Gürer: Hem üretici hem de tüketici hızla borçlanıyor
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, AKP iktidarında geçen her gün hem üreticinin hem de tüketicinin hızla borçlandığını belirtti.
Fotoğraf: Ömer Fethi Gürer
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, tarımsal üretimde bulunan yurttaşların borçlarının bir yılda 108 milyar TL arttığını belirtti. Ayrıca yurttaşların bankalara olan kredi ve kredi kartı borcunun da düzenli bir şekilde artış eğiliminde olduğunu, bankalara olan kredi ve kredi kartı borçlarını ödeyemeyen ve bankalar tarafından takibe alınan kişi sayısının da 1 milyon 218 bin 397 kişiye ulaştığını ifade etti.
"TARIM SEKTÖRÜNÜN BORCU 261 MİLYAR TL"
Gürer, “AKP iktidarında tarım sektörünün borçları sürekli katlanarak artıyor. Üreticinin borcu sürekli rekor tazeliyor. Tarım sektörünün kredi borcunun eylül ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 70 artarak 261 miyar 713 milyon TL’ye ulaştığını görüyoruz. AKP iktidarında üreticinin bu denli borçlanması olumsuzlukları beraberinde getirmekte ve gelir gider dengesinin bozulması üreticinin elinde avcunda ne varsa yitirmesine yol açmaktadır” dedi.
"YURTTAŞ BORÇLANARAK YAŞIYOR"
Tarımda artan borçlanmanın yanında yurttaşların bankalara olan kredi ve kredi kartı borçlarının arttığına vurgu yapan Gürer, “Vatandaş bankalara borçlanarak yaşamını idame etmeye çalışıyor. Kasım ayında vatandaşın bankalara olan borcu 1 trilyon 386 miyar TL’ye kadar çıkmış durumda. Bu rakamın 1 trilyon 7 milyar TL’si kullanılan kredilerden oluşurken 376 miyar TL’si kredi kartı borçlarından oluşuyor. Geçen yılın bu ayında vatandaşın borcu 941 milyar 486 milyon TL’ydi. Artık vatandaşın borcu trilyonlarla telaffuz edilmeye başlandı. AKP iktidarında geçen gün gelen günü aratır oldu. Bir yılda vatandaşın borcunun yüzde 47 oranında arttığı bir dönemin sorumlusu olan bir siyasi iktidarın ismi AKP’dir” diye konuştu.
"BANKALARIN TAKİBİNDEKİ VATANDAŞLARIN SAYISI DA ARTIYOR"
Bireysel kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısının 2022 yılı Ocak-Eylül döneminde 706 bin kişi olduğunu, bireysel kredi borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısının ise aynı dönemde 820 bin kişi olduğunu vurgulayan Gürer, “Ocak-Eylül 2022 döneminde 1 milyon 218 bin kişi bireysel kredi veya bireysel kredi kartı borcundan dolayı bankalar tarafından yasal takibe intikal etmiş durumda. Bir önceki yıla bakıldığında bu rakam 855 bin kişi olarak gerçekleşmişti. Daha 2022 yılı bitmeden bu rakamın yüzde 42 oranında ve 363 bin kişi arttığın görüyoruz” ifadelerini kullandı.
"HEM ÜRETENİN HEM TÜKETENİN BORÇLANDIĞI BİR DÖNEM"
Ülkenin artık yönetilemediğini ve her kesimden vatandaşın borçlanarak ertesi güne başladığını ancak bu şekilde bile alım gücünün düşmesi sebebiyle temel ihtiyaçlarında dahi taviz verir duruma geldiğini anlatan Gürer, “Hangi kesimden vatandaşla konuşursak konuşalım sorunlar aynı, vatandaş geçinemediğini belirtiyor. Emeklisi, işçisi, çiftçisi ve memuru fark etmiyor. Bu ülkenin her vatandaşının temel ihtiyaçlarına zorlanmadan ulaşabilmesi en doğal haklarıdır. Vatandaş temel ihtiyaç ürünlerini dahi alamayacak, belli bir kesim de sefa sürecek, dar ve sabit gelirli kesim ise ekmeğinde aşından kısarak yoksullukla boğuşacak. Bu gidiş iyi gidiş değildir. Zengin zenginliğini katlıyor, fakir fukara sofrasından ürün çeşidini azaltıp kuru ekmek ile idare edecek noktaya zorlanıyor” dedi.
"SİYASİ İKTİDAR VATANDAŞIN MAĞDURİYETİNİN FARKINA VARMALI"
Siyasi iktidarın, vatandaşı mağdur eden sorunların farkına varması gerektiğini vurgulayan Gürer, “ İşçisi, çiftçisi, emeklisi, engellisi herkesim sıkıntılı bir süreçte. Üretimden çiftçiyi uzaklaştıran gelir düzeyindeki düşme. Süt ineklerinin kesime gitmesi hayvancılığa büyük darbe vuruyor. Tarım kesiminde yaşan olumsuzlukların gıdaya olumsuz yansıması olacak. İthalatçı bir kafayla, "biz bunu çözeriz" diyen anlayış bir gün ithal edilecek ürün de bulamayabilir. Rafta her ürünün varlığı ülkede kıtlık olmadığı anlamına gelmez. Çünkü raftaki ürünü alacak para vatandaşta yoksa bu ürünü alamıyorsa vatandaş mağdur ve sıkıntı içindeyse bu da bir dolaylı kıtlıktır. Günde 3 öğün yerine 2 öğüne yemeğini düşürüp sofrasındaki kabını azaltmışsa, aldığı ekmek sayısını düşürmüşse orada sorun var demektir” diye konuştu. (EKONOMİ SERVİSİ)