Taksim saldırısı sonrası yayın yasağı ve bant daraltma: "Bilgi edinme hakkı ihlal edildi"
Taksim saldırısı sonrası gelen yayın yasağını ve bant daraltmayı değerlendiren Ceren Sözeri bilgi edinme hakkının ihlal edildiğini belirtti, Erkan Saka “Bant daraltma başka paniklere yol açıyor” dedi.
Fotoğraf: Pixabay
Gözde TÜZER
İstanbul
Taksim'de İstiklal Caddesi'nde son bilgilere göre 6 kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırı sonrası, önce RTÜK yayın yasağı getirdi, ardından BTK sosyal medya platformlarında bant daraltma uygulaması yapıldığını duyurdu. Yaşananlar, "sansür yasasının devreye girdiği" yorumlarına sebep olurken, halkın haber alma hakkıyla ilgili tartışmaları da beraberinde getirdi.
Evrensel yazarı Doç. Dr. Ceren Sözeri, kararlarla kamunun bilgi edinme hakkının ihlal edildiğini belirterek, “İktidar bu olayda sansür yasasıyla geleceğinden korkulan ileri bir sansür ikliminin denemesini yapmış oldu” dedi. Doç. Dr. Erkan Saka da dezenformasyonu engellemenin bant daraltmayla mümkün olmadığını söyleyerek “Bant daraltma başka paniklere yol açıyor” dedi.
KAMUNUN BİLGİ EDİNME HAKKININ ENGELLENMESİ
Ceren Sözeri, daha ne olduğu anlaşılmadan RTÜK’ün yayın yasağı getirdiğini belirterek, yasağın içeriğinin patlamaya ilişkin görüntüler, olay yeri, yaralanan ya da hayatını kaybedenlere ilişkin görüntülerle, resmi açıklamalar dışında olaya ilişkin tartışmaların engellenmesini içerdiğini hatırlattı.
Sözeri, “Öncelikle yasağın dayandırıldığı 6112 sayılı Kanun'un 7. maddesinin bu kadar keyfi kullanılması çok sorunlu. Olaya ilişkin görüntülerin engellenmesi başka, ‘Resmi açıklamalar dışında yayın yapmak yasak’ demek başka bir şey. Bu doğrudan kamunun bilgi edinme hakkının engellenmesi demek. Aynı madde bu tür durumlarda ifade ve haber alma hakkının esas olduğunu da söylüyor” dedi.
Ardından İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliğinin kararıyla yayın yasağı getirildiğini de hatırlatan Sözeri, “Habere en çok ihtiyaç duyulan zamanda, haber alma hakkını yok sayan bu iki yasağın, bu kadar kısa sürede uygulamaya geçirilmesi çok vahim. Haber kanalları yaptırımlardan çekindikleri için hemen normal yayına dönerken bu sefer sosyal medya en önemli haber kaynağına dönüştü” dedi.
"ÖNLENEMEYEN SÖYLENTİLER VE HEDEF GÖSTERMELER"
Patlamanın duyulmasının hemen ardından bazı hesaplardan 2016 yılına ait patlama görüntülerinin paylaşılmaya başlandığını söyleyen Ceren Sözeri şöyle devam etti:
“Bunun kötü niyetli paylaşımlar olduğu çok açık. Tecrübeli gazeteciler, teyit etmeyi ilke sayanlar paylaşmadı ancak bazı gazetecilerin, haber kanallarının bu paylaşımları kullandıklarını gördük. Bunlar arasında en dikkat çekenler ise yabancı gazetecilerdi. İstiklal Caddesi'nin kaldırım taşlarından videonun eski olduğunu belki bir yabancı gazetecinin çözmesi zor ama paylaşmadan önce doğrulanmasını beklemek ya da doğrulatacak bir çabaya girmek o kadar da zor değildi. Neticede yayın yasakları esasen bu tür paylaşımların, söylentilerin artmasından, ikinci bir paketin olduğuna dair duyulan endişenin yayılmasından başka bir işe yaramadı.”
Görüntülere bakıp bir başkasını hedef gösteren Zafer Partili Adem Taşkaya’nın “Telegram’dan alıp paylaştım” dediğini vurgulayan Ceren Sözeri, “Yani yayın yasaklarıyla yalnızca haber alma hakkının önüne geçmiyorsunuz aynı zamanda önlenemeyen söylentiler ve hedef göstermelerle bir kişinin ya da bir grubu da riske atıyorsunuz. Bir benzerini orman yangınları zamanında da yaşamıştık, insanlar ellerinde sopalarla ‘cadı avına’ çıkmışlardı” dedi.
"İLERİ BİR SANSÜR İKLİMİNİN DENEMESİ"
Sözeri, bu durumda sosyal medyanın kısıtlanmasının çözüm olmadığını vurgulayarak şöyle devam etti:
“Zaten yeri gelmişken çok eleştirilen sansür yasasının dahi BTK’ya bu kadar keyfi bir bant daraltma yetkisi vermediğini, bunun böyle hukuksuzca uygulanamayacağını belirtmek gerek. Bant daraltma insanları sosyal medya erişimi için yeni yollar kullanmaya itti. Yani teknolojiye daha yatkın olanlar (ki kötü niyetli paylaşım yapanlar da buna dahil) sosyal medyaya erişebilirken, diğerleri haber alma ihtiyacını yukarıdaki örnekteki gibi doğrulatma refleksleri çok daha zayıf olan sohbet uygulamalarından karşılamaya çalıştı. Gece geç saatlerde iktidar kanallarında patlamanın turizme etkisi konuşuluyordu. Türkiye patlamayla haber olduğu kadar, bu terör saldırısına verdiği tepki, getirdiği yasaklarla da haber oldu. İktidar bu olayda sansür yasasıyla geleceğinden korkulan ileri bir sansür ikliminin denemesini yapmış oldu. Bundan herkesin kendisine çıkarması gereken dersler olmalı.”
"BANT DARALTMASI BAŞKA PANİKLERE YOL AÇIYOR"
Doç. Dr. Erkan Saka, halkta panik yaratacak durumlarda infiale karşı otoritelerin önlem alabileceğini ancak halkın haber alma özgürlüğü ile panik yaratmama arasındaki dengeye ne kadar uyulduğunu bilemediğini söyledi.
Twitter’dan 4 saat içinde engelleme talep edilmesi gerektiğini ancak talep edilip edilmediğini bilemediklerini aktaran Saka, “1 saat geçmeden bu yasak çıkıyor. Kendi yasama sistemiyle bir çelişmesi var gibi gözüyor” dedi.
Bant daraltma kararının başka bir paniğe de yol açabileceğini hatırlatan Erkan Saka, “Zaten kapatarak çözemiyorsunuz. VPN ya da başka şekillerde zaten ulaşılıyor. Meşru haber kanalları iletişim yapamayınca bu sefer sansasyonel ve dezenformatif haberler devreye giriyor. Ve bu bant daraltmaya rağmen bu dezenformatif haberler daha baskın oluyor. O yüzden ifade özgürlüğü ve haber özgürlüğü konusunda çok da iyi bir sınav verilmedi gibi görünüyor” dedi.
"DEZENFORMASYONU ENGELLEMEK BU ŞEKİLDE MÜMKÜN OLMUYOR"
“Yetkililer kararın dezenformasyonu engellemek amacıyla alındığını belirtiyor. Bu şekilde dezenformasyonu engellemek mümkün mü” diye sorduğumuzda Saka, şunları söyledi:
“Benim görebildiğim mümkün olmuyor. Habere ulaştığımız yerlere ulaşamayınca vatandaş daha başka yollar deniyor ve meşru yolların önü de tıkanmış oluyor. Ben panik yaratıcı duruma karşı önlem alınması gerektiğine inanıyorum ama bunun nasıl alınacağı konusu pek böyle olmuyor gibi. Sosyal medya daraltıldığı için siz yayın yapamıyorsunuz, o zaman ortaya başka bir panik seviyesi çıkıyor. ‘Aa hiç haber alamıyoruz, daha büyük bir şey mi var’ gibi. Bu da yeni dezenformasyonu tetikliyor gibi geliyor bana.”
Prensipte birtakım önlemeler alınabileceğini de ekleyen Saka, “Çünkü yanlış haber de çok yayılıyor ve bu da paniğe yol açabiliyor. Bu sefer tabii eskiye göre çabuk açıklamalar yapıldı. Vali Bey de bir şeyler söyledi Twitter hesabından” ifadelerini kullandı.
"HEMEN, DÜZ, NET VE ANLAŞILIR ŞEKİLDE AÇIKLANMALI"
Doğru bilginin yetkililer tarafından hemen paylaşılmasının dezenformasyonun önüne büyük ölçüde geçtiğini aktaran Saka, “Düz, net, tartışılmaz ve anlaşılır bir şekilde; kaç kişi vefat etti, ne oldu gibi şeylerin aktarılması iyi. Tabii bazen otoriteler yeterli olmayabiliyor. O zaman da iyi gazeteciliğin önü açılmalı” dedi.
Saka, dünyadaki duruma dair ise “Görebildiğim kadarıyla batıda haber engellemesi yok. Doğu tarafını ise maalesef bilemiyoruz, hiç bilgi gelmiyor. Ancak batıda çok da bu kadar hızlı bir yayın yasağı olayını pek görmüyoruz” dedi.