Zırhlı araçların dört döndüğü kentlerde kadın olmak
Tek adam iktidarının tüm politikaları, bölgede yaşayan genç kadınların yaşamını daha güvencesiz ve şiddete açık bir hale getiriyor.
Fotoğraf: MA
Nurgül DENİZ
Dicle Üniversitesi
Tek adam ve tek parti iktidarının artan baskı ve şiddet politikalarının, derinleşen ekonomik krizin, barınma sorununun kadınların yaşamındaki etkisi daha derinden hissediliyor. Kürt kadınları için ise bu madalyonun daha fazla ve karanlık yüzü var.
Bölgedeki kentlerde, şehirlerin iç kesimlerindeki mahallelerde, cadde başlarında ağır silahlı askeri araç ve ekipler güvenliği sağlamakla (!) görevlendirilmiş. Bir OHAL rüzgârı esiyor bu güvenlik noktalarından denilirse abartılı olmaz. Bölgede yaşayan halk için yeni olmayan ancak 2015’ten bu yana katlanarak artan bir durum bu. Yıllardır bölgedeki üniversitelerin neredeyse tamamında zırhlı araçlar ve ağır silahlı kolluk güçleri/ordu mensuplarının olduğu gibi...
Herhangi bir basın açıklaması, yan yana gelişte TOMA’lara ek zırhlı araçların, ağır silahlı ekiplerin toplandığı görülüyor. Üniversitelerin bir kısmında kampüsün orta yerine dikilmiş karakollar mevcut.
Kürt illerindeki üniversitelerin büyük çoğunluğunda cinsel taciz önleme birimleri aktif değil ve kadınların bir araya gelebileceği toplulukkulüp vb. oluşumlar ya yok ya da kapatılmaya çalışılıyor. Barınma sorunu özellikle Kürt illerinde genç kadınlar için çok daha ağır. Yurt olanaklarının çok kısıtlığı olduğu illerde bavullarıyla sokak sokak ev arayan üniversiteli kadınlar ciddi bir tacizle, cinsel şiddetle karşı karşıya kalıyor. Bu şiddet faillerinin bir kısmının kolluk güçleri oluşu, kadınların yaşadıkları karşısında adalet arayışlarının önünde bir engel oluyor.
Şiddete karşı cezasızlık da şiddeti, tacizi adeta teşvik eder durumda. Söz konusu Kürt kadınları olunca bu cezasızlık iki misli artıyor. Örneklerine bakalım…
GÜLİSTAN DOKU’DAN İPEK ER’E
Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku, kaybolduğunda 21 yaşındaydı. 5 Ocak 2020 Günü Zainal Abarakov ile tartıştıktan sonra üniversiteye giden bir minibüse binen Gülistan’dan bir daha haber alınamamıştı. Gülistan’ın intihar ettiği iddiasıyla farklı zamanlarda defalarca kez Uzunçayır Baraj Gölü’nde aramalar yapılmış olsa da Gülistan’dan bir iz bulunamamıştı. Tüm süreç boyunca baş şüpheli Zainal Abarakov önceleri görmezden gelinmiş, kamuoyu baskısıyla gözaltına alınsa da kısa bir süre sonra serbest bırakılmıştı. Zainal Abarakov’un polis olan üvey babası Engin Y., Gülistan’ın kayıp haberinden itibaren dosyaya dair bilgileri, şüpheli Abarakov’la paylaşmaktan açığa alınana kadar emniyette çalışmaya devam etmişti. Sonuç olarak Gülistan Doku, neredeyse 3 yıldır kayıp, baş şüpheli Zainal Abarakov dışarıda ve dosyada kamuoyunun baskısıyla gidilen bir arpa boyu yoldan başka ilerleme yok. Üstelik Dersim’de kolluk kuvvetlerinin kadınlara yönelik baskılarıGülistan Doku olayıyla sınırlı değil, sistematik bir hal almış durumda.
Siirt’te de 18 yaşındaki İpek Er, uzman çavuş Musa Orhan’ın tecavüzünden sonra bir mektup bırakarak intihar etmişti. 1 ay yoğun bakımda kaldıktan sonra hayatını kaybetmişti. Fail Musa Orhan, tutuksuz yargılandığı davada 10 yıl hapis cezası almış fakat mahkeme tarafından kaçma olasılığının olmadığı gerekçe gösterilerek adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
Bölgede çok sayıda şüpheli kadın ölümü, intihar vakası söz konusu. “Şırnak’tan, Van’dan” diye başlayan kadın cinayeti haberleri ise her geçen gün artıyor.
SESİN FAZLA ÇIKMAYAGÖRSÜN!
Kaybolan Kürt kadınların nerede olduğunun hesabını sormak bile bir üniformanın koruyucu gücüne takılıyor. Basın açıklamaları çeşitli bahanelerle engellenirken, kadın derneklerinin faaliyetleri sınırlandırılıyor hatta “sesi fazla çıkanlar” kapatılıyor. Taciz faili kolluk güçleri, üniformalarıyla aklanıyor, gazeteci kadınlar şafak baskınlarıyla evlerinden uzun namlulu silahlarla alınıyor. İki ay önce MA Muhabiri Berivan Kutlu polis tarafından ölümle tehdit edilirken geçtiğimiz günlerde gözaltına alınan başka bir MA Muhabiri Zemo Ağgöz’ün 45 günlük bebeği emniyete getirildiğinde bezinin içine kadar aranıyor. Bu cendere Kürt kadınlarının yaşamını, tüm siyasal gericiliğiyle, giydikleri kıyafetlerin renklerine müdahale edecek kadar kuşatmış durumda.
Artan devlet ve aile baskısının yanında çalışan kadınlar için işveren baskısı da ortaya çıkıyor. Örneğin tekstil atölyesinde çalışan 18 yaş altı kadınlar regl sancısı nedeniyle hastaneye gitmek için izin istediğinde işverenin beş karış suratıyla karşılaşıyor. Bölgede iş olanaklarının çok kısıtlı olması nedeniyle, kadınlar işyerinde türlü çeşit baskı ve şiddete uğruyor, bu iş sanki onlara bir nimet olarak sunulmuş gibi davranılarak susmaları bekleniyor.
Kız çocuklarının eğitimden yoksun bırakılması, kadın kaçırmalar ve çocuk gelinler bilmem kaç sezonluk töre dizisi senaryoları değil, bölgede hâlâ kadınlar için güncelliğini koruyan sorunlar. Dolayısıyla antidemokratik uygulamalar, cezasızlık politikası başta olmak üzere tek adam iktidarının tüm politikaları bölgede yaşayan genç kadınların yaşamını daha güvencesiz ve şiddete açık bir hale getiriyor.
Bütün bunlar kadınlar arasında bir araya gelme ve birlikte hareket etme ihtiyacını artıyor. İstanbul Sözleşmesi’nin feshi, kadın cinayetlerinin davaları, kadınların yaşamına yönelik doğrudan saldırılar ve bu saldırılara yönelik cezasızlık politikaları sonucunda kadınlar arasındaki bu bir araya gelme, birlikte hareket etme ihtiyacı somut bir birlikteliğe ve eylemliliğe dönüşüyor.
CENDEREDEN BİRLİKTE ÇIKARIZ
Kadınlar her gün artan ve Kürt kentlerinde taşıdığı öznel özelliklerle daha da hissedilir olan bu baskı ve şiddet politikalarına karşı cendereyi kırmanın yollarını deneyimleri ile kendileriyaratıyor. Üniversitesinde, lisesinde kadın topluluklarını kurmaya çalışıyor, Ekmek ve Gül gruplarında diğer genç kadınlarla yan yana geliyor, kadın derneklerinde buluşuyor, kolluk tacizine karşı basın açıklaması yapıyor, yurt yollarının ışıklandırılması için imza topluyor, birbiriyle bir dayanışma ağı oluşturuyor, başka şehirlerdeki genç kadınların deneyimlerini tartışarak kendi birikimi haline getiriyor… Sıkıştırılan cendereyi kırmak için yan yana gelme araçlarını kadınlar işte böyle oluşturuyor.