16 Kasım 2022 04:20

OSTİM’de görüştüğümüz işçiler: Zamlar 4 kat olunca, asgari ücret 2 katına çıksa ne olur?

OSTİM’de yaklaşan asgari ücret görüşmelerini sorduğumuz işçiler, temel tüketim maddelerine yapılan zamların durdurulmasını asgari ücrete gelecek zamdan daha önemli görüyor.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Ekin Yoldaş KALI
Ankara

OSTİM’de çocuk yaşlardan başlayarak 70’li yaşlara kadar uzanan on binlerce işçi çalışıyor. Son zamanlarda neredeyse tüm sohbetlerin konusu dur durak bilmeyen enflasyon ve peş peşe gelen zamlar. Ülkenin gündemindeki birçok konu da ekonomi çerçevesinde değerlendiriliyor. Yıl sonunun yaklaşmasıyla birlikte yeni dönemde asgari ücretin ne olacağı da bu sohbetlerin ana gündemlerinden.

DİSK-AR’ın raporuna göre eylül 2022 itibariyle açlık sınırı 7 bin 300 TL olurken, yoksulluk sınırı 25 bin 252 TL olarak kayda geçti. Biz de OSTİM’den işçilerle asgari ücrete dair beklentilerini ve bu gelişmeleri konuştuk.

"8 BİN YATTI, 314 LİRA KALDI"

Öğle arasında sokağın köşesinde sırtını duvara dayamış telefonuyla ilgilenen genç bir işçiyle sohbete başlıyoruz. “Asgari ücret için herhalde 8-9 bin TL konuşuluyor ama yetmez. Mesela ben bu ay mesailerle birlikte 8 bin TL’den fazla maaş aldım. Maaş 4 gün önce yattı, bak şimdi ne kalmış” diyerek banka hesabında kalan parayı gösteriyor: Yalnızca 314 TL. İki hafta sonra fazla mesai ücretleri yatana kadar bu parayla idare etmesi gerektiğini söylüyor.

"DÜKKANI NASIL BÜYÜTMÜŞ?"

Bu sırada aynı iş yerinde çalışan 36 yaşında bir çocuk sahibi arkadaşı aramıza katılıyor: “Ben piyasaya göre iyi para alıyorum ama kimseye yetmiyor. İki buçuk yıl oldu Ankara’ya geleli. İstanbul’da çalışıyordum. Orada belki burada aldığımın çok daha fazlasını alırım ama orada paranın hiçbir değeri yok. Ankara yine daha iyi, daha düzenli. Bu yüzden buraya geldim. Bizim patron eski usta. Kendi dükkanını kurmuş sonra büyütmüş.”

Genç işçi o sırada söze dahil olarak şöyle diyor: “Büyütmüş de nasıl büyütmüş? Ben buranın ilk çalışanıyım. 15 yaşında işe başladım. Şimdi 24 yaşındayım. O zaman çıraklığa gidiyordum. İki üç makine ancak vardı. Mesela senin benim sigorta primi asgari ücretten yatıyor. Kalanını elden alıyoruz. Ben 94 model bir külüstüre biniyorum, patron milyonluk arabaya. İkinci yeri de açtı. Kamyon kamyon mal çıkarıyoruz. Burada konuştuğumuz işçinin hakkı. Eskiden ustaysa ne yapalım?​”

Diğeri de ona katılarak, asgari ücretin en az 9 bin TL olması ama zamların durması gerektiğini belirtiyor. İşin başladığını haber veren sirenlerin çalmasıyla oradan ayrılıyoruz...

"SADECE TOK KALMAK İÇİN BİLE 20 BİN TL LAZIM"

Sigara molasında denk geldiğimiz 50 yaşında bir işçiye asgari ücrete dair beklentilerini sorduğumuzda “Ona daha çok var hemşehrim. Memleket öyle bir hale geldi ki iki saat sonrasını, akşamı bile düşünemiyoruz. Yarınımız belli değil. Şimdi ben şu kadar olsun desem ne olacak? Her şeye peş peşe zam geliyor. Gelen de böyle gidiyor. Ben üç çocuk büyüttüm kurtuldum. Şimdi gençler üniversiteye gidiyor, yurt bulamıyor. Nasıl memlekete, kendilerine faydası olsun? İnsanların sadece tok olabilmesi için bile asgari ücretin en az 20 bin TL olması lazım” diyor.

İŞÇİLER AKP’YE OY VERMEYECEĞİNİ SÖYLÜYOR

OSTİM sokaklarında yolumuza devam ederken, motor yenilemesi yapan bir atölyede 40 yaşlarında üç işçiyle bir araya geliyoruz. Atölye arı kovanı gibi. İkram ettikleri çay ile sohbete başladığımızda işçilerden biri “Geçen yıl 30 TL’ye aldığım kaşar bu yıl oldu 120 TL. Gıda ürünlerinden doğal gaza, her şeye dört kat zam gelmiş benim ücreti iki katına çıkarsalar ne olur” diyor. Hemen yanındaki işçi de doğal gazı yaktıkları halde üşüdüklerini anlatıyor: “O kadar kısıkta yakıyoruz, ona rağmen 500 TL doğal gaz faturası geldi. Hiçbir şeyi elimizde tutamıyoruz, geleceğimizi göremiyoruz. Her şeyin fiyatı artarken asgari ücrete zam gelse neye yarar?​”

İşçilerden ikisi geçmişte AKP’ye oy verdiklerini ancak bir dahaki seçimde onlara oy vermeyeceklerini ifade ediyor.

"BU DÜZENSİZLİK NEREYE KADAR?"

Yine yemek molasında 26 yaşında bir işçiyle buluşuyoruz. Öfkeyle sözlerine başlayarak şöyle diyor: “Ya bence memlekete bir sistem, bir düzen lazım. Yoksa ücret artıyor her şey pahalanıyor. Böyle olacaksa ücret artmasın daha iyi. En azından önümüzü görelim. Bu düzensizlik nereye kadar? Hiç kimse memnun değil, herkes bir şekilde sineye çekiyor. Sineye çekmemek lazım.”

"İŞÇİ TOGG’Yİ NASIL ALSIN?"

OSTİM’de çalışan işçilerle görüştüğümüz konulardan biri de fiyatının 1 milyon TL’ye yakın olacağı belirtilen, iktidarın büyük bir şatafat ile ‘yerli ve milli’ diyerek tanıttığı otomobil TOGG’ydi.

Arabasıyla işe gidip geldiğini belirten bir işçi şunları söylüyor: “Ama yakıt koyacak para yok. Sabahları ve akşamları gidip gelirken korsan taksicilik yapıyorum anlayacağınız. TOGG hikaye, ne yerli ne milli. İşçi bu maaşla nasıl alsın o arabayı? Geçenlerde de konut projesi duyurdular ama o da aynı mesele. Millet ilk başta biraz sevindi, sonra katbekat fazla ödeyeceklerini anladılar.”

TOGG’ye dair haberleri internette gördüklerini belirten iki işçi de “Hiçbir yeri yerli değil ama öyle yutturmaya çalışıyorlar” diyor.

 

ÖNCEKİ HABER

Pendik'te İSKi'nin çalışmasında insan kemikleri bulundu

SONRAKİ HABER

Reuters'a konuşan Türk yetkili: Suriye'nin kuzeyine operasyon planlıyoruz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa