25 Kasım 2022 14:00

Konya Hayvan Barınağı'nda işkence ile cinayet: Sadece işçiler değil, bakanlık ve belediye yetkilileri de sorumlu

Ankara Barosu Hayvan Hakları Merkezi Başkanı Tuğba Gürsoy, Konya Hayvan Barınağı ile ilgili denetleme yükümlülüğünü yerine getirmeyen bakanlık ve belediye yetkililerinin sorumluluğuna dikkat çekti.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Cihan ÇELİK
İstanbul

Konya Hayvan Barınağında bir köpeğin, barınak çalışanı tarafından başına sopayla vurularak öldürüldüğü görüntüler tepki çekti, hayvan barınaklarının durumu bir kez daha kamuoyunun gündemine girdi. Soruşturma sonucu 2 kişinin gözaltına alındığı açıklandı. Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından örnek gösterilen Konya'daki hayvan barınağındaki durumu, hayvan hakları ihlalinin önünü açan sebepleri ve sorumluları Ankara Barosu Hayvan Hakları Merkezi Başkanı Tuğba Gürsoy ile konuştuk. Erdoğan'ın "Sokaklarda köpek olmaz, barınaklara konulsun" açıklamasının ardından kanuna aykırı bir biçimde belediyelerin hayvanları barınaklara doldurulduğunu hatırlatan Gürsoy, son yaşanan olaya konu olan Konya Hayvan Barınağı ile ilgili uzun zamandır da ihbarların geldiğini belirtti. Pek çok barınakta benzer ihlallerin yaşandığını ifade eden Gürsoy, denetleme yükümlülüğünü yerine getirmeyen Tarım ve Orman Bakanlığı yetkililerinden, belediye yetkililerine kadar uzanan sorumluluk silsilesine dikkat çekti.

Ankara Barosu Hayvan Hakları Merkezi Başkanı Tuğba Gürsoy'a yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle:

"ÇOK UZUN ZAMANDIR İHBAR GELİYORDU"

Konya Hayvan Barınağına dair size ulaşan bilgiler neler?

Konya'ya gitmek isteyen gönüllülerin engellendiği bilgisi aldık. Valilik tarafından yolların engellendiği belirtiliyor. O nedenle henüz net bir bilgiye sahip değiliz. Konya ile ilgili zaten çok uzun zamandır ihbar geliyordu. Hem Konya Barosu Komisyonunda görevli avukat arkadaşlarımızdan hem sosyal medyadan hem gönüllülerden. İçeride çok fazla köpek olduğu, hayvanların açlığa, sefalete mahkum edildiği, barınağa gönüllülerin alınmadığı, içeride ne olup ne bittiğinin bilinmediği yönünde sürekli duyumlar alıyorduk. Cumhurbaşkanı aralık ayında yaptığı açıklamada, "Sokaklarda köpek olmaz, barınaklar yapılsın ve bütün köpekler buralara konulsun, bu konuda da ben talimat veriyorum herkese" dedi. Öncelikle kanunsuz talimat olmaz. 5199 sayılı kanuna göre buralar geçici bakımevleridir. Hayvanların yaşayacağı yerler değildir. Kanunda böyle bir ibare yok. Erdoğan'ın açıklamasından sonra bazı belediyeler işgüzarlık yaparak, bu açıklamayı fırsat da bilerek çok fazla köpek topladı. Konya da bunlardan bir tanesiydi. Cumhurbaşkanının örnek gösterdiği belediyelerden bir tanesi oldu tabi bu durumda.

"SADECE İŞÇİLER DEĞİL, BELEDİYE VE BAKANLIK YETKİLİLERİN DE SORUMLULUĞU VAR"

İki kişinin açığa alındığı ve gözaltına alındığı açıklandı. Bu vakada ihmali ve sorumluluğu bulunanlar kimler?

Sosyal medyada yayımlanan videoda işçi gördüğünüz gibi elindeki kürekle köpeği öldürüyor. Bu 5199 sayılı kanunun 28/a maddesine aykırı, hayvana acımasızca muamele, kasten öldürme artık suç kapsamında. Burada sadece işçinin sorumluluğu yok. Benim gözlemim buranın olağanı haline gelmiş bir durum bu, gayet doğal bir şey gibi. Belediye başkanı görevden aldık açıklaması yaptı ancak belediye başkanının, belediye veteriner işleri müdürünün, işçi müdürlerinin, veteriner müdürünün hepsinin sorumluluğu var bu olayda. Göz yumulmuş bir katliam var.

Hem 5199 sayılı kanunun hem TCK ihlali var. Görevin gereklerini yerine getirmemek, görevi kötüye kullanmak. Buralardan da dava açılması gerekiyor. Belediye yetkilileri ile ilgili, denetim görevlerini yapmamak, personeli denetlememek, oradaki kanuna uygun koşulları sağlamamak nedeniyle görevi ihmalden sorumluluğuna gidilmesi gerekiyor. Aslında çok büyük çaplı bir dosya bu. Sıradan basit bir vaka değil. Çünkü hepsinin denetim yükümlülüğü var. Aynı zamanda Tarım Orman Bakanlığını da ilgilendiren bir durum var. Tarım Orman Bakanlığı bu kanunu uygulamakla yükümlü, denetleyici bir bakanlık. Buradaki ihlalleri tespit edip eğer işlem yapmadıysa bugüne kadar Tarım Orman Bakanlığı yetkililerinin de sorumluluğuna gidilmesi gerekiyor. 

"İNSAN HAKLARI VE HAYVAN HAKLARI BİRBİRİ İLE YARIŞAN HAKLAR DEĞİL"

Toplumda ikiye bölünme hali var, "hayvanlar kapatılsın, itlaf edilsin" gibi bir öfke de yansıyor. Bunun nedenlerine dair sizin değerlendirmeniz ne olur? 

Ülkede çok fazla gündem olabilecek konu varken sürekli köpeklerin sorunlarını konuşuyoruz. Bunun da siyasi olduğunu düşünüyorum. Kasıtlı olarak yapıldığını ve gündem karartmaya dair olduğunu düşünüyorum. Son zamanlarda özellikle son bir yılda köpek düşmanlığı ortaya çıktı. Yandaş medyanın da maalesef ki bunda katkısı büyük. İnsan hakları ve hayvan hakları birbiri ile yarışan haklar değildir. Biri diğerinden daha üstün değildir. Çünkü bir yaşam hakkı söz konusu. Fakat bizim kanunlarımızda hayvan hakları tanımlanmadığı için biz bu sıkıntı ile karşılaşıyoruz. 5199 sayılı kanun hayvanları koruyan bir kanun fakat kanunun içeriğine baktığımızda çok fazla çelişkilerin olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla hayvanları korumayan, hayvanların hakkını teslim etmeyen bir kanun. Kanun revize edilmeli. Ama şuan hiç değilse sokak hayvanları yönünden lehe olan hükümler doğru düzgün uygulanmalı, belediyeler ve denetleme yükümlülüğü olan bakanlıklar görevini yerine getirmeli. Ancak şu hali bile uygulanmadığı için maalesef hayvan hakları konusu geriye sarar durumda.

"KISIRLAŞTIRMA MERKEZLERİ KURULMALI"

Acil olarak atılması gereken adımlar neler?

Belediyelerin ivedilikle her yere kısırlaştırma merkezleri kurması gerekiyor, sayı kontrolü yapması gerekiyor. Şu an Türkiye'de kısırlaştırma yapabilen yaklaşık 200 tane belediye var. Bu çok az bir sayı. Ankara'nın pek çok ilçe belediyesinde bile çalışan veteriner hekimler kısırlaştırma ameliyatı yapmıyorlar. Piyasada pek çok işsiz veteriner hekim var bunları istihdam ederek çok sıkı ve ciddi bir şekilde kısırlaştırma yapması gerekiyor. Fakat, Mamak Belediyesi örneğinden söyleyeyim, küpesiz köpekleri toplayıp kısırlaştırıp yerlerine bırakması gerekirken, sokaktaki bütün küpeli köpekleri toplayıp barınağa tıkmayı tercih ediyor. Ellerindeki imkanları, emek ve mesailerini kanuna aykırı şekilde kullanıyorlar.

Bütün yetkilileri kanuna uygun davranmaya davet ediyorum. İl Hayvanları Koruma Kurulu toplantıları, kanuna uygun gündemlerle vali başkanlığında üç ayda bir toplanmalı. Bu konuda Tarım Orman Bakanlığı'na ve Valiliklere çok iş düşüyor. Denetim yükümlülükleri artık yerine getirilsin. Çünkü belediyeleri denetlemediğimizde çok kötü şeyler olduğunu görüyoruz. Denetleyecek mekanizmaların işlerini yapmalarını tavsiye ediyorum.


HAYTAP: ÖRNEK GÖSTERİLEN YER BU HALDEYSE…

Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) Avukatı Şebnem Demirel Acar, 2004’te çıkan yasaya ilişkin merkezi ve yerel yönetimler görevlerini yapmadığı ve sokaktaki hayvanları kısırlaştırmadığı için bu vahşet görüntülerinin yaşandığına işaret etti. Halk TV yayınında konuşan Av. Acar, çözümün sokak hayvanlarını toplayarak barınaklara ve bakımevlerine tıkmak olmadığını dile getirerek “Zaten bakımevleri sadece yaralı sokak hayvanlarına yetecek kapasitede. Ne yazık ki hayvanların burada toplanması daha da vahşi görüntülere neden olacak” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vahşetin yaşandığı Konya’yı örnek gösterdiğini hatırlatan Acar “Örnek gösterilen yerin ne durumda olduğunu da gördük. Çözüm toplu bir kısırlaştırma seferberliğidir” diye konuştu. Sosyal medyada sokak hayvanlarının hedef gösterildiğine dikkat çeken Acar “Bir an önce sokak hayvanlarını değil sokak hayvanlarının sorunlarını masaya yatırarak sorunu çözebiliriz. Yerel yönetimler de bu konuda görevlerini yerine getirmeli” dedi. (HABER MERKEZİ)

{{475484}}

ÖNCEKİ HABER

Kadınlar 25 Kasım öncesinde BORKAD'ın film etkinliğinde buluştu

SONRAKİ HABER

 DİSK/Gıda-İş: Eşit özgür şiddetsiz bir yaşam için mücadeleyi yükseltelim

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa