EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz: Bu karanlığı dağıtacak güç, birleşik emek cephesi
Taksim saldırısı sonrası Gündem Özel'de sorularımızı yanıtlayan Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, "Hem açız hem can güvenliğimiz yok. Ancak sis perdesini hep birlikte yırtarız" dedi.
Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, gündemdeki konulara dair Zeliş Irmak'ın sorularını yanıtladı.
İstanbul Taksim’de İstiklal Caddesinde yaşanan saldırı hakkında değerlendirmelerde bulunan Akdeniz, “Bütün halkı hedef alan terör saldırısıyla karşı karşıyayız. Bir kez daha şiddetle kınıyoruz, lanetliyoruz. Öyle görülüyor ki bir taşeron yapılanma kullanılmış. Burada bir kukla oyunu var. Bu saldırıyı yapanlar, tetikçiler, onun etrafındaki şebekeler ve buna yol verenler. İplerin kimin elinde olduğunu, bu iplere uzanan elleri bulmadıkça bu katliam aydınlanmaz” dedi.
“ASIL OLARAK BATAKLIĞI GÖRMELİYİZ”
Saldırı sonrası iktidardan gelen açıklamaları yorumlayan Akdeniz “Bütün o açıklamalar sürecin aydınlatılmasına değil, daha da karanlıkta kalmasına neden oluyor. Hep sivrisineklerin peşinden koşmamızı istiyorlar. Halktan da bunu istiyorlar. Kim vurdu, kim getirdi, kim nasıl yaptı? Soruşturma sürecinde göreceğiz ama gerçekleri merakla bekliyoruz. Önemli olan sivrisineklerle uğraşmak değil, önemli olan bataklığı görmektir. Çünkü sineklerin, terörün, teröristlerin beslendiği yer bataklıktır. O bataklık neresidir? O bataklık Suriye savaşıdır. O bataklığa Türkiye'yi kimler sürüklediyse bu katliamların siyasal sorumluluğu da onlardadır.” dedi.
“Türkiye Suriye'den çekilmedikçe, Özgür Suriye Ordusu ve şimdi Milli Suriye Ordusu olarak ifade edilen orduyla bütün bağlarını kesmedikçe bu saldırıların önüne geçmek mümkün değil” diyen Akdeniz “Aksi takdirde Türkiye'nin bu savaş belasından kurtulması mümkün değil. Odaklanacağımız yer esas olarak savaş bataklığıdır. Bizim karşı çıktığımız savaş tezkerelerini onaylarsanız başınıza işte bu işler gelir. Emperyalizmle kol kola böyle hakimiyet savaşlarına girerseniz bu işler böyle olur. Fırtına gelir, halkı vurur. NATO’yla yol yürürseniz sonucu bu olur. Cihatçılarla, terörist gruplarla el ele kol kola bu işleri bu hale getirirseniz sonucu bu olur. Bunların hepsi bir politikanın eseridir, ürünüdür. Bunların sorumlusu doğrudan doğruya AKP hükümetidir, Cumhur İttifakıdır. Beka beka diye ülkeyi getirdikleri hal budur. Ülkede vatandaşlar sokağa çıkamaz hale geliyor. Ekonomik kaygıların geçim kaygılarının yanına da artık bir can güvenliği korkusu eklenmiş durumda. Bu maceracı politikadan kurtulursak Türkiye bu ağır bedelleri ödemekten de kurtulur” ifadelerini kullandı.
“7 HAZİRAN-1 KASIM’IN KARA KUTUSU AÇILMALI”
7 Haziran-1 Kasım arasında yüzlerce kişinin hayatını kaybettiğini hatırlatan Akdeniz “Bu dönemin kara kutusu açılmalıdır. Bu kara kutu açılmadan sadece bugünkü soruşturmalarla bu dönemi aydınlatmak mümkün değildir. Ahmet Davutoğlu, ‘Konuşursam bugünkü iktidardakiler insan içine çıkamazlar’ dedi. Bu söz ne demektir? Demek ki milletin içine çıkamayacak kadar ağır suçlar işlenmiş. Dolayısıyla bunun açığa çıkması gerekiyor. Millet İttifakı partilerine sesleniyorum, onların liderlerine sesleniyorum. Gerçeği arayacaksınız. O yuvarlak masada birbirinize soracaksınız. ‘Konuş kardeşim’ diyeceksiniz. Yoksa o gerçek açığa çıkmayacak. Gar katliamı duruşması, Suruç duruşması … Yıllardır aynı soruyu soruyoruz, sormaya devam edeceğiz. Kim yol verdi? İstihbarat bilgilerine rağmen, kameralara rağmen, bu kişiler izlenmelerine rağmen bunlar nasıl oldu? ‘Ayakkabı numaralarını biliyoruz’ demelerine rağmen bu kişiler binlerce kilometre uzaktan gelip nasıl bu eylemleri yapıyor? Bunları sormaya devam edeceğiz. Bunların aydınlanması gerekiyor” dedi.
MHP Güçlükonak İlçe Başkanı Mehmet Emin İlhan’ın, saldırıyı yapan kişiyle telefonla görüştüğü iddiasıyla ifadeye çağrılmasını da yorumlayan Akdeniz “Bu ağın incelenmesi gerekiyor. Şimdi Valiliğin can havliyle bir partinin ilçe başkanını aklamaya çalışması kafa karıştırıcı. Bir mülki amirliğinin görevi bu olabilir mi? Yargı makamı var, onu beklersiniz. Nereden talimat alınarak bunlar yapılıyor?” dedi.
“KARARTMA YAPILIRSA GERÇEKLER AÇIĞA ÇIKMAZ”
Saldırıdan sonra RTÜK’ün yayın yasağı ve BTK’nin bant daraltma uygulamasını da yorumlayan Akdeniz “Karartmayla katiller açığa çıkartılamaz. Karartma katilleri daha da karanlıkta bırakmak için yapılır. Dolayısıyla burada çok ciddi kafa karışıklıkları var. Son saldırıyla toplumsal travmalar yenilendi. İnsanlar korkuyor, birbirleriyle haberleşmek istiyorlar, çocuklarını merak ediyorlar… Ne yapıyor ülkenin İçişleri Bakanı? Bütün devlet adına açıklamalar yapıyor ve o açıklamalarda da toplumun bir kesimini hedefe koyuyor. Katliam sonrası ortaya çıkan karanlık tabloyu siyasi bir fırsata çevirmek istiyorlar. Yaşadığımız tablo bu. Gerekli özeni göstermeyenlerin; en başta da İçişleri Bakanı’nın istifa etmesi gerekir. Deliller karartılmak istenmiyorsa bütün her şeyi kargaşa haline getiren BTK yöneticileri de dahil olmak üzere halkın haber alma hakkını gasbedenler istifa etmeli. Halkın haber alma hakkı engellenemez, engellendiğinde de gerçekler aydınlanmaz. Bunu seçim güvenliği açısından da yorumlayabiliriz. Önümüzdeki süreçte temel sorunlardan biri olarak önümüze gelecek bu durum. Bunun tatbikatı yaşanmıştır o gece” ifadelerini kullandı.
“SİS PERDESİNİ BİRLİKTE YIRTABİLİRİZ”
“Taksim saldırısı yaşanmadan önce gündemi neydi?” diye soran Akdeniz “Ekonomi, geçim. Toplu sözleşmeler var, yüksek enflasyon var, ücretler erimiş. Çocuklar bir öğün yemek yiyebilecek mi? Bu saldırılar en çok emek dünyasını vuruyor, emekçilerin taleplerini geriye itiyor. O yüzden emekçiler bu ortamda kendi taleplerini savunmaktan geri adım atmamalı. EMEP olarak, işçi sınıfının partisi olarak bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Dikkatlerin dağılmasına izin vermeyeceğiz. Yoğun bir emek mücadelesinin örgütlenmesi için seferberlik halindeyiz. Bütün örgütlerimiz birleşik emek cephesinin yaratılması konusunda canla başla çalışıyor. Bu karanlığı dağıtacak olan güç birleşik emek cephesidir. Emekçilerin kendi talepleriyle ortaya çıkmasıdır. Biz bu güçle bu moralle devam edersek bu sis perdesini hep birlikte yırtarız. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Gününde kadınlar bütün yasaklara rağmen, bütün bu korku iklimine rağmen bir sınav verecekler. Bu karanlık mı kazanacak yoksa özgürlük, eşitlik talepleri; kadınların isyanı mı kazanacak? İşte İran'da da görüyoruz. Bütün baskılara rağmen bütün sosyal medya yasaklarına rağmen, infazlara, idamlara rağmen kadınlar özgürlük taleplerinden vazgeçmediler” dedi.
“EN GENİŞ HALK İTTİFAKININ ÖNEMİ YİNE ORTAYA ÇIKTI”
Demokrasi güçlerinin birliğinin önemli olduğunun bir kez daha görüldüğünü söyleyen Akdeniz “Özgürlükler sorunu, laiklik sorunu, demokrasi sorunu, Kürt sorununun demokratik çözümü, emperyalizm sorunu, emperyalizmle ilişkilerin kesilmesi ve Türkiye'nin hem içeride hem dışarıda barış politikalarını yürütmesi sorunu… Bütün bunlar iç içe geçmiş durumda. O yüzden bir kez daha en geniş emek ve demokrasi güçlerinin birliği çağrısını, en geniş halk ittifakı çağrısını yineliyorum” dedi.
“MİLLET İTTİFAKI ÇİZGİSİYLE KARANLIKTAN ÇIKMA ŞANSI YOK”
Millet İttifakı çizgisiyle Türkiye'nin bu karanlıktan çıkma şansının olmadığını söyleyen Akdeniz “Bu son Taksim saldırısı örneğinde de görüldü. Halk sokağa inmesin. Aman provokasyona gelmeyin. Halk gücünü göstermesin. Halk meydanlarda olmasın… Halk ne yapsın, sizi mi beklesin! Halk sizi bekleyince sokaklarda provokasyon olmuyor mu? İşte oldu, olmaya da devam edecek. Onun için tek adam yönetimi, Millet İttifakının bu muhalefet çizgisiyle gitmez. Başka bir şey gerekiyor. O başka şey halkın örgütlü gücünün meydanlara inmesidir. Üçüncü bir seçeneğin güç kazanması gerekiyor. Biz bunun hazırlıklarını yapıyoruz. Emek ve özgürlük ittifakı olarak aralık başında da büyük halk toplantıları yapacağız. Buradan da mitinglerle devam edeceğiz. Halk olarak açız, yoksuluz. Bir de can güvenliği derdimiz var. Bunlar iç içe geçmiş durumda ve bunların gelip bağlandığı yer tek adam yönetimi ve onun arkasında kümelenen sermaye güçleri. Bu düzenden kurtulmamız lazım işte” dedi. (İstanbul/EVRENSEL)
