14 Kasım 2022 17:08

Leyla Güven’in avukatı: Mahkeme eylemi değil, siyasi geçmişini yargıladı

Leyla Güven’e verilen hapis cezasının gerekçelerinin hukuki olmadığını belirten Avukat Serdar Çelebi, mahkemenin müvekkilinin eylemi yerine siyasi geçmişini yargıladığını söyledi.

Leyla Güven | Fotoğraf: MA

Paylaş

Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Leyla Güven’e 21 Aralık 2020 tarihinde “Terör örgütü üyesi olmak” iddiasıyla 14 yıl 3 ay, 2 kez “Terör örgütü propagandası yapmak” iddiasıyla da ayrı ayrı 4’er yıl hapis cezası verdi. Güven hakkında verilen toplam 22 yıl 3 ay hapis cezasının gerekçesinde, ideolojik yoruma girilerek, Güven’in savunduğu anaerkil toplum düzeni, “İnsan soyunun kökünün anneden geldiğinin savunulması inkar içerikli, derinlikten yoksun, nefret yaratan içerik" olarak yorumlandı.

İKİNCİ KARARIN GEREKÇESİ

Mahkeme, 17 Ekim’de Güven’e 3 ayrı “Terör örgütü propagandası yapmak” iddiasıyla toplamda 11 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verdi. Mahkeme, ikinci kararının gerekçesinde ise, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük operasyonlarına dair, “PYD/YPG 13 Kasım 2013’de özerklik ilan ederek Türkiye sınır hattında Kuzey Irak benzeri yeni bir Kürt özerk bölgesi şekillendirmeye girişmiştir” dedi. Mahkeme, Leyla Güven’in “YPG lehine saf tuttuğu”, “Türkiye’nin temsil ettiği temel değerlere” saldırdığı, meydan okuduğunu ileri sürdü. Mahkeme, Güven’in yaptığı konuşmaları milletvekili sıfatıyla yapmasını da “yasama dokunulmazlığı” içinde değerlendirmeyerek, cezada artırım nedeni saydı.

Mahkemenin gerekçeli kararını Mezopotamya Haber Ajansına (MA) değerlendiren Leyla Güven’in Avukatı Serdar Çelebi, gerekçeli kararda Güven’e daha önce “terör örgütü üyeliğinden” verilen hapis cezasına atıfta bulunulduğunu aktararak, “Müvekkilin daha önce yargılandığı dosyalara atıf yapmak suretiyle, ‘Zaten kendisi örgüt üyesi, bunu bilinçli yapıyor, bu niyetle söylemiş’ demek, eylemin kendisini değil, kişiliğini, siyasi geçmişini ve siyasi faaliyetlerini yargılama konusu yapmak olur. Bunun da hukuksal literatürde bir karşılığı yok. Mahkemenin müvekkille ilgili bir kanaati var, bu yargılamayı adil ve tarafsız yapamayacağını, daha önce vermiş olduğu kararların etkisinde kalarak karar vereceğini söylemiştik. Nitekim öyle de oldu” şeklinde konuştu.

CEZA ARTIRIMINA MİLLETVEKİLLİĞİ GEREKÇESİ

Mahkemenin, Güven’in milletvekilli olması sebebiyle daha dikkatli bir dil kullanması gerektiğini belirten Çelebi, “Müvekkil milletvekilidir, siyasetçidir. Ülke meselelerinde devletin bazı organlarını rahatsız edebilecek söylemlerinin hakkı olduğunu dair Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Anayasa kararları var. Siyasetçinin düşünce ve ifade özgürlüğü daha geniş korunmalıdır. Ama mahkeme müvekkilin milletvekili olmasını cezalandırma sebebi sayıyor” diye kaydetti.

Çelebi, müvekkilinin Kürt sorununa dair söylemlerinin propaganda mı, tespit mi olduğuna bakılmadan bir hükme varıldığına işaret ederek, “Ceza, geçmişi ve diğer dosyaları nazara alınarak verilmiş bir cezadır. Alt sınırdan uzaklaşıp verilmiş bir cezadır. Bu da aslında hukuki, adil bir yargılanma olmaktan çıkarıyor. Müvekkil yakıcılığı hâlâ devam eden Kürt meselesine dair tespitleri ve çözüm önerilerini dile getirmiş” ifadelerini kullandı. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

AB, Ukrayna için "askeri yardım misyonu" başlatıyor

SONRAKİ HABER

Meslek örgütü temsilcileri: İmar affı acilen gündemden çıkarılmalı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa