Kocaeli Üniversitesi öğrencileri: Dünya bizi konuşuyor, biz konuşamıyoruz!
"Tüm dünya bizi konuşuyorken biz kendimizi konuşamıyoruz. Bu kısıtlamalar zaten gazetecilik etiğine aykırı. Doğru bulmuyoruz. Bu sansüre karşı çıkıyoruz."
Fotoğraf: Pixabay
Emre YILMAZ
Mehmet KAYA
Kocaeli
Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileri, Taksim’de gerçekleşen bombalı saldırı sonrası RTÜK’ün yayın yasağı ve BTK’nin bant daraltmasına dair “Tüm dünya bizi konuşuyorken biz kendimizi konuşamıyoruz” diyerek tepki gösterdi.
Taksim’deki bombalı saldırı sonrası önce RTÜK televizyonlarla ilgili yayın yasağı kararı aldırdı. Hemen ardından Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu herhangi bir açıklama yapmadan sosyal medya platformları için bant daraltma uygulaması getirildiğini açıkladı. Basın, medya ve sosyal medyaya gelen yasakları ve kısıtlamaları ve seçim sürecine giderken bu tarz olayların artma ihtimalini Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileri ile konuştuk.
İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğrencisi Ayşe tüm dünyanın Türkiye’yi konuştuğunu söyleyerek sözlerine başladı ve “Tüm dünya bizi konuşuyorken biz kendimizi konuşamıyoruz. Bu kısıtlamalar zaten gazetecilik etiğine aykırı. İçişleri Bakanı ülkede terörün bittiğini söylüyordu ama öyle olmadığını gördük. Bu kısıtlama kararlarını doğru bulmuyorum. Bu sansüre karşı çıkıyorum” dedi.
"HABER ALMA HAKKIMIZ YOK SAYILIYOR"
Patlama sonrasında İstiklal Caddesi’ne sadece iktidara yakın basın organlarının alındığını hatırlatan Ayşe bunun doğru olmadığını belirterek “Bir kere basın kriterlerine uygun değil, insanların haber almasını engellemeye çalışıyorlar, iktidara yakın gazeteler ya da basın zaten yine iktidarı savunacaktı, burada muhalif basını bilerek almadılar, gerçekler ortaya çıkarsa eleştirilecek yanları ortaya çıkacak böyle düşünüyorum” dedi.
"İLETİŞİM ÇAĞINDA İLETİŞİMSİZLİK DAYATILIYOR"
İletişim Fakültesi Öğrencisi Mete ise basına ve sosyal medyaya yönelik sansürün yanlış olduğunu aktararak “Bu kısıtlamayı yanlış görüyorum bunun dünyada bir örneği yok. Tek bir aklın yasaları böyle çiğneyerek direk halkın iletişim ağını yavaşlatmasını doğru bulmuyorum. İletişim çağında iletişimsizlik dayatılıyor” dedi.
İstiklal Caddesi’ndeki patlamanın olduğu alana sadece iktidara yakın medyanın alınmasına karşı çıkan Mete şöyle devam etti: “Bu medyayı tek bir sese dönüştürüyor. Hepsi aynı şeyi farklı başlıkla anlatıyor, farklı bir bakış açısı, farklı bir değerlendirme yok. Bir gazetecilik öğrencisi olarak şunları söyleyebilirim; çok iç açıcı bir görüntü yok ortada. Dezenformasyon yasası ile birlikte ele aldığımızda sansür ve kısıtlama gibi problemlerin giderek büyüyeceğini düşünüyorum. Mesela özellikle seçim günü doğru bilgi almaktan endişeliyim” dedi.
