Belçika’da 4 günlük çalışma: İşçiler için kazanım mı, kayıp mı?
Belçika’da pazartesi günü yürürlüğe giren haftalık çalışmanın 4 güne indirilmesi kararı, işçiler için bir kazanım mı? Belçika İşçi Partisi (PTB-PVDA) yeni düzenlemenin sorunlarına dikkat çekiyor.
Fotoğraf: PTB-PVDA
Belçika’da 4 günlük çalışma haftası uygulaması pazartesi itibarıyla yürürlüğe girdi. Patron ile anlaşmaya varabilen çalışanlar, eğer isterlerse, haftada 5 gün yerine 4 gün çalışmayı tercih edebilecekler. Haftalık çalışma saati ise değişmeyecek. Bu, 8 saatlik iş gününün resmi olarak 10 saate kadar çıkabilmesi anlamına geliyor.
İş kanunundaki değişikliğin çok öne çıkmayan bir yanı ise gece çalışma. Belçika’da e-ticaret şirketlerine toplu iş sözleşmesi ile “Gece çalışması sayılmaksızın” çalışanlarını saat 20.00 ile gece yarısı arasında çalıştırabilme olanağı da sağlandı. Önceki durumda Belçika’da gece çalışma yasaklanmış durumdaydı.
Belçika’nın liberaller, sosyalistler, yeşiller ile Flaman Hristiyan demokratlardan oluşan koalisyon hükümeti tarafından şubat ayında hazırlanan düzenleme, Türkiye’de de ilgi gördü. Sosyal medyada kapitalizme övgü yorumları dahi yapıldı.
Peki Belçika’daki uygulama, işçiler ve genel olarak ücretli çalışanlar için bir kazanım mı?
"8 SAATLİK İŞ GÜNÜ KAZANIMI GÖMÜLÜYOR"
Belçikalı kimi siyasetçilere göre değil. Örneğin Belçika İşçi Partisi (PTB-PVDA) Başkanı Raoul Hedebouw, sosyal medyada, “İşçi hareketinin bir kazanımı olan azami 8 saatlik çalışma günü gömüldü” yorumu yaptı.
Yine İşçi Partisi Milletvekili Nadia Moscufo’nun konuyla ilgili geçtiğimiz ekim ayında parlamentoda yaptığı konuşma da uygulamanın olası sonuçlarına dikkat çekmesi açısından önemli. Moscufo, Ekonomi Bakanı Pierre-Yves Dermagne’ye “Günde 10 saat çalışma süresini yasallaştıracak ve gece çalışmasını kolaylaştıracaksınız” diye sesleniyor. İlginç olan Pierre-Yves Dermagne’ın kendisini sosyalist olarak tanımlaması. Bakan, hükümetin ortağı Sosyalist Partiden (PS).
Moscufo’nun konuşmasında uygulamaya dair yaptığı vurgular şöyle:
- Kreşler ve okullar günün 24 saati açık değil ve uzun çalışmadan en çok etkilenecek olanlar kadınlar olacak.
STRES VE İŞ HASTALIKLARI RİSKİ ARTABİLİR
- Ülkede 500 bin uzun süreli hasta işçi bulunmaktadır. Günde 10 saatlik çalışma süresiyle birlikte, iş yerinde stres ve tükenmişlik vakaları daha da artacak.
- Aldi’deki (süpermarket zinciri) eski meslektaşlarım kamyonları, düzinelerce paleti boşaltıyor; paketlerini açıyor, boşaltıyor ve hızla kasaya koşuyorlar. Günün sonunda yine de dükkanı temizlemek zorundalar. Sizce bu cehennemi çalışma temposuyla günde 10 saat çalışabilirler mi? Uçak ambarlarını boşaltan, günde yüzlerce bavul ve koli taşıyan işçilerden bahsetmiyorum bile. İnşaat işçilerinden bahsetmiyorum bile... Tüm bu işçiler zaten kas-iskelet sistemi rahatsızlıklarından muzdarip.
GÖNÜLLÜLÜK İDDİASI GERÇEKÇİ DEĞİL: YA KABUL ET YA İŞTEN ATIL
- Reformunuzu gönüllülük esasına dayalı olacağını söyleyerek de övdünüz. İş yerlerinde gerçekler oldukça farklı. Demokrasi, şirketlerin kapısında kalıyor! Gerçek şu ki, formülünüzle ilgilenen patron bunu işçilere dayatacaktır. İşçiler içinse durum şu olacak: Ya kabul edecekler ya da işten atılacaklar.
- E-ticaret şirketleri için gece çalışmasını kolaylaştırmış oldunuz. Bireysel özgürlükler bahanesiyle toplumsal istişarenin içi boşaltılıyor.
DÖRT GÜN ÇALIŞMAYA EVET, GÜNDE 10 SAAT ÇALIŞMAYA HAYIR
- Günde 10 saat mi? Hayır! Haftada 4 iş günü süresi mi? Evet! Bu sendikal bir taleptir, çalışma süresinin toplu olarak azaltılması söz konusudur, işçiler üzerindeki yükü azaltacak olan şey işi sıkıştırmak değildir.
- Daha iyi çalışma koşulları, çalışma süresinin toplu olarak azaltılması, müzakere özgürlüğü, daha yüksek ücretler ve enerji krizine karşı güçlü önlemler için mücadele etmeye devam etmek üzere sendikaların yanında olmaya devam edeceğiz.
NE YAPMALI?
PTB’nin internet sitesindeki konuyla ilgili bir başka açıklamasında “Ne istiyoruz?” sorusuna da şu yanıt veriliyor:
- Ücret kaybı olmaksızın haftada 30 saat çalışma: Bu, aile ve boş zaman için zaman kazandıracak, tükenmişlikle mücadele edecek ve yeni işler yaratacaktır.
- İnsanca çalışma: Bir iş günü en az 3 saat ve en fazla 8 saatten oluşmalıdır. İki vardiya arasında en az 14 saat dinlenme garantisi olmalı. Programlar, sendikalarla başka bir anlaşma yapılmadığı sürece, en az bir ay önceden çalışana bildirilmeli.
- Normal çalışma süresine ek olarak çalışılan her saat fazla mesai olarak kabul edilmeli. Fazla mesailer, sözleşmeye dayalı saat ücretinin yüzde 50 fazlası üzerinden ödenmeli. Fazla mesai kural değil istisna olmalı. Sadece gönüllülük esasına göre yapılmalı.
- Dinlenme hakkı: Pazar günü çalışması, otel ve yemek endüstrisi, acil servisler, huzurevleri ve bakım kurumları gibi gerçekten gerekli olduğu sektörlerle sınırlandırılmalı. Akıllı telefonlar, cep telefonları ve internet, personeli 7/24 çalıştırmak için bir bahane olmamalı. Patronların personeli iş e-postalarını yanıtlamaya veya mesai saatleri dışında ulaşılabilir olmaya zorlaması yasaklanmalı.
- Önce sağlık: İşyerinde sağlık ve güvenliğin nihai sorumluluğu gerçekten işverene ait olmalı. Kas-iskelet sistemi rahatsızlıkları (sırt ağrısı, bilek ağrısı, dirsek ağrısı vb.), stres ve tükenmişlik meslek hastalığı olarak kabul edilmeli. Çalışanlar, şirketlerinin sağlık politikasının geliştirilmesinde gerçek anlamda yer almalı. İş sağlığı ve refahına yönelik denetim güçlendirilmeli ve küçük şirketler daha iyi denetlenmeli. İş sağlığı hekimlerinin bağımsız olarak çalışabilmeleri için işverenler tarafından finanse edilen bir kamu iş sağlığı hizmeti oluşturulmalı.
9 KASIM GENEL GREVİ: DAHA YÜKSEK ÜCRET, DAHA İYİ KOŞULLAR
Belçikalı işçi ve emekçiler de çalışma koşullarından memnun olmadıklarını 9 Kasım’da gerçekleştirdikleri genel grevle gösterdiler.
Enflasyonun yüzde 12’nin üzerine çıktığı ülkede sendikalar, doğal gaz ve elektrikte tavan fiyat uygulanmasını talep etti.
Sendikalar ayrıca ücretlerin iyileştirilmesini, enflasyona endeksli otomatik ücret artışlarına devam edilmesini istedi.
Talepler arasında, düşük gelir gruplarına sağlanan elektrik ve doğal gaz gibi faturaların sosyal tarifeyle ödenmesi uygulamasının genişletilmesi de bulunuyordu.
Belçika’da gaz fiyatlarının sadece bir yıl içinde yüzde 130, elektriğin yüzde 85 ve yakıtın yüzde 57 oranında arttığı belirtiliyor. Buna karşılık birçok şirket 2022’nin ikinci çeyreğinde kâr marjlarını yüzde 46 oranında artırdı. Bunun tüm zamanların en yüksek seviyesi olduğu vurgulanıyor.
TÜRKİYE’DE DURUM NE?
Türkiye’de durum Belçika’nın gerisinde. Yasal çalışma süresi haftalık 45 saat. Ancak uzun süredir bu rakam kağıt üzerinde duruyor.
OECD rakamlarına göre Türkiye’de çalışanların yüzde 15,1’i haftada 60 veya daha fazla saat çalışıyor. Haftalık 50 saat ve daha fazla çalışanların oranı ise yaklaşık yüzde 25.
İşçilerin örgütsüz olması ve ücretlerin düşüklüğü, fazla mesainin gönüllü değil zorunlu olmasına neden oluyor.
Bugün Türkiye’de günlük çalışma süreleri 12, hatta 16 saate kadar çıkan ağır sanayi fabrikaları var. Tekstil ve gıda başta olmak üzere çoğu sektörde günlük 12 saat çalışma olağan hale getirildi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının açıkladığı veriye göre, 15 milyon 987 bin 428 işçiden sadece yüzde 14,26'sına denk gelen 2 milyon 280 bin 285'i sendikalı. Sendikalı olup toplu sözleşme yapabilenlerin oranı ise çok daha düşük. İşçilerin örgütsüz olması ve ücretlerin düşüklüğü, fazla mesainin gönüllü değil zorunlu olmasına neden oluyor.
Türkiye yasal çalışma süreleri bir yana sınırsız fazla mesai yaptırılan ülkeler arasında. (DIŞ HABERLER)