Alışveriş defolu, giyim kuşam yamalı
Adana’da yurttaşlar giysilerin pahalılığından şikayetçi. Yurttaşların kimi yeni kıyafetlerde defolu ürünlere yönelirken, kimisi ise eski kıyafetlere tadilat yaptırıyor.
Volkan PEKAL
Tuğba EROĞLU
Adana
Pamuk üretimi için iklimi elverişli sayılı ülkeler arasında yer alan Türkiye’de ENAG verilerine göre giyim ve ayakkabı enflasyonu sadece son 7 ayda yüzde 77.37 arttı. Bir yandan yüksek gıda fiyatları ile de mücadele eden yurttaş “Mutfaktan kıssak aç kalacağız” diyerek giyiminden kısmaya başladı. Emekçiler yeni kıyafet almak yerine, eski kıyafetlerine tadilat yaptırıyor. Tekstil sanayisi istediği için ithalatta sıfır vergi uygulandığını hatırlatan Seyhan Ziraat Odası Başkanı Süleyman Girmen, Tarım ve Orman Bakanlığı çiftçiyi desteklemediği müddetçe zarar eden çiftçinin girdi maliyetleri çok yüksek olan pamuğa tekrar dönmeyeceğini belirterek önümüzdeki yıllarda tekstil ürünlerinde yaşanacak sorunların daha da derinleşeceğini işaret ediyor. BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen ise tekstildeki bu tablonun işçilere işsizlik ve yoksulluk olarak yansıdığına dikkat çekiyor.
"ÇOCUĞUN OKUL FORMASINI BİLE ALAMADIM"
Adana’da bulunduğumuz Çakmak Caddesi kalabalık ancak çoğunluk sadece fiyatlara bakıyor. Alışveriş yapanlar ise taksitle alışveriş yapabilecekleri mağazalara yöneliyor. Dilek Kişial ve ailesiyle fiyat bakarken karşılaşıyoruz. Kişial, bir balık fabrikasında çalışırken asgari ücretin 5 bin 500 lira olarak belirlenmesinin ardından işten çıkarılmış. Uzun süredir eşinin aldığı asgari ücretle geçinmeye çalıştıklarını anlatan Kişial, “Hısım akraba verirse çocuklar kıyafet giyebiliyor” diyor. Kış alışverişi yapmak bir yana çocuğuna forma alamadığı için sivil kıyafetlerle okula gönderdiğini ifade eden Kişial, “Çocuğu servise yazdıramadım. Bu soğukta yaya gidip geliyor. Daha odun ve kömür alamadım. Bu kışı nasıl atlatacağız bilmiyorum. Bu memlekette aç karna öleceğiz” diyor.
"AİLECEK ALIŞVERİŞ YAPSAK 6 BİN TUTAR"
Komşusunun verdiği kıyafetlerle idare etmeye çalıştığını ifade eden Kişial şunları söylüyor: “Çocuk sevinsin diye teyzesi yeni çizme aldı. Biz yapamıyoruz. Ailecek kış alışverişi yapsak 6 binden aşağı olmaz. Onu da biz veremeyiz. Mont alsak; çocuğum ve eşime… Ben evde olduğum için sıkıntı değil. Gitti 3 bin lira. Çocuk montuna 500-600 lira diyor. Çocuk ayakkabısına 500-600 diyorlar. Hadi nasıl alacaksın? Birini alsan öbürünü alamıyorsun. Asgari ücret en az 10 bin lira olmalı ki insanlar biraz olsun rahatlasın. Gerçi evi kira olana 10 bin bile yetmez.”
"MUTFAKTAN KISSAK AÇ KALACAĞIZ"
3’ü öğrenci, 4 çocuğu olan Reyhan Aydemir de yüksek fiyatlar karşısında alışveriş yapamadığını ifade etti. Çareyi geçen seneden kalma kıyafetlerle idare etmekte bulduklarını anlatan Aydemir, “Mutfaktan kıssak aç kalacağız. Geçen seneden kalma kıyafetlerle idare etmeye çalışıyoruz. Her hafta zam olur mu? Küçük esnafım. Asgari ücrete bir kere zam geliyor ama her şeye günlük zam geliyor. Asgari ücret 10 binin altında olursa yaşam çok kötü” diyor.
"PAMUK İPLİK, İPLİK KUMAŞ OLURDU, KUMAŞ UCUZ OLURDU"
Atölyesinde mont üretimi yapan Özer Özdeniz, maliyet fiyatlarının artık günlük belirlendiğini dile getirdi. 30 liraya aldıkları poların bir senede 100 liraya yükseldiğini belirten Özdeniz şöyle devam ediyor: “Elyaf, kumaş ve iplikte de durum aynı. Fiyatlar yıl boyunca aynı kalıyordu. Şimdi günlük olarak değişiyor. Yeleklerin maliyeti 100-150, montlarınki 200-250 lira. Mağazada 500 mü olur 1000 mi olur, bilemiyorum. AVM’lerde çok fazla fiyat biniyor.”
Çocukluğunun Adana’sında Karataş yolunda araçların Çukobirlik’e balya balya pamuk götürmek için sıraya girdiğini ifade eden Özdeniz, “Pamuk iplik olurdu, iplik kumaş olurdu, kumaş ucuz olurdu. Şimdi pamuk bitti, iplik bitti, her şey dışarıdan. Dışarıdan dövizle geliyor, bu da üretime yansıyor” diyor.
"DEFOLU ÜRÜNLERE YÖNELENLER VAR"
Terzilik yapan İsmail Emen, artan fiyatların yurttaşı eski kıyafetleri tadilat yaptırmaya yönlendirdiğini ifade ediyor. Tadilat fiyatını çok bulanlarla da karşılaşır hale geldiklerini dile getiren Emen, “Örneğin 3 pantolon getiriyor, fiyatı ödeyemediği için 1’ini yaptırmayı erteliyor. Orijinal ama ufak tefek defoları olan ürünler getiren de oluyor. Ürün 700 liraysa marka olduğu için 250 liraya defolusunu alabiliyorsun” diyor. Gömlek, pantolon dikiminin ise artık neredeyse hiç olmadığını ifade eden Emen, “İyi bir kumaş alsan metresi 300 liradan aşağı değil. Bir pantolon 750 lirayı buluyor. Artık kişisel zevkten ziyade kendi kalıbına göre kıyafet bulamayanlar zorunluluktan diktiriyor” diyor.
"PAMUK, TEKSTİL SANAYİSİNİN İSTEKLERİNE GÖRE ŞEKİLLENİYOR"
Seyhan Ziraat Odası Başkanı Süleyman Girmen, pamuktaki krizin önümüzdeki yıllarda durumu daha da ağırlaştırma riskine dikkat çekiyor. Dünyada çok az sayıda ülke ikliminin pamuk üretimine elverişli olduğunu dile getiren Girmen, buna rağmen üretim ve tüketim planlanmadığı için pamukta üreticilerin darboğaza sürüklendiğini ifade ediyor. Ülkede pamuk üretiminin tekstil sanayicilerinin istek ve arzularına göre şekillendirildiğini dile getiren Girmen, “Onların talebiyle önceki sezon 1 milyon 200 bin ton ithalat yapıldı, sıfır vergi uygulandı. Bunun karşılığında yaklaşık 2.5 milyon dolarlık bir rakam ödendi. Rusya-Ukrayna savaşı, enerji krizi gibi nedenlerle tekstil sektörü gerileyip ihracata sıkıntılar yansımaya başlayınca sanayi kapasitesini küçülterek kendisini korumaya aldı. Daralma çiftçiyi vurdu” diyor.
"ÜRETİMİ SÜRDÜRECEK TEDBİRLER ALINMALI"
Ekim sezonu öncesi sanayicilerin isteği ile yoğun bir çalışma yapan Tarım Bakanlığının ekim alanlarını arttırdığını ifade eden Girmen, sanayicilerin kendisini korumaya alırken çiftçinin 13-14 lira olan maliyet fiyatına dahi alıcı bulamadığını belirterek şunları söylüyor: “Tarım Bakanlığı tarımsal destekleme politikaları bu ve bu gibi durumlar için geçerlidir. Tarım Bakanlığı burada sorumluluğu üzerine alıp üreticiye ödenen destekleme primini gözden geçirmesi gerekir.”
Uzun vadede ise pamuk ihtiyacının belirlenip ne kadar ve nasıl üretileceğinin planlanması gerektiğini dile getiren Girmen, “Pamuk üreticilerinin üretime devam etmesini sağlayacak tedbirler alınmalı. 3 yıldır değişmeyen 1 lira 10 kuruşluk destekleme priminin süratli şekilde arttırılması gerekiyor. Üretici pamuktan, sadece para kazanmadığı için değil, maliyeti diğer ürünlere göre yüksek olduğu için de kaçıyor. Üretici tercihini yaparken en az maliyetle neyi yetiştirebilecekse onu üretecek. Pamuktan uzaklaşacak. Bu sektör ülkede çalışmaya devam edecekse çiftçiyi pamuğa küstürmemeleri lazım” diyor. Dövize bağlı olunca giyilen ayakkabıdan gömleğe kadar her şeyin fiyatının yükseldiğini dile getiren Girmen, “Adana pamukta çok geri kaldı. Sanayi kesimi ‘Benim kârım, çiftçinin zararı’ mantığı ile hareket etti” diyor.
"İŞLER KÖTÜ GİDİNCE AKILLARINA İLK GELEN İŞÇİYİ KAPI ÖNÜNE KOYMAK OLDU"
Birleşik Tekstil, Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) Genel Başkanı Mehmet Türkmen, tekstil iş kolu da dahil patronların on binlerce insanın hayatını kaybettiği pandemi koşullarında dahi bütçeden ödenen teşvikler, krediler, vergi muafiyetleri ile büyüme ve ihracat rekorları kırdığını belirterek, “Bu dönem boyunca elde ettikleri bu büyümeden, kârlardan işçiye üç kuruş fazla vermediler ama işler biraz kötüye gidince akıllarına ilk gelen işçiyi kapı önüne koymak oldu” diyor.
Tekstildeki daralma sonucu son 4-5 ayda Antep’te halı ve iplik fabrikalarında 30 bine yakın, Malatya’da bir ayda sadece 2 fabrikada 1200, Urfa ve Maraş’ta yüzlerce işçinin işten atıldığını hatırlatan Türkmen, tazminatsız işten çıkmayı kabul etmeyen işçilere ücretsiz izinle açlığa mahkum etme, yer değiştirme, ağır iş verme gibi yöntemlerle mobbing uygulandığını ifade ediyor.
"İŞTEN ATMALAR YASAKLANMALI"
Bu yöntemlerle işçilerin işsizlik fonundan yararlandırılmadığını dile getiren Türkmen şöyle devam ediyor: “İŞKUR’a kayıtlı işsizlerin sadece yüzde 12’si işsizlik ödeneği alabiliyor. Gerçek işsiz sayısı ise yaklaşık 7.5 milyon. Kursiyer işçi, çıraklık eğitimi projeleri gibi adlar altında patronlara aktarıldığı için işsizlik fonu birkaç yıldır açık veriyor. İş bulana kadar işsizlerin fondan yararlanmasını sağlayacak düzenlemeler yapılması gerekiyor. Bunun için hangi gerekçe ile olursa olsun işçinin tazminatını eksiksiz almasını sağlayacak bir yasal düzenleme yapılmalı. Haklı olduğunu kanıtlama ve yargı sürecinin sosyal ve ekonomik yükünü üstlenme sorumluluğu patrona yüklenmelidir. Haksız yere işten atmaların gerçek anlamda yasaklanması gerekmektedir.”
ENAG YÜZDE 77 DİYOR
Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) ekim ayı verilerine göre yıllık enflasyon yüzde 85.51 olurken giyim ve ayakkabı kaleminde fiyat artışı aylık yüzde 8.34, yıllık yüzde 41.30 oldu. Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ekim ayı enflasyon verileri ise giyim ve ayakkabıda sadece bir aylık artışın yüzde 21.5 ile yılın en yüksek artışının yaşandığını ortaya koyuyor. ENAG’ın alt gruplarda nisan ayından beri paylaştığı verileri toplayınca ise giyim ve ayakkabıdaki 7 aylık enflasyonun yüzde 77.37 olduğu görülüyor.