14 Kasım 2022 04:16

İklim Zirvesi: Sisi'nin hanesine başarı olarak yazıldı

Mısır’ın Şarm el Şeyh kentinde 6 Kasım’da başlayan iklim zirvesi sona erdi. Mısır'ın insan hakları ihlallerinin gündeme gelmediği zirve, Cumhurbaşkanı Sisi'nin hanesine başarı olarak geçti.

ABD Başkanı Joe Biden (solda) ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi | Fotoğraf: AA

Paylaş

Mısır’ın Şarm el Şeyh kentinde 6 Kasım’da başlayan iklim zirvesi sona erdi. Zirve başlamadan önce iki gelişme Arap basınında geniş yer bulmuştu. Bunlardan birincisi IMF ile anlaşmasından birkaç gün sonra Mısır lirası yüzde 15 değer kaybederek resmen çakıldı. İkincisi zirve öncesi Mısırlıların ve özellikle gençlerin yaşanan ekonomik krizi dünyaya duyurmak için 11Kasım’da zirvenin gerçekleştirileceği Şarm el Şeyh’te gösteri çağrısı yapması üzerine Şarm el Şeyh’e giriş-çıkışlara  çok sıkı kontroller gelirken, bütün ülkede etkinliklerin yasaklanmasıydı.

Zirve genel olarak Arap basını bakımından başarılı olarak değerlendirildi. Ancak  başarılı olarak nitelendirilmesi alınan kararlar yönünden çok, diğer faktörlere bağlandı.

1. Protestoların gerçekleştirilememesi: Zirvenin derin bir ekonomik krizin gölgesinde gerçekleştiğini vurgulamıştık. Zirve öncesinde Cumhurbaşkanı Sisi ve Başbakan Mustafa Madbuli’nin, ekonomik krizle ilgili yaptıkları açıklamalarında kendilerinin mesuliyetleriyle ilgili bir cümle bile mevcut olmadı. Sisi katıldığı bir televizyon programında ekonomik kriz ile ilgili olarak  2011 olaylarının  Mısır’a yaklaşık 477 milyar dolara mal olduğunu söyleyerek Ocak 2011 Devrimini suçladı. Aynı senaryoyu tekrarlamaktan ve Mısır devletini çöküşe maruz bırakmaktan korktuğunu dile getirdi. Buna karşılık halk ve özellikle gençler krizden iktidarı sorumlu tutmuştu ancak dünya kamuoyunun dikkatini çekmek için 11 Kasım’daki protesto, alınan yoğun güvenlik önlemleri nedeniyle yeterli karşılık bulmaması iktidarın başı Sisi’nin hanesine başarı olarak yazıldı. Al Arap gazetesi Mısırlı kaynaklara dayanarak bu başarının sebebini “Çağrıyı ciddiye almasında ve meseleleri şansa bırakmaktan kaçınması, artan ekonomik krizin ışığında kaosa dönüşebilecek bir gösteri senaryosunun yaşanmaması için özel tedbirler alınması” cümleleriyle özetledi.

2. İnsan hakları ihlallerinin gündeme gelmemesi: 30 yılık Hüsnü Mübarek diktatörlüğünün devrilmesiyle sonuçlanan 2011 ayaklanması sonrası protestolar nedeniyle Mısır hapishanelerinde binlerce mahkum mevcut. Göstermelik olarak bazıları bırakılırken kısa sürede yeni tutuklular boşalan yerleri dolduruyor. İşte bu iklim içinde Mısırdaki insan hakları ihlallerinin gündeme gelmesi başarının diğer bir nedeni olarak sayıldı. Mısır dışişleri bakanı zirve esnasında açlık grevinde bulunan siyasi mahkum Alaa Abdulfettah’ın gündeme gelmesinden ise son derece rahatsız oldu. Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi “COP27” katılımcılarını, açlık grevcisi Alaa Abdulfettah meselesine değil, iklim değişikliği ve küresel ısınma konularına odaklanmaya çağırdı. Bu çağrısının zirveye katılan ABD Başkanı Joe Biden tarafından dikkate alınarak grevin hiç gündeme gelmemesi Sisi’yi keyiflendirdi.

3. Biden’ın Sisi yönetimine sahip çıkması: ABD Başkanı Biden’ın zirveye katılması ve Sisi ile yaptığı ortak açıklamada Mısır yönetimini öven ifadeler kullanması basın tarafından başarının diğer bir ögesi sayıldı. Mısır cumhurbaşkanlığı ikili görüşmeyle ilgili yaptığı açıklamada, Biden’ın “Mısır’ın sahip olduğu siyasi ağırlık ve bölgesel ortamda dengeli rolü ışığında, tüm bölgesel ve uluslararası konularda koordinasyonu ve ortak istişareyi yoğunlaştırma arzusunu” dile getirdiğini belirtti.

4. Dünya medyasının ilgisi: Özellikle Mısır basını dünya medyasında zirveyle ilgili yapılan haberlere geniş yer verdi. Mısır resmi haber ajansının (MENA) ve Mısır’da yayımlanan al Yawm al Sabie (www.youm7.com) gibi kurumlar çetele tutarak dünya medyasının bu ilgisini başka bir başarı kaynağı olarak değerlendirdi.


MISIR VE İKLİM SORUNLARINA ODAKLANMA!

al Kuds al Arabi
Başyazı

Mısır Dışişleri Bakanı Semih Şükri, Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi “COP27”ye katılanları, açlık grevcisi Alaa Abdulfettah meselesine değil, iklim değişikliği ve küresel ısınma konularına odaklanmaya çağırdı.

Sükri’ye göre uluslararası ve sivil toplum, iklimin yarattığı varoluşsal zorluğa dikkat çekmeli.  Çünkü zirvenin konusuyla doğrudan ilgili olmayan konular, ana konudan “Dikkati dağıtabilir”. Böylece sorunla gerekli şekilde ilgilenmekten ve yükümlülüklerini ve sorumluluklarını nasıl yerine getirecekleriyle uğraşmaktan kaçınır. “Varoluşsal meydan okuma” ve taahhütlerin yerine getirilmesinden söz eden Şükri, iklim değişikliğinden ağır kayıplara uğrayan yoksul ülkeler için tazminat konusunda konferansın başlangıcında yapılan ilk anlaşmaya atıfta bulunuyor. Bu hatırlatma Nil Deltası’ndaki verimli toprakların yükselen deniz seviyelerinin tehdidi altında olan Mısır’ı ilgilendiriyor. Şükri, enerji ihtiyaçlarını karşılamak için fosil yakıtlara güvenirken yenilenebilir enerji kaynakları kullanımının “Yüksek finansman maliyeti ve yatırım eksikliği” nedeniyle engellendiğini söyledi.

O halde Şükri’nin aradığı odak, zengin ülkelerin iklim konularında onlara yardım etme ve maruz kaldıkları felaketleri telafi etme taahhüdüne ilişkin Mısır’ın ve yoksul ülkelerin umutlarıyla ilgilidir. Çin gibi bir grup ülkenin son iki yüzyıldaki büyük kirlilikte bıraktığı muazzam etkinin yanı sıra şu anda bu kirliliğe ve ısı emisyonlarına ve fosil yakıtların korkunç tüketimine katılan diğer ülkeler göz önüne alındığında, bu adil bir taleptir.

Bu noktada “Gezegen üzerindeki çatışma bağlamında, Alaa Abdulfettah adlı açlık grevindeki bir siyasi eylemcinin kaderinin ne önemi var?​” sorusu akla geliyor. İktidar sistemi bunu kabul etmek istemese bile, iki konu hem içeride hem de dışarıda ayrılmaz bir şekilde bağlantılıdır. Mısırlıların siyasi ve bireysel haklarını güvence altına almak için verilen mücadelenin, onları iklimin yıkıcı etkilerinden korumak için verilen mücadeleden ayrılması düşünülemez.

Mısır hükümetinin, zengin ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadelede Mısır’a mali ve ekonomik katkı sağlamasını beklemesi ve bu ülkelerin Mısırlıların maruz kaldığı ihlallere göz yumması mantıksız. Arap rejimleri her zaman egemen rejimin vücut bulmuş hali olarak vatan fikriyle oynuyor ve diğer yandan vatanın öncelikleri olduğunu görmezden geliyor. Her şeyden önce yurttaşlar ve bu anlamda insanın korunması ve haklarına saygı; devletlerin kendilerine, başkalarının da devlet saygısının teminatıdır.


BIDEN, SİSİ’NİN TARAFINI SEÇTİ

Al Arab

ABD Başkanı Joe Biden, COP27 zirvesindeki konuşmasını insan hakları konusuna herhangi bir atıfta bulunmadan iklim sorunlarına odaklayarak, Mısır’daki sivil aktivistlerin umutlarını ve Müslüman Kardeşler’in dış baskılara dair beklentisini boşa çıkardı.

Gözlemciler, ABD Başkanının Mısır Devlet Başkanı Abdulfettah Sisi’nin yanında durduğunu ve yurt içinde ve yurt dışındaki rakipleriyle yüzleşmesinde onu desteklediğini düşünüyor.

Bu pozisyon, Mısır Devlet Başkanını insan hakları dosyasında taviz vermeye zorlamak için iklim zirvesini istismar etmek amacıyla Müslüman Kardeşler ve bazı aktivistler tarafından yapılan gösteri çağrılarının tamamen yokluğuyla aynı zamana denk geldi.

Gözlemciler, Biden’ın, zirve sırasında insan haklarıyla ilgili herhangi bir açıklamanın, Washington’un bölgedeki en önde gelen müttefiklerinden biri olarak Sisi’yi zayıflatmak ve sınırlı etkiye sahip yönetimlerin yanında yer almak anlamına geleceğini bildiğini söyledi.

Bu nedenle, Biden ve Sisi arasındaki ikili görüşmeye ilişkin konuşmanın yer aldığı Beyaz Saray açıklamasında insan hakları konusuna değinildi. Bu, Mısırlı muhaliflere atıfta bulunmak yerine, rutin görünen ve sadece Amerika’nın içine yönelik bir mesajdı.

Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Bassam Rady, Biden’ın “Mısır-Amerikan ilişkilerinin gücü ve dayanıklılığı” konusundaki takdirini ve ABD’nin Mısır’ı “Bölgede güvenilecek güçlü bir dost ve müttefik” olarak gördüğünü aktardı.

Mısır Cumhurbaşkanlığı yaptığı açıklamada, Biden’ın “Mısır’ın sahip olduğu siyasi ağırlık ve bölgesel ortamda dengeli rolü ışığında, tüm bölgesel ve uluslararası konularda koordinasyonu ve ortak istişareyi yoğunlaştırma arzusunu” dile getirdiğini belirtti. Cumhurbaşkanının liderliğinde, bölgenin tüm halkları için istikrarın sağlanmasına katkı sağlama” isteği belirtildi.

Sisi, kendi adına, çeşitli siyasi ve güvenlik dosyaları ve bölgesel konularda iki taraf arasındaki koordinasyonu ve istişareyi geliştirmenin yanı sıra karşılıklı saygı çerçevesinde ikili iş birliğinin ve ortak çıkarların çeşitli alanlarında bu ortaklığı teşvik etmeye ve güçlendirmeye devam etme arzusunu dile getirdi.

Gözlemciler, muhalefetin insan hakları meselesini öncelikli bir mesele haline getirmeyi başaracağı korkusundan sonra Sisi’nin zirveyi kendi lehine çevirmeyi başardığını düşündüler.  Çağrılara yanıt verilmemesi; Katar ve Türkiye’nin gruba doğrudan destek sağlayamamasının çağrıya gölge düşürdüğünü ortaya koydu. Onlarla yaşanan yakınlaşma sayesinde Mısır rejimi, Müslüman Kardeşler üyelerinin her iki ülkede de sahip olduğu özgürlüğü kısıtlamayı başardı.

Doha, gösteri çağrısını görmezden geldi ve El Cezire olayları kışkırtmadı ve abartmadı. Ankara, Müslüman Kardeşler’in davetinde bilerek elini kaldırdı ve Kahire’ye yeni kan bulaştırmamak konusunda kararlıydı. İhvan’la bağlantılı veya onunla müttefik gazetecileri sıkıştırırken sonunda, terör suçlamasıyla serbest bırakılan Husam al Ghamry adlı kişiyi ikinci kez tutukladı ve yüksek güvenlikli bir hapishaneye yerleştirdi.

Mısırlı kaynaklar al Arab’a şunları söyledi: “Mısırlıları bırakmamanın ve Müslüman Kardeşler’in çağrısına yanıt vermenin temel unsuru, güvenlik servislerinin kamuoyunu doğru okumasında, çağrıyı ciddiye almasında ve meseleleri şansa bırakmaktan kaçınmasında yatmaktadır. Artan ekonomik krizin ışığında kaosa dönüşebilecek bir gösteri senaryosunun yaşanmaması için özel tedbirler alındı.”

Gözlemciler, mevcut durumu Mısır’da merhum Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek dönemindeki durumla karşılaştırmayı reddettiler. Ekonomik krizler daha şiddetli, siyasi ortam daha zor ve güvenlik kıskacı şu anda daha geniş olabilir. Ancak Mısırlılar, İhvan’ın protesto ve iktidardaki rejime yönelik ahlaki bıçaklama çağrısına yanıt vermedi.

Mısır rejiminin, Müslüman Kardeşler’in gösteri çağrısının kendisi için bir rahatsızlık oluşturmadığını belirten aktivist Alaa Abdelfattah’ın serbest bırakılması yönündeki ülkelerin taleplerine yanıt vermediğini vurguladı.


ULUSLARARASI MEDYA: MISIR, COP27’YE EV SAHİPLİĞİ YAPMAKTAN BÜYÜK KAZANÇLAR ELDE ETTİ VE DÜNYANIN İLGİ ODAĞI HALİNE GELDİ

Muhammed el SEYYİD
youm7.com

Şarm el Şeyh’te düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (COP27) Taraflar Konferansı, çeşitli uluslararası medyada hâlâ geniş tepkiler alıyor. Devlet ajansı, Şarm el Şeyh’teki iklim konferansının dördüncü çalışma gününde medyada yer almasının şu konulara odaklandığını kaydetti:

-Mısır, iklim projelerinin uygulanmasını desteklemek için “su, gıda ve enerji” sektörlerinde 15 milyar dolarlık yatırımla ortaklık anlaşmaları imzaladı.

-Mısır ve Suudi Arabistan, elektrik, yenilenebilir enerji ve temiz hidrojen alanlarında COP27 zirvesi toplantılarının oturum aralarında bir mutabakat zaptı imzaladı.

-Avrupalı ​​liderler iklim değişikliğiyle mücadele için harekete geçme sözü verdi.

- Arap Koordinasyon Grubu, küresel iklim krizini ele almak için 2030 yılına kadar toplam 24 milyar dolarlık ortak finansman sağlama sözü verdi.

- Mısır, iklim değişikliği için borç takaslarını kolaylaştırmak ve yeşil borçlanmanın maliyetini azaltmak için iki girişim öne sürdü.

- Finansman ve iklim değişikliği konusunda zengin ülkeleri mali taahhütlerini yerine getirmeye zorlama konusu, başta Afrika ve gelişmekte olan ülke liderleri olmak üzere konferansa katılanlar için bir öncelik olmaya devam etti.

- Associated Press’ten alıntı yapan Kanadalı The Globe and Mail gazetesi ve Amerikan web sitesi ABC News, Başkan Joe Biden’ın Mısır’daki görüşmelerine “İklim değişikliği ile mücadele için ters yöne dönülmeyeceği” tarihi mesajla geldiğini vurguladı.

- Arjantinli INFOBAE web sitesi, Reuters’dan alıntı yaparken, ABD İklim Elçisi John Kerry’nin gelişmekte olan ülkelerin fosil yakıtlardan geçişlerini hızlandırmalarına yardımcı olmayı amaçlayan bir karbon dengeleme planı geliştirdiğini duyurdu.

- Dünya Bankası, gelişmekte olan ekonomilerdeki emisyonları azaltmaya yönelik yeni bir mekanizmanın parçası olarak sera gazı emisyonlarını azaltmak için “ölçeklenebilir yollar” oluşturmak amacıyla çok ortaklı fon kurdu.

İngiliz internet sitesi Middle East Online ve SkyNews, Mısır’ın iklim projelerinin uygulanmasını desteklemek için 15 milyar dolarlık yatırımla “su, gıda ve enerji” sektörlerinde ortaklık anlaşmaları imzaladığını belirtti.

ÖNCEKİ HABER

"Terminal" filmine ilham veren İranlı mülteci Nasseri hayatını kaybetti

SONRAKİ HABER

Fırıncının tutuklanmasının düşündürdükleri

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa