İzmir’de "Cumhuriyet Kurulurken Emek ve Sol Sempozyumu" düzenlendi
TÜSTAV, 30. kuruluş yılında İzmir’de “Cumhuriyet Kurulurken Emek ve Sol Sempozyumu” düzenledi.
Fotoğraf: Ramis Sağlam/Evrensel
Ramis SAĞLAM
İzmir
TÜSTAV'ın 30. kuruluş yılında İzmir’de düzenlediği “Cumhuriyet Kurulurken Emek ve Sol Sempozyumu"nda, cumhuriyete geçişte, Osmanlı döneminde, İzmir’de ve Anadolu’da yaşanan modernleşme ve kapitalistleşme süreçleri değerlendirildi.
Sempozyum, TÜSTAV tarafından, Kültürpark içindeki İzmir Sanat’ta 12-13 Kasım tarihlerinde gerçekleştirildi.
Açılış tebliğini Prof. Dr. İlhan Tekeli’nin yaptığı sempozyumda, üç ayrı oturum iki güne yayıldı.
TÜSTAV Başkanı Dr. Erol Ülker, açılış konuşmasında, TÜSTAV’ın her şeyden önce bir arşiv kurumu olduğunun altını çizdi. Ülker, çalışmalarının sadece demokrasi ve sosyalizm mücadelesine yapılan katkıların değil aynı zamanda hataların ve yenilgilerin de belgelerinden oluştuğunu söyledi.
Ülker, “İlki Kasım 2017’de Ekim Devrimi’nin yüzüncü yılı dolayısıyla gerçekleştirdiğimiz sempozyumdu. Bu sempozyumda, 2017 yılında kaldığımız yerden devam edeceğiz. İki gün boyunca Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecini emeğin, işçi hareketleri ve sol hareketlerin penceresinden eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirmeye çalışacağız” dedi.
"RADİKAL MODERNİTEYE GEÇTİ"
Prof. Dr. İlhan Tekeli, sunumunda "Cumhuriyet, Osmanlı döneminde İzmir ve hinterlandında yaşanan kapitalistleşme ve modernleşme süreçlerini" değerlendirdi.
İzmir’in demografik yapısındaki değişimleri aktaran Tekeli, 1600-1950 yılları arasındaki dönemde Osmanlı’nın utangaç bir moderniteden, cumhuriyet döneminde hızlı bir modernite sürecine geçildiğini söyledi.
Tekeli, “Osmanlı’da kentler yangınlarla değişimlere uğradı. İzmir’de ise durum farklı oldu. İzmir’deki yangında 175 hektarlık en zengin alan yandı. Yangının ardından nüfus mübadele ile birlikte İzmir’in nüfusu yarı yarıya küçüldü” dedi.
Cumhuriyet sonrası ekonomik uygulamaları değerlendiren Tekeli, İzmir-Kasaba (Turgutlu) demiryolu kamulaştırmasının bir ilke kararı olduğu için değil ekonomik zorunluluk olduğu için gerçekleştirildiğini söyledi.
“ETNİK VE KÜLTÜREL TEMİZLİK YAPILDI”
Sempozyumun ilk oturumunda "Osmanlı’dan cumhuriyete etnik-dini ayrışma, mübadele ve işçi sınıfı" başlığı konuşmacılar tarafından değerlendirildi.
Oturum başkanlığını Dr. Ayşe Köse Badur üstenirken, araştırmacı ve yazar Hamit Erdem, "Mustafa Suphi’nin 'İlm-i İctimaî Nedir?' kitabı çevirisi ve Osmanlı’da etnik sorun üzerine düşünceleri" başlığında sunum yaptı.
Mustafa Suphi’nin değişim sürecini değerlendiren Erdem, “Suphi, liberal bir aydınken başlayan süreci Komünist Parti sürecine kadar devam etmiştir” dedi.
Oturumun ikinci konuşmacısı tarihçi ve yazar Aytek Soner Alpan ise "1923 Türk-Yunan nüfus mübadelesinin iktisadi sonuçları: Karşılaştırmalı bir değerlendirme" sunumunda, Cumhuriyet sonrası mübadele ile farklı azınlıklara "etnik ve kültürel temizlik” yapıldığını söyledi.
Oturumun son konuşmacısı Erkan Serçe ise "Meşrutiyetten cumhuriyete İzmir’de işçi sınıfı, 1908-1925" sunumunu gerçekleştirdi. Sunumunda, İzmir’deki grevleri aktaran Serçe “Bu grevler sadece ekonomik taleplerle değil aynı zamanda işçi hakların kalıcılaşmasını amaçlıyordu” diye konuştu.
"EKİM DEVRİMİ ÖNEMLİ ETKEN OLMUŞTUR"
“İşgalden cumhuriyete sol, emek ve toplumsal cinsiyet” başlıklı ikinci oturumun başkanlığını TÜSTAV Yönetim Kurulu Üyesi Ali Akgün gerçekleştirdi.
Oturumun ilk konuşmacısı Dr. Erol Ülker “Cumhuriyetin eşiğinde komünistler ve işçi hareketi, 1922-1923" başlıklı sunumunu yaptı. Ekim Devrimi'nin Anadolu’ya etkilerini aktaran Ülker, “Sol hareketler özellikle İstanbul’da ve Anadolu’da önemli bir rol oynadı. Bu alanda Mustafa Suphi’nin önderliği, komünist hareketin gelişiminde çok önemli bir yer tuttu” dedi.
Oturumun ikinci konuşmacısı, İstanbul Bilgi Üniversitesinden Dr. Gülhan Balsoy ise “Erken cumhuriyette çalışan kadınlar, sınıfsal çelişkiler, toplumsal cinsiyet” sunumunda, özellikle o dönemde farklı işkollarında çalışan kadınlarla yapılan röportaj ve anketleri aktardı. Balsoy, “Kadınlar çalışma hayatına gönüllü katılmadığı için kendilerini çirkinleştiklerini ifade ediyorlardı. En çok da tütün işletmelerinde çalışıyorlardı. Kadınlar erkeğin aldığı ücretin ancak 4’te 1'ini alıyorlardı” dedi.
Akademisyen ve yazar Hakan Koçak da “CHP’nin güdümlü emek örgütlenmesi arayışında erken ve iddialı bir örnek: İzmir İşçi-Esnaf Birliği” sunumunu gerçekleştirdi.
Sempozyumun ikinci gün oturumunun başlığı, “Cumhuriyet kurulurken İzmir’de iktisadi dönüşüm, sol hareketler ve işçiler” oldu.
Oturumun başkanlığını TÜSTAV Mütevelli Heyeti Üyesi İdris Lütfü Melek üstlenirken, Prof. Dr. Alp Yücel Kaya, “Cumhuriyet kurulurken İzmir ve çevresinde emekçi sınıfların durumu”, Dr. Ayşe Köse Badur ise “İşgalden cumhuriyete İzmir ve sol” sunumunu gerçekleştirdiler.
İkinci günün son bölümünde ise Dr. Önder Akgül, “Kızıl kravatlı banka işçileri, kırmızı karanfilli komünistler: Cumhuriyetin ilk yıllarında İzmir’de sol" sunumunu gerçekleştirdi.
Sempozyumun son konuşmasını akademisyen Ömer Durmaz, “Sanatçı işçiler: İzmir Fuarı’nın tarihinde yaratıcı endüstrinin rolü ve sanatçıların emeği” sunumuyla gerçekleştirdi.
Etkinlik değerlendirmelerle ve sempozyum başlıklarının en kısa sürede yazılı olarak yayımlanacağı bilgisinin paylaşılmasıyla son buldu.