Ankara’daki sendika ve meslek örgütleri: Bu saldırıların basit bir saldırı olmadığını biliyoruz

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) İç Anadolu Bölge Temsiliciliği, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Ankara Şubeler Platformu, Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Ankara İl Koordinasyon Kurulu, Ankara Dişhekimleri Odası (ADO) ve Ankara Tabip Odası (ATO) 13 Kasım’da Taksim’de meydana gelen bombalı saldırıya ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdiler. Saldırıyı kınayan emek ve meslek örgütü temsilcileri laik, demokratik çağdaş ve eşit yaşamı savunmaya devam edeceklerini açıkladılar.

ATO binasında yapılan açıklamaya basın metninde imzası olmayan çok sayıda emek ve meslek örgütü temsilcisi de gelerek destek verdi. Açıklamayı ATO Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Muharrem Baytemür yaptı. Dr. Baytemür, “Yaşadığımız bu büyük acı nedeniyle hayatını kaybeden 6 yurttaşımızı saygıyla anıyor, ailelerine ve halkımıza başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Kargaşa ve endişe ortamını büyütmek isteyen bu saldırının faillerini ve sorumlularını lanetliyoruz” diyerek açıklamaya başladı.

“KİRLİ HESAPLAR YÜZLERCE İNSANIMIZIN HAYATINA MAL OLDU”

Açıklamada ülkedeki toplumsal barış ve huzur ortamının iktidarın iç ve dış politikadaki gerilimleri siyasi malzeme olarak kullanması, sınır güvenliğimizi koruyamaması, ülkeyi mesken tutan terör örgütleri ve çeteler nedeniyle azalmakta olduğuna değinen Dr. Baytemür, “Eşitliği ve demokrasiyi tesis etmesi gereken siyaset kurumu, şiddetin ve kutuplaştırıcı dilin etkisi altında olup, insanlar arasında ayrımcılığı derinleştirmektedir” diye konuştu.

“Emek ve meslek örgütleri olarak uzun yıllardır mücadelesini verdiğimiz bir arada yaşama iradesini azaltmaya yönelik provokasyonlar farklı senaryolar ve amaçlarla gündeme gelmektedir” diyen Dr. Baytemür;  2013 yılında Reyhanlı saldırısı; 2015 yılında Suruç ve Ankara Gar katliamları; 2016 yılında Sultanahmet saldırısı, Kızılay saldırısı, İstiklal saldırısı, Atatürk Havalimanı saldırısı, Gaziantep'te düğüne saldırı, Beşiktaş saldırısı, Kayseri saldırısı ve 2017 yılında İzmir adliyesi saldırısını hatırlatarak, “Bombalarla patlamalarla amacına ulaşması istenen kirli hesaplar yüzlerce insanımızın hayatına mal olmuş, toplumsal travmalara yol açmıştır” dedi.

“BİLGİ KİRLİLİĞİ YENİ PROVOKASYONLARA YOL AÇIYOR”

İstifa etmesi gerekenlerin halen koltuklarında oturmaya devam ettiklerini ifade eden Dr. Baytemür, 13 Kasım’da yaşanan bombalı saldırı sonrası BTK’nın uyguladığı interneti daraltma kararına ilişkin de değerlendirme de bulunup şunları ifade etti. “Doğru ve şeffaf bilgi akışını sağlamakla sorumlu kurumlar, 13 Kasım İstiklal Saldırısının hemen ardından yaptığı gibi yayın yasağı ve sosyal medya kısıtlamasını uygulamıştır. Endişe içerisindeki yurttaşlarımızın haber alma hakkı engellenmiştir.. Kısıtlamalar ve sansür politikaları ‘dezenformasyonu’ engellemek yerine daha da artırmakta, bilgi kirliliği ve yalan haberler çoğaldıkça yeni provokasyonlara yol açma ihtimalini barındırmaktadır.”

İstiklal saldırısı ve diğer saldırıların basit birer şiddet eylemi olmadığını bildiklerini ifade eden ATO Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Muharrem Baytemür, “Masum insanların yaşamları üzerinden siyasi plan yapan karanlık odaklar bilmelidir ki, bu saldırıyı gerçekleştirenler ve arkasında olanlardan hesap soruluncaya kadar sürecin takipçisi olacağız” dedi. (Ankara/EVRENSEL)