25 Kasım 2022 14:10

 DİSK/Gıda-İş: Eşit özgür şiddetsiz bir yaşam için mücadeleyi yükseltelim

DİSK/Gıda-İş Sendikası Genel Sekreteri Olcay Ozak 25 Kasım’la ilgili yaptığı açıklamada; “Şiddet ve tacize karşı yürüteceğimiz mücadelemiz de politik ve sınıfsal olacaktır” dedi.

Fotoğraf: Gıda-İş

Paylaş

25 Kasım’da Dominik Cumhuriyeti’nde diktatör tarafından katledilen Mirabel kız kardeşlerin eşitlik ve özgürlük mücadelesinin bugün dünyanın birçok ülkesinde kadınların elinde meşale gibi geleceği aydınlatmaya devam ettiğini vurgulayan Olcay Ozak; “Kadına yönelik şiddetin ve tacizin her gün daha da arttığı günümüzde kadınlar alanları, sokakları terk etmeden mücadelelerini sürdürerek sesini yükseltmeye, sözünü çoğaltmaya devam ediyorlar” dedi.

“TÜRKİYE’DE SON ÜÇ YILDA EN AZ 900 KADIN ERKEKLER TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜ”

Kadınların evde, işte, sokakta yaşamın her alanında şiddet ve tacizin çeşitli biçimlerine maruz kaldığının altını çizen Ozak şunları söyledi; “Dünyanın her yerinde kadınların yaklaşık üçte biri hayatlarında en az bir kez cinsel veya fiziksel şiddete uğrarken Türkiye’de sadece son üç yılda en az 900 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Kadınların eşitlik, özgürlük ve insanca yaşama talebine karşı “kadın kadınlığını bilecek, o saatte orada ne işi varmış, o da öyle giymeyiversin, kadının fıtratı öyle’’ gibi şiddeti ve tacizi gerekçelendiren söylemler kadın cinayetlerini artırıyor, şiddeti körüklüyor.”

Yaşanan enflasyon artışının kadınları yoksullaştırdığı gibi şiddete açık hale de getirdiğini ifade eden Ozak; “Uzun çalışma saatleri (10-12 saat) kadınların mental sağlığını büyük ölçüde bozduğu gibi psikolojik şiddetin açık hedefi haline getiriyor. Ekonomik krizle birlikte derinleşen yoksulluk, işsizlik ve güvencesizlik kıskacında ki kadınlar işsiz kalmamak için patronların her türlü baskısına dayanmaya çalışıyor. Zamlar karşısında ücretlerin erimesi geçim şartlarının gittikçe zorlaşması psikolojik gerilimi artırdığı gibi. Kadınlara ve çocuklara yönelik şiddeti artırdığı bir gerçek” dedi.

“İŞÇİ KADINLAR MÜCADELENİN EN ÖNÜNDE YER ALIYOR”

İşsizliğin yoksulluğa, yoksulluğun şiddete yol açtığı ortadayken, sendikaya üye oldukları için işten çıkarılan kadınların sendikalı ve güvenceli çalışmak için mücadele etmeye devam ettiğini belirten Ozak şunları söyledi; “İki ayı aşkın süredir direnen Marlboro/Euroserve işçisi kadınlar bu mücadelenin en önünde yer alarak işlerine ekmeklerine sahip çıkıyorlar.

ÇAYKUR’da mevsimlik olarak çalışıp yılın altı ayını işsiz geçiren ÇAYKUR işçisi kadınlar güvenceli ve tam zamanlı çalışabilecekleri bir iş için mücadelelerini sürdürüyorlar.

İnsanca çalışma koşulları ve insanca bir yaşam sürmeleri için emeklerinin karşılığı olan ücreti alabilmek sendikalı, güvenceli çalışmak için direnen Yasin Çakır işçilerinin eşleri de yaşadıkları yoksulluğa ve eşitsizliğe karşı eşlerinin mücadelesinde yanlarında onlarla birlikte kendi gelecek mücadelelerini de sürdürmeye devam ediyorlar.

Fabrikalarda, tarlalarda, okullarda, hastanelerde, belediyelerde, atölyelerde hayatın üretildiği bütün alanlarda kadınların yaşadıkları mobbing ve tacize karşı ancak örgütlenerek karşı koyabiliriz, birlikte mücadele ederek bunu başarabiliriz.”

“İŞYERLERİNDE EŞİT, ÖZGÜR VE ŞİDDETSİZ ÇALIŞMA TALEBİNİ YÜKSELTELİM”

İşyerlerinde şiddet ve tacizin yarattığı psikolojik, ekonomik şiddetin bir işçi sağlığı sorunu olduğunu ve buna karşı birlikte mücadele edilmesi gerektiğini söyleyen Ozak;. “İşyerlerinde kuracağımız komitelerle yürüteceğimiz sendikalı ve güvenceli çalışma mücadelemize eşit özgür ve şiddetsiz bir çalışma yaşamı istiyoruz talebimizi de ekleyerek sürdüreceğiz.

Kadınların eşitlik özgürlük ve şiddetsiz bir yaşam mücadelesini işçi sınıfın insanca yaşanacak bir dünya mücadelesinin bir parçası olduğunu ve mücadeleyi birlikte yürüteceğimizi biliyoruz” dedi.

"BİRLİKTE MÜCADELE EDECEĞİZ, BİRİKTE BAŞARACAĞIZ" 

Kadınların kendi hayatları hakkında sözlerini söyleyebilme ve haklarını güvence altına alma kararlılığının her geçen gün daha da çoğalarak devam ettiğine işaret eden Ozak şunları söyledi; “Mirabel kardeşlerden bugüne mücadelemiz sürüyor. Bir gece yarısı kararnamesi ile İstanbul sözleşmesinden çıkılması kararına karşı kadınlar sokakları terk etmeyerek bu kararı tanımadıklarını haklarından ve hayatlarından vazgeçmeyeceklerini ilan ettiler. İşyerinde tacizi ve şiddeti önleyen ILO190 (C190) sayılı sözleşmenin de bir an önce onaylanarak etkin uygulanması mücadelesini birlikte sürdüreceğiz. Şiddet ve tacize karşı her söylemin politik olduğunu biliyoruz. Buna karşı yürüteceğimiz mücadelemiz de politik ve sınıfsal olacaktır. İnsanca çalışacağımız, İnsanca yaşayacağımız bir hayatı inşa etmek için birlikte mücadele edeceğiz, birlikte başaracağız. Hakları ve Özgürlükleri için ayağa kalkan İranlı kız kardeşlerimizin mücadelesini selamlıyoruz.” (HABER MERKEZİ)

 

ÖNCEKİ HABER

Konya Hayvan Barınağı'nda işkence ile cinayet: Sadece işçiler değil, bakanlık ve belediye yetkilileri de sorumlu

SONRAKİ HABER

Fahiş kira zammına karşı çıktı, suyu kesildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa