23 Kasım 2022 04:30

Metal fabrikasında ‘Taksim’ tartışmaları: Yapılan açıklamalar güven vermiyor

Bu dönemlerde hem yaşadığımız baskı ortamından kurtulmak hem de yaşadığımız kapitalist sistemde krizlerin faturasını ödememek için biz işçilerin birleşip mücadele etmekten başka çaresi yoktur.

Fotoğraf: AA

Paylaş

Emek Partili bir metal işçisi
Kayseri

İstanbul’da İstiklal Caddesi’nde meydana gelen “kör terör” saldırısına dair işyerindeki izlenimlerimi, iş arkadaşlarımla sohbetimi, Evrensel okurlarıyla paylaşmak istiyorum. Öncelikle bombalı saldırıda hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyorum. Saldırı olduğu vakit, bir metal işçisiyle memleket meseleleri ve fabrikası hakkında sohbet ediyorduk. Bombalı saldırı olduğunu dile getirdim. İkimizin de morali bozuldu. İkimizin de yüzü asıldı. Ne yazık ki hemen sohbetimize kaldığımız yerden devam edemedik. Çünkü oradaki saldırıda hayatını kaybedenlerin ve yaralıların olacağını düşündük. Birden sessizliğini bozan metal işçisinin ilk tepkisi, “Yine seçim öncesi bombalar patlamaya başladı. Daha önce de benzer patlamalar yapılıyordu. Bu sefer bunlara aldanmayacağız” diye konuştu.

Bombalı saldırının ertesi günü işe gittiğimde İçişleri Bakanı Soylu’nun açıklamalarından etkilenenlerin az olduğunu gözlemledim. Geçtiğimiz yıllarda yaşadığımız benzeri saldırılarda milliyetçi duyguların etkisiyle aynı işçilerin HDP’yi kastederek, “Bunları Meclise almakla hata yapıldı, bunlar içimize kadar girmişler. Bunların kökünü kazıyacaksın” gibi tepki verirken, şimdi benzer cümleler kurulmuyordu. Yapılan açıklamaların güven vermediğini dile getirme hali vardı. “İnterneti kısıtladılar, sosyal medyayı engellediler. Bunun altında bir pislik çıkacak” diye düşünenler olmuştu. Açık açık ifade edildi. Saldırıdan sonraki günlerde “Sınırlarımız bu denli açık olursa, elini kolunu sallayan herkes girerse olacağı buydu” diyenler oldu. Suriyelilere kızgınlığını dile getiren işçiler, iktidarın politikalarının sonucu olarak da nitelediler. “Her seçim öncesi bomba mı patlar” sorusu çoğu kişinin sürecin gerçekliğine olan inancını zayıflatmış, milliyetçi duygularında bir artışa neden olmamıştı.

ÖRGÜTLENMEKTEN BAŞKA SEÇENEK YOK

Elbette yaklaşan seçimler öncesi biz işçileri baskı, şiddet ve yasaklamalarla, yönetmeye çalışacaklar. “İçeride ve dışarıda düşmanlarımız var”, “Güçlü Türkiye’yi yok etmek istiyorlar” söylemleri ile milliyetçi duygulara yönelmeye çalışacaklar. Artık bu söylemlere karnımız tok olmalı. Çünkü tek adam iktidarı devamlılığını sağlamak için bu yolu tercih edecektir. Tek adam iktidarlarında tarih boyunca benzeri olayların yaşandığını biliyoruz. Ülkemiz açısından da 2016 yılından beri tecrübe edindik. Hem dünyada hem de ülkemizde kapitalistler pandemiden sonra derinleşen ekonomik krizin faturasını biz işçilere ve emekçilere kesiyorlar. Ülkemizde de bu faturanın bedelini biz işçiler ağır bir şekilde ödüyoruz. Her gün yeni bir zamla uyanıyoruz. Hayat pahalılığında biz işçiler ölmeden yaşamak için hayat mücadelesi veriyoruz.

Biz işçiler böylesi dönemlerde ne yapmalıyız? Bu dönemlerde hem yaşadığımız baskı ortamından kurtulmak hem de yaşadığımız kapitalist sistemde krizlerin faturasını ödememek için biz işçilerin birleşip mücadele etmekten başka çaresi yoktur. Benim de üyesi olduğum Emek Partisi tüm işçilere ve emekçilere benzeri olayların yaşanmaması için işçilerin örgütlenmekten başka ihtimalinin olmadığını söyler. Çünkü hem Türkiye’de hem de dünyada işçilerin vahşi kapitalist sistemde sömürülmeye mahkum olduğunu, baskının, şiddetin ve savaşların bitmeyeceğini her zaman dile getirmektedir. Emek Partisi, adından anlaşıldığı üzere biz işçilerin kendi partisidir. Bizim de partimizle birlikte mücadele etmekten başka seçeneğimiz yoktur.

ÖNCEKİ HABER

Yazar Devrim Koçak: Politik olmayan sanat eseri yoktur

SONRAKİ HABER

Dünya Kupasında büyük sürpriz: Suudi Arabistan Arjantin’i 2-1 yendi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa