25 Kasım 2022 18:25
Son Güncellenme Tarihi: 26 Kasım 2022 12:39

İstanbul'da kadınlar yasağa rağmen sokağa çıkmaktan vazgeçmedi

Şiddete karşı yan yana durmak isteyen kadınlara polis pek çok noktada müdahale etti. Çok sayıda kadın darbedilerek gözaltına alındı. Kadınlar, gece saatlerinde serbest bırakıldı.

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel

Paylaş

İstanbul'da kadınlar, yasak kararlarına rağmen 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü'nde sokağa çıkmaktan vazgeçmedi. Kaymakamlığın yasağı üzerine Taksim, Tünel ve çevresi polis ablukasına alındı. Kadınlar pek çok defa bir araya gelmeye çalıştı ve polis tarafından engellendi. Çok sayıda kadın gözaltına alındı.

İlk olarak çabalarından vazgeçmeyen kadınların bir kısmı Asmalımescid'deki Sofyalı Sokak'ta bir araya gelip "Kadınları değil, erkek şiddetini engelle" pankartı açtılar.

"Katledilen kadınlar isyanımızdır", "Erkek adalet değil, gerçek adalet", "Jin jiyan azadi", “Mücadelemiz engellenemez” sloganları atılan eylemde katledilen kadınların isimleri okundu, kısa bir açıklama yapıldı.

Bu esnada kadınları ablukaya alan polis gazetecileri ittirerek alandan uzaklaştırdı.

Gazetecilerin alandan çıkarılmasının ardından polisler süpürün aşağı diyerek kadınları dağıtmaya ve uzaklaştırmaya çalıştı. Bu sırada bazı kadınlar gözaltına alındı.

Kadınlar akşamın erken saatlerinde de çeşitli bölgelerde de gözaltına alındı. 25 Kasım Kadın Platformu, Kadıköy’den gözaltına alınan 12 kişinin birkaç saat sonra Rıhtım Karakolu’ndan serbest bırakıldığını bildirdi.

KADINLAR HALİÇ TERSANE CADDESİ'NE GEÇTİ, BAZI KADINLAR BURADA DA GÖZALTINA ALINDI

Kadınlar birkaç koldan hızlı adımlarla ve sloganlarla Haliç Tersane Caddesine geçti. Şiddette ve eşitsizliğie karşı pankart ve dövizlerini açtılar.

Polisler de hızla bu alandaki kadınları da ablukaya aldı. Birkaç noktada bazı kadınlar gözaltına alındı.

EYLEM KOMİTESİ: GÖZALTILARA RAĞMEN BİR ARAYA GELMEYE ÇALIŞTIK

İstanbul 25 Kasım Eylem Komitesi, bir duyuru yaparak eyleme son verdiklerini duyurdu. Açıklamada "Tüm gözaltılara rağmen bir araya gelmeye calıştık ve şimdi eylemimizi burada bitiriyoruz. Herkes güvenli alanlarına geçsin. Avukatlarımız gözaltıları takip ediyor olacak" denildi.

GÖZALTINA ALINANLAR AVUKATLARIYLA GÖRÜŞTÜRÜLMEDİ

Gözaltına alınan kadınlarla görüşmek isteyen avukatlar, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü bekleme salonu önünde kolluk kuvvetlerinin müdahalesine maruz kaldı. Polis, hukuki bir gerekçe sunmadan içeri almadığı avukatları iterek bina girişinden uzaklaştırmaya çalıştı. Avukatlar, polis müdahalesine ilişkin tutanak tuttu.

BİR KADININ BACAĞI KIRILDI

25 Kasım Kadın Platformu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarla kadınların avukatlarıyla görüştürülmediğini, gözaltı araçlarında saatlerdir ters kelepçeli bekletildiklerini, gözaltında süren şiddet nedeniyle bir kadının bacağının kırıldığını duyurdu.

GÖZALTINA ALINAN KADINLAR SERBEST BIRAKILDI, İKİ MÜLTECİ KADIN SINIR DIŞI RİSKİYLE KARŞI KARŞIYA

En az 200 kadının gözaltına alındığını duyuran platformun sosyal medya hesabından gece boyunca yapılan paylaşımlarda kadınların gruplar halinde serbest bırakılmaya başlandığı görüldü. Gözaltına alınan kadınların tamamı gecenin ilerleyen saatlerinde serbest bırakıldı. İki göçmen kadın ise Geri Gönderme Merkezine götürülmek için bekletiliyor. 25 Kasım Kadın Platformu avukatları sınır dışı edilme riskiyle karşı karşıya olan kadınlara hukuki destek veriyor.

ZÜLEYHA GÜLÜM: BİZ KAZANACAĞIZ, KADINLAR KAZANACAK

HDP İstanbul Mİlletvekili Züleyha Gülüm, Haliç'te kadınların gözaltına alınmasının ardından durumu Ekmek ve Gül'e değerlendirdi. Gülüm, "Kadına yönelik şiddete karşı her türlü mücadele ettiklerini söylüyorlar. Bir kez daha nasıl mücadele ettiklerini görmüş olduk" dedi. Dayatılan korku iklimine ve her türlü baskıya karşı boyun eğmeyeceklerini belirten Gülüm, "Biz kazanacağız, kadınlar kazanacak" dedi.

PLATFORMUN 25 KASIM AÇIKLAMASI

25 Kasım İstanbul Kadın Platformu, şu açıklamayı yaptı. Açıklama bazı noktalarda polis müdahalesi nedeniyle parçalar halinde okunabildi. Açıklama şu şekilde:

"Özgürlüğümüz için susmuyoruz!

Hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz!

Erkek-devlet şiddetine itaat etmiyoruz!

Erkek devlet şiddeti tüm yaşam alanlarımızı sarmalarken, biz kadınlar, bir 25 Kasım’ı daha direnişle karşılıyoruz.

İran’dan Türkiye’ye dünyanın her yerinde mücadele etmeye kararlıyız.

İsyandayız! Umutluyuz!

Kriz, ekonomik şiddeti sadece hane içerisinde erkeğin kadın emeği üzerindeki tahakkümü olmasının ötesine taşıdı. Devlet eliyle yaratılan bu sosyal güvencesizlik ortamında kadınlar işsiz kalmamak için patronların her türlü baskısına dayanmaya çalışıyor. Enflasyon, tüketim mallarının fiyatlarını sürekli artırırken kadınlar, sırtındaki ev içi angarya kamburuyla en ucuzunu bulma maratonuna koşuluyor. Ücretlerin erimesi psikolojik gerilimi artırıyor; medyasıyla, fetvasıyla, politikasıyla iktidarın kışkırttığı erkeklik ev içinde geçim sıkıntısıyla birleşerek kadına yönelik şiddete dönüşüyor.

İstanbul Sözleşmesi’ni iptal eden, hayatını savunmak zorunda kalan kadınları cezalandıran, kırıntı halinde kalan yasa maddelerini kendi düzenine uygun hale getiren-sistematikleştiren, kadın kurumlarını kapatan, cinsel istismar suçlarında tutuklama için somut delil arayan, faillere cezasızlık politikası uygulayan, LGBTİ+lara karşı nefret yürüyüşü örgütleyerek şiddetin her türlüsüne açık hale getiren, kadınları yoksullaştıran, çalışma koşullarını her geçen gün daha da vahşileştiren; evde, okulda,  fabrikada, amfide kadınları yok sayan iktidar, şiddet failinin kendisidir! Failler, güçlerini toplumsal cinsiyet eşitliğine inanmayan devletten alıyor.

Biz kadınlar, tüm bu saldırılara rağmen, hayatlarını, haklarını korumak ve bir kişi daha eksilmemek için mücadele edenleriz.

Bugün haklarımızı gasp etmeye çalışanlar, karşımıza "güçlendirilmiş aile" projesiyle çıkıyorlar. Kadınlara kaç çocuk yapacaklarını söyleyenlere, kadınları “aile hizmetinde kariyer” yapmaya zorlayanlara sözümüz var: Her gün palazladığınız erkeklik, aile içinde kadınları katlediyor. Her gün kutsadığınız aile kavramı, kadınlar için birer şiddet yuvası! Bizi sadece “kutsal aile” içinde tanımlayan gerici politikalardan güç alan erkek şiddeti gösteriyor ki tek adamıyla, yandaş medyasıyla, polisiyle, mahkemesiyle örgütlenmiş erkek egemen devlete karşı en büyük gücümüz “örgütlülüğümüz”. Eşitlik, özgürlük ve barış için örgütlü mücadele dışında bir seçeneğimiz yok. Bizi korkutmaya, sindirmeye, yaşamdan izole etmeye çalışanlara bir kez daha bu sokaklardan meydan okuyoruz. Bizler, umudu büyütmek için biriktirdiğimiz kalabalığı hatırlayanlarız!

Çocuk istismarı aile içinde gizleniyor. Kadınlar ev içine kapatılıyor; ev işleri, bakım emeği ve çocuk bakımının yükleri ise sadece kadının görevleriymiş gibi kutsallaştırıyor. Ancak bizler, makbul ailenizin makbul kadınları olmayacağız. Kadın düşmanlarının “güçlü aile” diyerek bizim hayatlarımız üzerinden iktidarlarını korumalarına izin vermeyeceğiz!

Ülkeyi adım adım savaşa götürenler, Ortadoğu’yu savaş politikalarıyla yönetmeye çalışanlar, kadınları, militarist, milliyetçi ve cinsiyetçi politikalarla hedef haline getirenlerdir. AKP-MHP iktidarının savaş ve şiddet politikaları yine en çok biz kadınları etkiliyor ve biz kadınlar, İran’dan Afganistan’a Rojava’dan Türkiye’ye savaş politikalarına karşı özgürlük mücadelesini yükseltiyoruz. Ne molla rejimine ne IŞİD’in karanlığına ne de diktatörlüğe biat etmeyeceğiz!

Güvenliği sağlama iddiasıyla sınır ötesi operasyonlar yapan iktidara sesleniyoruz: Bu savaş bizim savaşımız değil! Kaybediyorsunuz, bunu gölgelemek için savaşa ve şiddete sığınıyorsunuz. Biat etmeyen kadınlara baş eğdirmeye çalışarak tutuklayanlar, hapishanelerde kadınlara çıplak arama ve cinsel şiddet uyguluyor. Kadın katillerine iyi hal indirimi verenler, özelleştirilmiş aflarla tecavüzcüleri bırakanlar, onlara itaat etmeyen kadınları cezalandırıyor. Semra Güzel’i, Mücella Yapıcı’yı, Şebnem Korur Fincancı'yı ve daha nice yol arkadaşımızı tutuklayanlar bilsin ki biz kadınlar içeride ve dışarda mücadele etmeye devam edeceğiz. Savaşa politikalarına ve savaş suçlarına, sömürüye ve gericiliğe karşı dayanışmamız duvarları aşıyor!

Ülkeyi kriz batağına süren iktidar, yönetememesinin faturasını kadınlara çıkartmaya çalışıyor. Bu düzenin iş ararken ayrımcılığa maruz kalan kadınları daha fazla işsiz bıraktığını, boşanmak isteyen kadınları daha fazla şiddete ve sömürüye açık hale getirdiğini hep birlikte görüyoruz. Güvencesiz çalışan, ucuz iş gücü olan, krizde işten çıkarılan, yok sayılan emeğin sahibi biz kadınlar bu gidişata artık yeter diyoruz.

Hijyen ürünleri, HPV aşısı, tampon ve pedler kadın sağlığının en temel ihtiyaçlarıyken bizler bu ürünlere ücretsiz ulaşamıyoruz. Barınma sorununu, yükselen kiraları, ödeyemediğimiz faturaları, boş market poşetlerini düşünmek istemiyoruz. Eşit, özgür ve insanca bir yaşam için tüm kadınları mücadeleye çağırıyoruz.

Her türlü erkek-devlet şiddetine, nefret suçlarına, savaş politikalarına, yoksulluğa dur demek için, hayatlarımız ve haklarımız için, BURADAYIZ diye haykırmak için, bugün alanlardayız.

Ve alanlarda olmaya devam edeceğiz!

Hayatlarımızın da haklarımızın da tek güvencesi biziz.

Ne dün ne de bugün susmadık, korkmadık, itaat etmedik, etmeyeceğiz."


KADINA ŞİDDETE KARŞI MÜCADELE GÜNÜNDE KADINA YASAK

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nde şiddete karşı yan yana durmak için Taksim Tünel'de olacaktı. Kaymakamlık açıklamayı yasakladı; Tünel, İstiklal Caddesi ve Karaköy adeta polis ablukasına alındı.

25 Kasım Kadın Platformu “Müsaade istemiyoruz, şiddetsiz bir hayat istiyoruz!” diyerek Tünel'de yapacakları açıklamaya çağırmıştı.

Beyoğlu Kaymakamlığı, Taksim Tünel’de yapılacak 25 Kasım eylemini yasakladığını açıklamıştı.

25 Kasım Kadın Platformu ise "Kadınların toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlemeye ilişkin anayasal haklarını kullanmalarını engellemeyi amaçlayan bu karar, siyasi bir karardır. Söz konusu yasaklama kararı hak ve özgürlüklere müdahale niteliğinde olup tamamen haksız ve hukuka aykırıdır" diyerek yasak kararının iptali için dava açtı.

Akşama doğru, Beyoğlu Kaymakamlığı’nın yasak kararının iptali için Platformun açtığı davada mahkeme, "idarenin savunma yapması gereklidir" dedi ve yasak kararını kaldırmadı.

TAKSİM VE ÇEVRESİ POLİS ABLUKASINA ALINDI

Sabah saatlerinden itibaren İstiklal Caddesi'ne çıkan sokaklara bariyerler konulurken, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Valiliği kararıyla 15.00'ten sonra M2 Yenikapı-Hacıosman metro hattının Şişhane ve Taksim istasyonları ile F1 Taksim-Kabataş füniküler hattının işletmeye kapalı olacağını duyurdu. Polis tüm sokaklara bariyerler yerleştirdi, pek çok noktaya zırhlı araçlar konuşlandırdı.

(İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

İzmir Barosu “Şiddetin Görünmeyen Yüzü” başlıklı panel düzenledi

SONRAKİ HABER

Mersin'de sele kapılarak yaşamını yitiren kadının cenazesi toprağa verildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa