Buldan: AKP-MHP ittifakı, seçim kampanyasını savaş politikalarıyla başlattı
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, "Kaybedeceğini gören AKP-MHP ittifakı, siyasi ömrünü uzatmak için seçim kampanyasını savaş politikalarıyla başlatmış durumdadır" dedi.

Fotoğraf: TBMM
Parlamento Kadın Grubu’nda konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, "Kaybedeceğini gören AKP-MHP ittifakı, siyasi ömrünü uzatmak için seçim kampanyasını savaş politikalarıyla başlatmış durumdadır” dedi. 13 Kasım Pazar günü Taksim'de düzenlenen bombalı saldırıya ve "Pençe-Kılıç" operasyonuna değinen Buldan, "Hava operasyonu ve saldırıların hemen öncesinde Taksim’de yaşanan karanlık patlama kesinlikle bir tesadüf değildir. Ortada elbette aydınlatılması gereken yığınla soru işareti vardır" diye konuştu.
HDP Parlamento Kadın Grubu, 25 Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında grup toplantısını gerçekleştirdi. Pervin Buldan’ın konuştuğu toplantıya, bileşen partileri, Özgür Kadın Hareketi (TJA), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Barış Anneleri Meclisi üyeleri, Batıkent Yeni Yaşam Derneği, Alınteri, Kadın Savunma Ağı, Demokratik Kadın Hareketi, Kadın Zamanı Derneği, Ankara, Eskişehir ve Diyarbakır il örgütü yöneticileri kadınlar katıldı.
Toplantı salonu sıralarına Nagihan Akarsel ve Mahsa Amini’nin fotoğrafları ile “Savaşa hayır”, “Jin, jiyan, azadi” ve “Şiddete, savaşa ve yoksulluğa karşı isyandayız” yazılı dövizler bırakıldı.
"SAVAŞ CAN ALMAYA DEVAM EDİYOR"
Kadınları Kürtçe selamlayarak konuşmasına başlayan Buldan, Antep’in Karkamış ilçesine yönelik roketli saldırıda yaşamını yitirenlere başsağlığı diledi.
Buldan, “Ne yazık ki savaş can almaya devam ediyor. Antep’in Karkamış ilçesi başta olmak üzere hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, ailelerine, yakınlarına ve tüm halkımıza başsağlığı diliyorum. Yaralılar için acil şifalar diliyorum. Tüm kayıpların acısını yüreğimizde hissediyoruz. Her zaman söylediğimiz gibi savaş en büyük yıkımdır, en büyük felakettir ve acıların en talihsizi savaşlarda yaşanır. İktidarlarının bekası için canları ve yaşamı hiçe sayan AKP-MHP savaş zihniyetini herkes görmelidir. Kaybedeceğini gören AKP-MHP ittifakı, siyasi ömrünü uzatmak için seçim kampanyasını savaş politikalarıyla başlatmış durumdadır” dedi.
"TESADÜF DEĞİL"
Sınır ötesi operasyona değinen Buldan, şöyle konuştu:
“Kuzey ve Doğu Suriye sivil yerleşim bölgelerine yönelik olarak gerçekleştirilen hava operasyonu ve saldırıların hemen öncesinde Taksim’de yaşanan karanlık patlama kesinlikle bir tesadüf değildir. Ortada elbette aydınlatılması gereken yığınla soru işareti vardır. Bu karanlığı açıklığa kavuşturmak yerine savaş siyasetine sarılan iktidara çok net bir şekilde söylemek isterim ki bu oyunlar tutmayacaktır.
AKP-MHP iktidarının iddia ettiği gibi Kuzey ve Doğu Suriye’deki demokratik yönetim modeli, Türkiye için bir tehdit değildir. Halkların ortak geleceği açısından asıl tehlike, AKP-MHP’nin dayattığı savaş politikalarıdır."
"SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ DİYALOG VE MÜZAKEREDİR"
"Kuzey ve Doğu Suriye halklarına, Kürt halkına, kadınlara yaşattığınız bu savaştan ve yıkımdan size asla bir iktidar çıkmayacaktır. Bunu çok net bir şekilde ifade ediyorum. Bu savaş politikalarına derhal son verin! Sorunların çözümü diyalog ve müzakerededir. Demokratik barışçıl adımlardadır. Çatışma ve şiddet politikasıyla bugüne değin çözülebilen tek bir sorun olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Bu yanlıştan bir an önce vazgeçilmelidir. Suriye halkları üzerinden elinizi çekin. Kuzey ve Doğu Suriye’den elinizi çekin."
"HEP BİRLİKTE SAVAŞ POLİTİKALARININ KARŞISINDA OLALIM"
"Buradan, bu savaş politikalarına sessiz kalanlara ve de alkış tutanlara da diyorum ki seçim öncesi sahneye konulan bu büyük oyunu hepimizin görmesi gerekiyor. Bu oyunun bir parçası değil, hep birlikte karşısında olalım. Bu savaş çığırtkanlığına karşı biz HDP olarak sonuna kadar demokratik çözümde, demokratik müzakerede ısrar etmeye devam edeceğiz. Tüm demokratik kamuoyuna, tüm toplumsal kesimlere, vicdanlı insanlara, barışı isteyen herkese sesleniyorum: Hep birlikte bu savaş politikalarının karşısında olalım, demokratik çözümün yanında olalım. Bu iktidarın yarattığı çıkar savaşlarının bir tek insanın canına dahi mal olmasına asla izin vermeyelim. Demokratik ortak bir geleceğin inşası için gücümüzü ve irademizi mutlaka ama mutlaka birleştirelim. Bu kürsüden bir kez daha ifade ediyorum: Savaşa hayır diyorum."
"SAÇIMIZIN TELİYLE DİRENECEĞİZ"
"25 Kasım haftasını eylem ve etkinlikleri ile dolduracak olan tüm kadınları; her gününü 25 Kasım’ın direniş ruhuyla geçiren; cezaevlerinde, sürgünlerde, alanlarda, meydanlarda kadınların hak ve özgürlükleri için direnen ve mücadele halinde olan bütün kadın arkadaşlarıma ama ilk başta İran olmak üzere Rojhilat ve Rojava olmak üzere dünyanın bütün kadınların büyük bir onurla, sevgiyle ve dayanışma duygularımla yanındayız, onları buradan selamlıyorum.
Yaşamımızla, mücadelemizle direneceğiz, siyasetimizle, sözümüzle, kalemimizle direneceğiz, yürüyüşlerimizle, halay ve dansımızla, zılgıtlarımızla direneceğiz, beyaz tülbentlerimizle; allı morlu, heft renkli şallarımızla ve saçımızın teliyle direneceğiz sevgili kadınlar. Saçımızın teliyle. Kadınlar olarak bulunduğumuz her yerde jin, jiyan, azadî demeye devam edeceğiz."
"İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'Nİ KALDIRAN KADIN DÜŞMANI İKTİDARDIR"
"İstanbul Sözleşmesi’ni kaldıran da kadın kurumlarını kapatan da yargısıyla kadın katillerini serbest bırakan da bu kadın düşmanı iktidardır. Bu iktidar kadınların özgür iradesini rehin almak için peş peşe yeni cezaevleri açmıştır. Bu cezaevlerinde çıplak arama dahil her türlü işkence ve insanlık suçu keyfi uygulamalar rutin haline gelmiştir, getirilmektedir. Bütün bu saldırıların amacı birdir. O da kadın mücadelesini etkisizleştirmektir. İşte bunu Gezi davasında, Kobane davasında, HDP’ye açılan kapatma davasında görüyoruz. Kayyum darbesinde görüyoruz. Dün görülen Kobane kumpas davası duruşmasında yapacağımız açıklamaya dahi koydukları engel ve geliştirdikleri saldırıda görüyoruz. Kadın gazetecileri, kadın aktivistleri, bilim insanlarını, hak savunucularını hedef alarak tekçi erkek iktidarlarını ayakta tutmaya çalıştıklarını biliyor ve görüyoruz."
"FİNCANCI BİLİMİN IŞIĞINDA CESARETLE YÜRÜYEN BİR KADIN OLDUĞU İÇİN TUTUKLU"
"Şebnem Korur Fincancı bilimin ışığında cesaretle yürüyen bir kadın olduğu için tutukludur ve cezaevindedir. Buradan Şebnem Hoca'nın onurlu duruşuna ve cesaretine milyonlarca kadın adına selamlarımızı gönderiyoruz.
Yine insan hakları savunucusu Jiyan Tosun bu amaçla Taksim’deki karanlık patlamadan sonra bilinçli ve örgütlü bir şekilde hedef haline getirilmiştir. Jiyan bütün Cumartesi yakınları gibi bu ülkenin hakikat alacaklısıdır, adalet alacaklısıdır. Bu hakkı teslim edinceye kadar kadınlar olarak sonuna dek mücadele edeceğimizi Jiyan’a söz vererek ifade etmek istiyorum.
Kendisini 1990’ların bugünkü mirasçısı olarak gören ve bu nedenle Jiyan’ı hedef alan akıl çok iyi bilsin ki; kadınlar o yılların karanlığının bu ülkeye bir kez daha yaşatılmasına asla izin vermeyecektir. Ben bu vesileyle çeyrek asırdan fazla zamandır Galatasaray Meydanı’nda bu karanlıktan, bu karanlık zihniyetten hesap soran tüm Cumartesi Annelerini ve yakınlarını en içten duygularımla selamlıyor ve saygılarımı gönderiyorum."
"TÜRKİYE'Yİ TEK ADAMLARA TESLİM ETMEYECEĞİZ"
"Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki Türkiye’yi tek adamlara teslim etmeyeceğiz. Kadınlar olarak bu ülkeyi biz yöneteceğiz. 2023 seçimlerine damgayı biz kadınlar vuracağız. Biz kadınlar kendimizi seçeceğiz. Biz kadınları bizi yönetecek olanları seçeceğiz. Eşit ve özgür bir yaşam için jin, jiyan, azadi diyoruz. Şiddetsiz bir ülke, şiddetsiz bir dünya için devam edeceğiz. Barış için, demokrasi için, insan hakları ve adalet için demeye devam edeceğiz. Direnişleriyle, diktatörlükleri sallayan tüm dünya kadınları ile beraber jin, jiyan, azadi diyoruz."
Toplantı, “Jin jiyan azadî” sloganlarıyla sona erdi. (HABER MERKEZİ)
Evrensel'i Takip Et