12 Kasım 2022 12:56

Çalışma alanı olmayan öğrenci yurdu!

“Odamız o kadar küçük ki yeni gelen arkadaşımızın çalışma masası, dolabı ve bazası bile yok. Kıyafetlerini dolaba sığdıramadığı için bir tane valizde kıyafetlerini saklıyor.”

Arşiv fotoğraf: DHA

Paylaş

Berivan ÖZKARA

Deniz TEPE

Anadolu Üniversitesi

 

Bugün üniversitelilerin en önemli sorunlarından biri de barınma sorunu. Tren garındaki banklarda yatan sıra arkadaşımızdan, kayıt dondurup memleketine dönen arkadaşlarımıza kadar her bir örnek, işçi-emekçilerin genç kuşaklarının barınma sorunuyla yüzleştiği tablonun sonuçlarıydı. Yeni okul döneminin başlamasıyla birlikte barınma sorunu bazı yeni görünümlere de büründü. Sermaye iktidarının, “Yurt kapasitelerini artırdık” propagandasına rağmen aynı mekânsal kapasiteye daha fazla yatağın koyulduğu, odalardaki çalışma masalarının çıkartıldığı bir durum söz konusu. Üstelik izinli gün hakkının 30 güne düşürülmesi de cabası.  

Diğer yandan bu dönem Eskişehir’de okul çevresindeki mahallelerde ev kiralarına gelen %400’lere varan zamları da düşündüğümüzde, barınma sorununun çözülmüş olmadığı ilan edilmiş oldu. Bu ilanı, Eskişehir’deki KYK yurtlarının yakından çekilmiş iki fotoğrafını paylaşarak aktaralım.

YANGINDA ÇALIŞMAYAN SENSÖR

Sanat Tarihi bölümü 1. sınıf öğrencisi olan ve Cumhuriyet KYK Kız Öğrenci Yurdu’na yerleşen Zeynep, “Evler çok pahalı olduğu için eve çıkmak gibi bir plan yapamadım” derken, bütün odaların beş kişiye dönüştürüldüğünü aktartıyor. “Odamız o kadar küçük ki yeni gelen arkadaşımızın çalışma masası, dolabı ve bazası bile yok. Kıyafetlerini dolaba sığdıramadığı için bir tane valizde kıyafetlerini saklıyor” diyen Zeynep, çalışma masası olmayanları ise bodrum kattaki telefon ve internetin çekmediği, oldukça soğuk olan odalara yolladıklarını aktarıyor.

Sözlerine yurtlarında yangına dair hiçbir önlemin bulunmadığını ekleyerek devam eden Zeynep, “Geçen haftalarda elektrik kabloları yandı ve bütün katlar dumanla dolmasına rağmen duman sensörleri çalışmadı. Gece geç saatlerde yaşadığımız bu olayda uyanık arkadaşlarımız olmasaydı daha kötü bir tabloyla karşı karşıya kalabilirdik” diyen Zeynep, bu olay sırasında güvenlik ve yetkililerin ihmalleri olduğunu da ekliyor.

Çamaşır ise bambaşka bir sorun. Çamaşır makinelerinin çoğu arızalı olduğunu vurgulayan Zeynep bazen bir saat çamaşır sırası beklediklerini anlatıyor.

“ŞİKÂYET EDERSEK YAPTIRIM UYGULANIYOR”

Hukuk Fakültesi 3. sınıf öğrencisi olan ve Gündüzalp KYK Erkek Öğrenci Yurdu’nda kalan Ahmet ise, “Daha önceden odalarda 4 kişi kalıyorduk. Bu sene itibariyle ranzalı yataklar getirerek odaları 6 kişilik yaptılar. İlk haftalarda yeni gelen iki kişinin, dolabı, masası ve şifonyeri yoktu. Şimdi dolap getirdiler ama çalışma masaları yok” diyerek özetliyor durumu. Odaların artık çok havasız olduğunu ifade eden arkadaşlarımı “Duş desen sıra gelirse, kısaca sağlıksız koşullarda konaklıyoruz” diye ekliyor. “Sorunlara dair yönetime gidip şikayet ettiğimizde geçiştiriliyor, yaptırım bizlere uygulanıyor” diyen arkadaşlarımız, yemekhanede ise standart menü ve yemekhane sırası olmak üzere iki büyük sorun olduğundan bahsediyorlar. Hafta sonu yemek sırası yüzünden yemeği dışarıda yemek zorunda kaldıklarını aktaran arkadaşlarımız bu durumu “Zaten dışarıda yemek yeme bütçemiz olsaydı yurtta kalmazdık” diyerek ifade ediyorlar.

Aynı yurtta ikincisi senesini geçiren Ahmet, “Yurtta güvenliğinden yemekhane personeline birçok kişi AKP Gençlik Kolları ve Kadın Kolları’ndan işe alınmış. Gençlik ve Spor Bakanı geldiğinde personeller partiliyiz diyerek fotoğraflar çektirdi. O yüzden personele dair şikayetleri bile yönetime söylememiz, aslında bir şey ifade etmiyor. Geçen haftalarda yurt müdürümüzün sosyal medya hesaplarındaki eski paylaşımları tekrar gün yüzüne çıktı. İsmailağa Tarikatı’na yakın olduğunu gösteren, çocuk yaşta evliliği meşrulaştıran ve FETÖ’ye övgüler dizen paylaşımlar yaptığını öğrendik. Daha sonra bir kamuoyu oluştu ve müdür görevden alındı ama yeni gelenler eskilerinden elbette pek farklı değil” diyor ve sözlerine izinli gün hakkının azaltılmasına değinerek devam ediyor: “Ramazan ayında ailesinin yanına giden büyük bir gençlik kitlesi var. 30 günlük izin hakkının 20 günü zaten burada eriyor. Yurtta çalışma odası bodrum katta ve penceresi olmadığından havasız bir yer. Zaten bir kısmımızın çalışma masası dahi olmayan 6 kişilik odalarımızda da ders çalışmak mümkün değil. Gündüz saatlerinde derslerimiz olduğu için mecburen akşam saatlerinde okuldaki kütüphaneye gitmemiz gerekiyor. 30 güne düşürülen izin hakkımız böylelikle hızlıca bitiyor.”

Tüm bunların karşısında nasıl bir çözümün örgütlenmesi gerektiğini sorduğumuzda ise Ahmet, “Bu sorunları yurt yönetimine söylediğimizde bizi sürekli geçiştiriyorlar. Zaten bu sorunlar iktidarın “çözüm”ünün bir parçası. Yani bu tablonun çaresi sorunları yaratanlarla değil, öğrencilerin bir araya gelerek oluşturduğu tepkiyle mümkün olabilir. Gençlik sustukça seneye bu sorunlar daha da derinleşecek” diyerek sözlerini sonlandırıyor.

ÖNCEKİ HABER

Öğrencilerin MEB’den öğreneceği en iyi ders: Hız kesmeden sömürmek

SONRAKİ HABER

Sendikalaştıkları için işten atılan işçiler Nersoy Tekstil’in genel merkezi önünde eylem yaptı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa