Yönetmen Belmin Söylemez: Filmimde topluma, kadınlara ve sanatçılara ayna tuttum
Yönetmen Belmin Söylemez yeni filmi "Ayna Ayna"yı anlattı.

Belmin Söylemez (Fotoğraf: Altın Portakal Film Festivali Basın Bülteni)
İsmail AFACAN
İstanbul
Yönetmen Belmin Söylemez, ikinci uzun metraj filmi “Ayna Ayna”da üç kadının tiyatro sahnesinde kesişen hikayesine odaklanıyor. Filmde Frida’nın travmasının nedenini tam anlamıyla bilemiyoruz ya da Aylin’in babasıyla yaşadığı sorunun nedenini… Lale’nin tiyatro ile kurduğu bağı da… Filmi Freudyen bir yaklaşımla inşa eden Söylemez; karakterlerin gördüğü ve anlattığı rüyalardan tanınmasını istiyor.
Sinema ve tiyatronun iç içe geçtiği filmde bireylerin benlik arayışına tanık oluyoruz. Arka planında ise muhafazakarlaşan toplumsal yapıyı, erkek egemen kuşatmayı ve özel tiyatroları yaşatmanın zorluklarını izliyoruz; karanlık bir İstanbul atmosferinin içinde… 59. Altın Portakal Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü alan filmde Manolya Maya, Laçin Ceylan ve Şenay Aydın başrolleri paylaşıyor.
Belmin Söylemez ile yeni filmini konuştuk. Filmde toplumun bireyler üzerinde yarattığı baskıya, kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan kadınlara ve bütün zorluklara rağmen hâlâ üretmeye çalışan sanatçılara ayna tuttuğunu belirten Söylemez “Her rüya, öğrencilerin karakteriyle ilgili ip uçları veriyor… Aynı zamanda rüyalarında toplumda yaşadıkları korkuları ve endişeleri de yansıtıyorlar. Belki bir rüya bir kişinin bilinçaltından çıkıyor ama bir toplumun bilinçaltı haline gelsin istedim” diyor.
Filmin hikayesiyle başlayalım… Kısaca bahseder misiniz?
Ayna Ayna üç kadının hikayesi aslında… Biri Aylin, üniversite öğrencisi ama aslında oyuncu olmak istiyor. Daha çok dizilerde rol almak istiyor. Frida, Frida Kahlo hayranı bir karakter ve onun üzerine bir oyun hazırlıyor. Hazırladığı bu oyunu açık alanlarda oynamak istiyor. Lale ise tiyatrosu olan, ayakta tutmaya çalıştığı tiyatrosunda oyuncu adaylarına kurs veren bir karakter… Üçünün yolu bu kursta kesişiyor.
"OYUNCULARI TİYATRODA İZLEMEYİ ÇOK SEVİYORUM"
Tiyatroda geçen, oyunculuk üzerine bir film yapma fikri nasıl ortaya çıktı?
İlk filmim “Şimdiki Zaman”ı yaparken bağımsız tiyatrolara gittim, oyunlar izledim. Farklı oyuncular görmeyi, yeni ortaya çıkan yetenekli oyuncuları tiyatroda izlemeyi çok seviyorum. O sırada tiyatroya olan ilgim arttı. “Şimdiki Zaman”a oyuncu seçme sürecinde birçok oyuncuyla tanıştım. Onların hikayelerini dinledim. Oyunculuk merkezli bir hikaye yazmak fikri o sırada oluştu.
Şenay Aydın (Fotoğraf: Ayna Ayna filminden bir sahne)
Filmde dikkat çeken karakterlerden biri Frida’ydı. Frida karakterini nasıl yarattınız?
Şenay’la “Şimdiki Zaman’da beraberdik. Şenay’ın Frida Kahlo’ya hayranlığı olduğunu biliyordum. O sırada İstanbul’daki Pera Müzesi’nde bir Frida Kahlo sergisi açılmıştı. Ben de Şenay’a dedim ki “Sergiyi dolaşalım. Frida’yı senin gözünden görelim, bize ona olan hayranlığını, onunla nasıl bağ kurduğunu anlat. Belki ileride bir filme dönüşür” Beraber gittik dolaştık. Daha sonra da fikri geliştirdik.
"GİTGİDE MUHAFAZAKARLAŞAN BİR TOPLUM VAR"
Filmdeki Aylin karakteri padişah dizisinde rol almak istiyor… Bu tercih ülkedeki siyasal atmosferi yansıtmak için gibi geldi bana…
Kesinlikle… Gitgide muhafazakarlaşan bir toplum var ve toplum bu rol modellere hapsedilmek isteniyor. Birazda bunun sembolü olsun istedim. Aynı zamanda bir moda haline geldi bu… İnsanlar kaftanlar giyip fotoğraflar çektirmek istiyor. Bunun mizahi boyutuna da yer vermek istedim.
Manolya Maya (Fotoğraf: Ayna Ayna filminden bir sahne)
Bu hikaye Lale’nin tiyatrosunda kesişiyor…
Laçin Ceylan’la 2012 yılında tanıştım. Nihat İleri ile kendi bağımsız tiyatroları Bitiyatro’yu kurmuşlardı. Beni oraya davet etti. Sonra işte birkaç yıl sonra bu hikayeyi geliştirirken, onun oyunculuk kursu verdiğini öğrendim. Çok merak ettim ve rica ettim. Acaba gözlemci olarak ben de gelip izleyebilir miyim diye… O da sağ olsun kabul etti. Filmde rüyalara nasıl yer verebiliriz? Rüyalarla ilgili ne yapabiliriz diye düşünürken tesadüfen onlar da rüyalarla ilgili bir ders yapıyordu. Gittiğim ilk derste öğrenciler kendi rüyalarını anlatıyorlardı. Laçin onları yönlendiriyor, içlerindeki yaratıcı sesi ortaya çıkarmaya çalışıyordu. Bu çok büyülü geldi bana… Tüylerim diken diken olmuştu.
Laçin Ceylan (Fotoğraf: Ayna Ayna filminden bir sahne)
"GERÇEK HİKAYELERDEN BESLENEREK YAZDIK"
Senaryo süreç içinde gelişmiş…
Evet… Gerçek hikayelerden beslenerek yazdık.
Filmde Frida, Aylin, ve Lale karakterlerinin hikayelerini tam olarak anlayamıyoruz…
Aslında en gizli şeylerini anlatıyorlar. Rüyalarını bizimle paylaşıyorlar. Herkes bir şekilde kendi ile bağ kursun ve bir çıkarım yapsın istedim.
Rüya metaforuna gelirsek… Kursiyerlerin rüyalarından bir oyun sahnelemek istiyor Lale… Freudyen bir yaklaşımı hissediyoruz burada…
Lale, ilk başta öğrencilere birer defter dağıtıyor ve kendilerini etkileyen birer rüya yazmasını istiyor. Özellikle el yazısını kullanarak… Çünkü el yazısı daha yaratıcı bir sürecin ortaya çıkmasına yardım ediyor. Bütün bu rüyalar kadın, erkek olma haliyle ilgili ipuçları veriyor. Özellikle üzerimize çöken karabasanı anlatan rüyalar olsun istedim. Her rüya, öğrencilerin karakteriyle ilgili ip uçları veriyor… Aynı zamanda rüyalarında toplumda yaşadıkları korkuları ve endişeleri de yansıtıyorlar. Belki bir rüya bir kişinin bilinçaltından çıkıyor ama bir toplumun bilinçaltı haline gelsin istedim.
"ASLINDA FİLM İZLİYORUZ AMA HEM DE TİYATRODA GİBİYİZ"
Filmde önce tiyatral sonrada sinemasal sahneler kurguluyorsunuz. Hem oyun duygusunun geçmesi lazım hem de sinema tadı vermesi lazım. Bunu nasıl sağladınız?
Görüntü yönetmenimiz Vedat Özdemir’in çok büyük emeği ve katkısı var. Filmde harika görüntüler ortaya çıkardı. Sahne mizansenlerini ise öğrencinin veya seyircinin gözünden izleyelim istedim. Aslında film izliyoruz ama hem de tiyatroda gibiyiz. İkisinin dengesini korumaya çalıştım.
Rüya ve ayna metaforu birbirini bütünlüyor sanki… Ayna metaforu Lacan’ın psikanaliz teorisindeki “Ayna evresi”ne dair düşünmeme yol açtı. Buna göre bebekler altı aylık oldukları dönemden itibaren kendilerini ve dolayısıyla benliklerini ilk kez ayna ile karşılaştıkları zaman fark ederler. Bu filmle kime ya da neye ayna tutuyorsunuz?
İlk olarak günümüz toplumuna ve onun üzerimizde oluşturduğu baskıya, korkularımıza, endişelerimize… Aynı zamanda da bu toplumun içindeki kadınlara. Kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, rol modellere sıkışmak istemeyen, kendi bağımsızlıkları için mücadele eden kadınlara. Üçüncü olarak da bütün bu zorluklara ve baskılara rağmen hâlâ üretmeye çalışan sanatçılara…
Evrensel'i Takip Et