tüm bileşenlerini depreme hazırlamak. Yani halk, altyapı, yapı stoku, çevre, ekonomi. Depreme hazırlık demek, insanlarımızın can güvenliğini sağlamak demek. Bir devletin bundan daha kutsal bir vazifesi yok” dedi.

Tatbikattan önce binaların dayanıklı hale getirilmesi gerektiğini ifade eden Görür “Depreme hazırlık çalışmalarını yapalım ki halk da söylemlerimize inansın. Yani ‘Bina başıma yıkılacak, kalkmışsın ‘çök, yat, kapan’ diyorsun; ne anlamı var?​’ diyecek insanlar. Yoksa küçümsediğimden değil” değerlendirmesinde bulundu.

“SOSYAL KONUT ÖNEMLİ AMA ÖNCE RİSKLİ BİNALAR GÜÇLENDİRİLMELİ”

Seçim nedeniyle 250 bin konutun halka ucuz satılacağını hatırlatan Görür, “Bu kötü mü? Hayır, çok güzel. Yani hepimiz isteriz, insanlarımızın başını sokacak bir yeri olsun ama İstanbul’da 60 bin binanın depremde çok büyük bir kısmı çökecek ya da çok ağır hasar alacak. İnsanların can güvenliği yoksa önce bina yapıp daire satmaktansa gel buraları yap. Peki 59-60 bina ne olacak? Orada bir anlamda ölümü bekleyen insanlar ne olacak? onlara nasıl el uzatacağız?​” diye sordu.

“TATBİKAT İŞGÜZARLIKTAN ÖTEYE GEÇMEZ”

Deprem

Fotoğraf: DHA

Gebze Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Jeofizik Mühendisi Savaş Karabulut ise “çök, kapan ve tutun” tatbikatının güvenli yapılaşmanın olduğu alanlar için geçerli olduğunu söyledi. Son olarak İzmir’deki 4.9’luk depremde 20 binanın hasar gördüğünü hatırlatan Karabulut, “4.9’luk deprem deprem değildir. Yani hasar, çatlak oluşturacak bir deprem değildir. 2019’da Silivri’de meydana gelen depremde İstanbul’da çok bina hasar gördü; kamu binaları da hasar gördü. Tatbikatlar önemli, fakat güvenli olmayan yapılarda çök, kapan ve tutun sisteminin çok büyük bir karşılığı yoktur” ifadelerini kullandı.

Karabulut, tatbikattan önce şu soruların yanıtlanması gerektiğini ifade etti: “Yapılar riskli mi? Eşyalar sabitlendi mi? Yangın, su baskını vb. durumlara karşı önlemler alındı mı? Tahliye yolları belirlendi mi, uygun mu? Toplanma ve barınma alanları var mı, yeterli mi?​” Bu sorular yanıtlandıktan sonra tatbikatın gerçekçi olabileceğini söyleyen Karabulut, “İnsanlar riskli binalarda, beton tabutlarda yaşarken ‘Yasal prosedür tamamlansın’ diye kontrolsüz, denetimsiz tatbikatlar yapılıyor. Tüm hazırlıklar tamamlandıktan sonra gerçekçi tatbikatlar yapılmasını talep ediyoruz. Riskli binalarda yaşamak zorunda bırakılan ülkenin emekçilerine beton mezarlıklarında çökün-kapanın demek, onlara ‘Kader planınıza şimdiden boyun eğin’ demekle eş değerdir. Bu tatbikat birkaç televizyon kanalı ve gazetede ülkenin birkaç günlük gündemini meşgul edecek bir işgüzarlıktan öteye gitmez” dedi.

“ÖNCELİĞİMİZ DEPREM ÖNCESİ HAZIRLIKLARI”

Deprem

Fotoğraf: DHA

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Jeoloji Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Selahattin Sami Teymurtaş ise “Bizim önceliğimiz deprem öncesinde alınacak önlemler” dedi. Riskin azaltılması konusunda yapılması gerekenlere dikkat çeken Teymurtaş, “Yani binaların sağlam olması, kentsel dönüşümün yerinde dönüşüm şeklinde yapılması, dere yataklarının ıslahı, fay hatları boyunca binaların yapılmaması gerekir” ifadelerini kullandı.

"ÖNERİLERİMİZ DİKKATE ALINMADI"

Şu ana kadar yaptıkları önerilerin dikkate alınmadığına dikkat çeken Teymurtaş “Deprem çantası bulundurmak veya çök-kapan-tutun şeklinde yapılan çalışmalar eksik. Yani onlar artık son yapılacak işler. Yani binanız sağlam olacak, deprem sırasında belki bina içinde üzerinize bir şey düşmesin diye yapmanız gereken önlemler bunlar. Tabii bunların da konuşulması gerekiyor. Deprem sırasında nelerin yapılması gerektiği konuşulmalı ama önceliğimiz risklerin azaltılması olmalı” dedi.

Türkiye genelinde yapılacak tatbikatın farkındalığı artırabileceğini de ifade eden Temurtaş, “Ben bunu şov olarak düşünüyorum. Yani 1999 öncesinden daha mı iyiyiz derseniz hayır daha iyi değiliz.  Deprem odaklı bir çalışmanın yapıldığını düşünmüyorum. Başka büyük projelere ihtiyacımız yok aslında en büyük proje bu. Yani bu proje uygulansaydı şimdiye kadar Türkiye’de çok sayıda binamız yenilenirdi. 99’dan önce nasılsa şimdi aynıyız” diye konuştu.

Evrensel'i Takip Et